Keşke

15K 1K 389
                                    

Bakalım bölüm sizlerin tahmin ettiği gibi mi oldu.Umarım beğenirsiniz ve LÜTFEN OY VERELİM olur mu? Emeğimin karşılığını almak istiyorum, düşüncelerinizi de belirtirseniz eğer harika olur.:) 

DİĞER YB HAFTAYA CUMA. Keyifli okumalar:)

*-*-*

"Senin ne işin var burada Sezen?"

"Seni görmeye geldim. Sabahtan beridir arıyorum, izin verir misin?"

Kapı ağzında durup içeriye girmek için izin istedi ama Karaca o kadar emin değildi. Bırakıp gitmek en mantıklısıydı üstelik Sezen'in bu evde işi yoktu. Ah bir de Barış'la az önceki öpüşmelerinden sonra onunla yan yana olmak istemiyordu. Ki bu sorunların en büyüğüydü.

Sezen'i kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkartırken kızın itirazlarına kulak asmamaya çalıştı. Burayı nereden bulmuştu Allah bilirdi. Ona kapı da kalmasını söyledi, geri dönüp çantasını alacaktı ki Baran'ın "Ne oluyor?" deyişini duydu. 

Barış bu anı bölen kişinin o kız olmasından rahatsızdı, Karaca'nın da rahatsızlığını görebiliyordu. Ama kız ona bakmıyordu. Hepsi Baran'a bakarken o karşısında duran şeyi çözmeye çalışıyordu. 

"Ne oluyor dedim?"

"Hiçbir şey." diye yanıtladı onu Karaca. Biraz telaşlı biraz gergindi. "Gidiyorduk biz de."

"Aslında bakarsanız Baran Bey, buraya Karaca'yı görmek için geldim."

"Burası Karaca'nın evi değil."

"Evet ama burada şu an misafir öyle değil mi?"

"Siz kimsiniz?"

Gülümsedi Sezen. Tatlı ve sempatik bir gülümsemeydi, Baran'la tanışmak istiyordu. İçeri girip elini uzattı. "Ben Sezen Gürsoy, Karaca'nın arkadaşıyım. "

Baran ona uzatılan eli sıkarken kendini tanıttı. Bu sırada Barış da Karaca'yla bakışıyordu. Az önceki öpüşmeyi başlatan Barış'dı ve bunu neden yaptığı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Sadece yapmak istemişti. İyi ki de yapmıştı, ona duyduğu özlemi daha da katlanmış, Karaca'nın ona karşılık vermesinden içine umut doğmuştu. İkisi de bir zamanlar birbirlerini sevdiklerini inkar edemezlerdi. Etmemişlerdi de zaten. Az önce olan da bunun eseriydi. Onu iyi ki öpmüştü zerre pişman değildi. 

Karaca ise ona baktıkça içi gidiyordu. Gözlerini kaçırdı. Ona doğrudan bakamıyordu. Hem utanıyor hem de o sarsıcı öpüşmenin etkisinden kurtulamıyordu. Ne yapması gerektiğinden de emin değildi. Sezen de tam üstüne gelmişti doğrusu. 

"Biz gidelim artık, Baran haberim yoktu."

Baran başını salladı sorun değil dercesine. Sezen'e bakıp onu nereden tanıdığını hatırlamaya çalıştı. "Siz.. Sizi bir yerden hatırlıyorum."

"Evet çok normal. Bar da sarhoş olduğunuz gece Karaca'yla sizi eve getirmiştik. Kendinizde değildiniz."

"Sezen."

Karaca'nın uyarı dolu sesine kulak asmadı genç kız. Baran'a bakıp yanlış bir laf etmediğinden emin olmak istedi ama Baran'ın rahatsız olduğunu anlamıştı. 

"Af edersiniz öyle demek istemedim. Bu zaten aramızda, kimseye söyleyecek değilim. Buraya da Karaca'yı bulmak için geldim, sabahtan beridir ona ulaşamayınca endişelendim, rahatsızlık verdiysem kusura bakmayın lütfen."

"Sorun değil." 

"Gidelim." 

Karaca onu kolundan tuttuğu gibi evden çıkarttı. Arkasından gelen Baran ve Barış'a iyi akşamlar dileyerek arabasına binerken Sezen'in taksiyle geldiğini fark etti. Onu arabaya bindirene kadar bir şey demedi. Arabasına binmeden önce Baran'a "Yarın görüşürüz." diyebildi sadece. Ardından arabaya binip bahçeden çıkar çıkmaz Sezen'i azarlamaya başladı.

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin