Sezen

15.3K 886 391
                                    

Merhabalar size çok güzel bir bölüm getirdim bence çok seveceksiniz :) O yüzden beğendiysek lütfen OY VERELİM olur mu?:)

DUYURU: Kpss dersanesine başladığım için hikayeyle maalesef ilgilenemeyeceğim. Ama ara vermeyi de düşünmüyorum. Sadece her hafta 1 bölüm yerine, ayda 1 bölüm yayınlayacağım. Sizlere Yeni Bölüm tarihlerini de her bölüm başında yazacağım zaten. Yani YENİ BÖLÜMLER ARTIK AYDA 1 GELECEK. 

Beni anlayacağınızı umuyorum, ara vermeyi bende hiç istemediğim için böyle bir çözüm buldum. Belki o zaman da birkaç gün YB'nin gelmesi şaşar ama merak etmeyin gelecek. 

YENİ BÖLÜM 6 KASIM PAZARTESİ GÜNÜ GELECEK! Keyifli okumalar:)

*-*-*-*-*-*

"Gerçekten denize girecek misin?"

Genç kızın şaşkınlığına karşın gülmeden edemedi Barış. Temmuz ayının sıcak gecesinde elbette denize girilebilecek bir sıcaklık vardı, hem deniz geceleri her zaman karadan daha sıcak olurdu ancak bunu şimdi yapmayacaktı. Tabi tatlı Karaca'nın şaşkınlığını görmek için bunu hemen söylemeyebilirdi. Üstündeki gömleğin üstten birkaç düğmesini açarken Karaca'nın da gözleri açıldı.

"Ay şaka yapmıyorsun!"

Barış ise daha fazla devam edemedi. Gülmesini de bastıramadı. Karaca'nın biraz sitemli biraz da anlar ifadeli bakışlarına karşın ise daha fazla gülmek istemedi bir süre sonra. "Hayır." dedi. "Merak etme sadece bir şaka. Denize girmeyeceğim. "

Karaca'dan ses gelmemesi üzerine biraz muzip bir tavırla "Yoksa tüm o şaşkınlığın bir maske miydi, girmemi mi isterdin?" diye sordu.

"Ne kadar komiksin öyle. Yeni mi öğrendin?"

"Sayenizde küçük hanım, artık yaşadığımı hissediyorum."

İstemsizce gülümsedi Karaca. Böyle tek bir cümleyle onu bu hale getirebiliyordu işte. Sanki erimişti. Gülümsemesi daha da büyük bir gülücüğe dönüşürken emniyet kemerini çözüp ona doğru eğildi. Barış'ın dudaklarına tatlı bir öpücük kondurup geri çekildi. 

"Hayır. Giyinikken de fena değilsin. Beni buraya neden getirdin?"

Barış onu evden çok uzak olmayan bir yere, deniz kıyısına getirmişti. Burası alabildiğine ıssızdı bu saatlerde. Işıklar deniz kıyısını bir miktar aydınlatsa da onlar ışık olmayan yerdeydi. 

"Bizi burada kimse göremez sanırım. Yanılıyor muyum?"

"Hayır. Seni kötü emellerime alet etmek için buraya getirdim."

"Bak sen. Ne gibi kötü emellermiş?"

"Öyle söyleyince sanki sen bana fena şeyler yapacakmışsın gibi oldu." 

Bunun üzerine Karaca kahkaha atarken Barış iç çekmeden edemedi. Ne kadar güzeldi. Gülmek bir insana ancak bu kadar yakışabilirdi. 

"Korkma. Ben terbiyeli bir kızım."

"Pekala şimdi içim rahat etti işte. Gel hadi." 

Barış arabadan inerken Karaca da onun peşinden indi. Ayakları birkaç adım sonra kuma değdiğinde spor ayakkabısının altını yumuşatan kumlar yüzünü güldürmüştü. Adımlarını attıkça kulağına dalganın sesleri daha çok gelmeye başlıyor, ayakkabılarının altından daha tatlı sesler geliyordu. Eli çoktan Barış'ın ellerindeydi. Telefonunun ışığını açıp ona doğru tutmasını isteyerek onu bırakıp geri döndü. Arabasının bagajından uzun bir kilim, ince bir polar ve de bir şişe şarap iki de bardak getirirken bunları yapıyor olmasına kendisi bile şaşıyordu. 

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin