Rekabet ve Ödül

25.1K 1.1K 338
                                    

Merhaba! Dün 8 Mart Kadınlar Günüydü. Kutlayamamıştım ama şimdi söyleyeyim. Hepinizin Kadınlar Günü Kutlu Olsun kardeşlerim. Ben istiyorum ki, kendimizi sevelim ve saygı duyalım. Bizi yok sayan dünyaya karşı dik duralım. Çünkü biz varsak bu dünya güzel. Gücümüzü bilip aklımızı kullanalım. Kimseye muhtaç değiliz, çünkü biz her şeyi yapabiliriz! Ve bugün tek bir gün olarak kalmasın tek dileğim..

Bu bölümde de dik bir duruş sergileyen Karaca göreceğiz.Eminim seveceksiniz.Ama bölümümüze de OY VERELİM olur mu? Destekleriniz beni çok mutlu ediyor çünkü.  Unutmadan YENİ KAPAĞIMIZI yapan sevgili Sezen'e de teşekkür ederim. Çok güzel olmamış mı sizce de?

Oyuncuların kim olduğunu görebilirsiniz ekledim. AMA!!! Can Bayraktar rolünde ki Eric Johnson'ı yazınca nete dediğim adamı çıkarmıyor.O yüzden siz onu aratacaksanız eğer "Eric Johnson-Jack Hyde" şeklinde yazın.Çıkan kişi Karaca'nın abisi. :D

Diğer YB PERŞEMBE ve Bölüm sonuna Ufak bir KESİT bıraktım gelecek bölümden. Keyifli okumalar! 

*-*-*

Bir süre ikisi de hareket etmeden öylece bekledi. Bu karşılamayı beklemiyorlardı doğrusu. En son birbirlerini düğünde görmüşlerdi ve o bile onlara yetmişti aslında. İlk kendine gelen Karaca oldu. Şaşkınlığını üzerinden atıp yüzüne sıradan bir ifade takındı. Onun karşısında kızarıp bozaracak değildi. Kırgınlığını gösterecek hiç değildi. Barış'ın gözlerinin içine içine meydan okuyarak baktı ve başını hafiften eğip ufak bir selam verdi. Karşısındaki adamın gözlerinin kısılmasını ve beklemediği tepkisine karşın içinden gülümsedi. Adam biraz şaşırmıştı doğrusu. 

Barış, Karaca'nın gözlerinde bir baş kaldırış gördüğüne sevinmediğini söyleyemezdi. O naif ve sakin bir kızdı belki ama bir kadının yırtıcılığına sahipti. Bunu keşfetmesine sevinmişti doğrusu. Üstelik onu üzgün görmemek de bir mutluluktu. Her ne olursa olsun Barış onu kırmak istememişti. Herkes için en doğrusunu yapmıştı ve şimdi karşı karşıya sakince duruyorlardı. O da onun gibi başını hafifçe eğerek selam verdi. 

Şeyda Ergüven'in yanlarına gelmesiyle ikisinin de dikkati ona kaydı. Sarışın kadın gülümseyerek elini Barış'a uzattı. Gelmesinden ne kadar memnun olduğunu dile getirdikten sonra Karaca'ya baktı.

"Sizi tanıştırayım demek isterdim ama sanırım tanışıyorsunuz. Geçen sene iki şirketin de bir anlaşma da adının geçtiğini hatırlıyorum."

"Uzun soluklu olmadı."

"Aa evet babam bahsetmişti. Bir an da karşılıklı feshetmişsiniz. Açıkçası o işlerden pek anlamam ama üzüldüm. İki şirkette alanlarında oldukça başarılı."

Karaca kibarca gülümsedi. Barış konuşmuştu ama o susmayı tercih etmişti. Biraz ağırdan alıyordu. Şeyda'nın yeni bir şey söyleyeceğini anlayınca dikkatini ona verdi.

"Barış Bey en büyük destekçimiz biliyor musun? Kendisi tam bir sanatseverdir. Serginin açılmasında çok büyük bir payı var. Sponsorlarımızdan biri de o."

"Öyle mi? Ne kadar düşüncelisiniz." 

Barış, onun bu cümlesine karşın bir cevap vermedi. Şeyda ise heyecanla konuşuyordu. "Kendisinin de bir galerisi var. Henüz kimse görmemiş ama kim bilir belki bir gün görürüz. Ne dersiniz Barış Bey?"

"Pek sanmıyorum."

Galerisi mi vardı? Peki bunu Karaca neden bilmiyordu? Barış ona bundan hiç bahsetmemişti. İçinde nedensizce bir kıskançlık oluştu. Bir zamanlar ona yakın olan kendisi olmasına rağmen bilmemesi ve tamamen bir yabancı olan Şeyda'nın biliyor olması onu kızdırmıştı. Ensesinde yoğun bir sıcaklık hissetti.

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin