"Beni baygın getirmişler buraya, doktor muayene etmiş, bir şeyim yok. Birazdan o da gelecek."

"Başka hastaneye gidelim."

"Sevgilim bir şey yok ki. Başka yere gitsek de aynı şeyleri söyleyecekler."

Ateş bir şey diyemedi ama yüzündeki endişeli ifade hala yerli yerindeydi. Güneş, elini ona uzatıp yüzüne dokundu. Sevdiği dudaklar avuç içini öperken gülümsedi. "Lütfen sakinleş, bak yan yanayız. İyi olmasam sana böyle dokunabilir miydim?"

"Çok korktum."

"Ben de."

"Nasıl oldu bu?"

"Anlamadım ki. Işıklardaydım, yeşil yanınca geçmeye kalktım ama sağ taraftan çarptı. Duramadı galiba."

"Gözü nereye bakıyormuş?"

"Ateş.."

"Nerede o adam?"

"Ne yapacaksın?" diye gözlerini büyüttü genç kadın. Bak şimdi durduk yere olay çıkacaktı. Sıkı sıkı tuttu kocasının elini. "Kim bilerek kaza yapar? Belli duramamış işte."

"O kadar hızlı gidecek ne var?"

"Sonuca odaklanalım olur mu?" diye konuştu. Sıkı sıkı tuttuğu eli karnına götürdü ve Ateş'in hayatı boyunca unutamayacağı o haberi verdi. "İyiyiz biz. Bebek de ben de iyiyim."

Ateş'in kaşları çatıldı. Duyduğunu anlamakta güçlük çekse de bu kısa bir an sürmüş, yüzüne güzel bir tebessüm konmuştu. 

"Bebek mi?" 

"Evet." dedi Güneş de gülerek. "Hamileyim."

Ateş sırıtarak ellerini yüzüne götürdü. Gözlerini derin bir mutluluk kaplamış, hedefi karısının karnı olmuştu. Elini oraya dokundurdu. 

"Gerçekten mi?" diye sorarken şaka yapıyor olmasından deli gibi çekindi. 

"Bunun şakası olur mu? Tebrik ederim Ateş Bey, baba oluyorsunuz."

Baba olmak. Bu o kadar güzel bir haberdi ki elini kolunu nereye koyacağını şaşırmıştı. Bir anlık dalgınlığın ardından Güneş'i öptü. 

"Teşekkür ederim."

"Tek başıma yapmadım."

İkisi de güldü bu söz üzerine. Ateş onu bir kere daha öptü. Sonra yüzünü yatakta yatmakta olan karısının karnına götürdü. Gülümsedi. "Merhaba ufaklık." derken alabildiğine mutlu, alabildiğine heyecanlıydı.

"Ne zaman öğrendin?"

"Bugün. Hatta sana bu akşam söyleyecektim ama malum.."

"Adam nerede?"

"Ateş lütfen, bilerek yaptığını sanmıyorum. Şu güzel anı bozmayalım olur mu?"

İçeri giren doktor "Merhaba, uyanmışsınız Güneş Hanım. Nasılsınız?" derken sohbetlerini bölmüştü. O baygınken onu muayene etmiş, hamile olduğunu bildiği için de bir başka doktora yönlendirecekti şimdi. Onlara bunu söyledikten sonra hastanedeki jinekoloğa göründüler. 

Güneş, ultrasondan minicik, nokta kadar görünen şeye bakarken içinde olabildiğine hala daha inanmakta güçlük çekiyordu. Ateş ise gördüğü noktadan çıkan gümbür gümbür hızlı kalp atışlarını duyunca gözleri doldu. Açıkçası onu bu hayatta ağlatacak çok az şey vardı. Ağlamayacaktı ama gözlerinin dolmasına da engel olamamıştı. Güneş ise çoktan salmıştı birkaç göz yaşını. El ele tutuşup minik noktalarına bakarken sağlıklı olduğunu bilmek mutluluklarına mutluluk katmıştı. 

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum