Trajedi

17.9K 1.1K 347
                                    

Canlarım güzel bir bölüm oldu. OYLARINIZI ve yorumlarınızı bol bol bekliyorum. Diğer YB Perşembe Gelecek. Keyifli okumalar! :)

Çalan Şarkımız ise tam bir Karaca şarkısı. Dinlemenizi tavsiye ederim. :)

*******

Şakaysa hiç komik değil, ciddi ise çok komikti. Tanrı aşkına! Bu adamın burada ne işi vardı?

Gerçekten bunu sorguluyor muydu. Adam hastaydı ve Baran'ın yeni hemşire benim demesi ile anlaşılıyordu ki Barış burada kalacaktı. Gözlerini onun kızgın görünen gözlerinden bir müddet alamadı. O neden kızgındı ki? Daha doğrusu yine neye kızgındı? 

Sanırım Karaca'nın varlığı bile Barış'ı huzursuz etmek için yetiyordu. Üzülmeden edemedi. Hep böyle olacaktı sanırım. Alışsa iyi olurdu. İşin aslı başka şeylere de alışsa iyi olurdu sanırım çünkü Baran'a İdil için geldiği her seferde Barış'ı görecekti.

Bakım isteyecek kadar kötü bir ameliyat geçirmişti doğru, ancak Baran onunla ne kadar ilgilenebilirdi ki? Bir kadın çok daha iyi bakardı onu. Neden bir hemşire tutmamışlardı? 

"Bana da sürpriz oldu."

"Konuşabilir miyiz?"

Baran'ı takip ederek mutfağa girdi. Adamın kahverengi gözlerinde ise mahcup bir tavır vardı. "İyileşene kadar bende kalacak. Tahmin edersin ki biraz inatçı bir adam, kendine bakmayacağını biliyorum. "

"Bakım isteyen bir durumda zaten. Sorun bu değil, sorun bana haber vermemiş olman. Bilseydim gelmezdim." 

"Biliyorum biliyorum. Ama aklım çok dolu sana haber vermeyi düşünemedim kusura bakma."

"İdil için bir araya geldiğimizi biliyor mu ya da şöyle sorayım, o buradayken çalışmalarımıza devam edecek miyiz?"

"Elbette devam edeceğiz Karaca. Bir senedir bu işin peşindeyim, ilk defa birinden yardım alıyorum, bırakmayacağım. "

"Bırakmamalısın da zaten ama... O biliyor mu?"

"Hayır." 

"Söyleyecek misin?"

"Emin değilim. Onu kızdırmak hoşuma gidiyor."

İşte bu başlı başına bir sorundu. Barış'ı kızdırmak Karaca'nın da hoşuna gidiyordu bazen ama ettiği laflardan sonra bu hoşlantı durumu kalmıyordu. Üstelik aralarında ki arkadaşlıktan rahatsız olduğu bu kadar belliyken yine Karaca'ya saracak yine onun canını sıkacaktı. Onun aklından geçenleri Baran da düşünmüş olacak ki uzatmadan lafa girdi. 

"Canını sıkmasına izin vermeyeceğim. Onunla konuştum."

"Konuştun mu? Ne söyledin?"

"Seni rahat bırakmasını. Aramızdaki arkadaşlık onu şüphelendiriyor. Kabullenmek istemese de rahatsızlığının sebebi ben değilim, sensin. İkimizi yan yana görmek içindeki öfkeyi kızıştırıyor. Sana kusuyor bütün nefretini. Ama artık izin vermeyeceğim."

"Onunla başa çıkabilirim. Yine de sağol."

"Başa çıkabileceğinden şüphem yok. Onu çok kızdırıyorsun, benden çok hatta. Hoşuma gitmiyor değil."

"Onun da farkındayım." dedi Karaca da. Baran'ın Barış'la konuştuğunu anlayabiliyordu ama nedense ona pek güvenmiyordu. Barış'ın onun lafını dinleyeceğini zannetmiyordu. 

"Şimdi ne yapacağız? İstersen bu akşam çalışmayalım."

"Hayır hayır. Artık daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum. Yeteri kadar oyalandım tek başıma."

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin