30. Bölüm ~İŞLER DEĞİŞİYOR~

Start from the beginning
                                    

Geldiğimizden beri sessiz olan Atalay'ın telefonu çaldı. "Efendim Oktay? Yok  olmadı o iş. Zamanı gelince olacak. Bir sıkıntı mı var Oktay? Tamam  hemen geliyoruz biz." deyip telefonu tekrar cebine koydu. Berkan'a işaret edip onun da kalkmasına sebep oldu. Kendi aralarında konuştuktan sonra Berkan "Kızlar bizim bir işimiz çıktı. Acil gitmemiz gerek." diyerek geldi ve bana sarıldı. "Görüşürüz Asu." dedi. "Konuyu söyleyin." dedi Asena sinirle. "Öyle gidemezsiniz." dedi Asena ardından. Haklıydı Asena. Bizi buraya toplamışlardı ama hiç bir şey söylemeden gidiyorlardı. "Barlas ve çetesinden uzak durun. Size bir şey olmasını istemiyoruz." dedi Anıl. "Neden peki?" dedi Alesya. "Etraftan, okuldan duymuşsunuzdur iyi olmadıklarını. Size zarar verirler, kullanırlar. Sizi düşünüyoruz, dikkat edin kendinize." dedi Berkan bize gülümseyip. "Biz sizi her olaydan korumaya çalışacağız ama şuan gitmemiz lazım." dedi Araf. "Gidelim artık. Geç kalacağız." dedi Atalay ve arabaya doğru yürümeye başladı. "Görüşüz kızlar." deyip Berkan arabalarına binip uzaklaştılar.

Kızlarla şaşkınlıkla çardağa oturduk. "Ece'nin bize göstereceği şeyi merak ediyorum." dedim. Hepimizin moodu düşmüştü.  "Ben de merak ediyorum ama bir yandan da öğrenmek istemiyorum. Korkuyorum." dedi Kumsal. "Bilmiyorum. Belki öğrenirsek bizim açımızdan iyi olabilir." dedim. "Berkan'ı duydunuz, Piçizler'den uzak durmalıyız." dedi Asena kararlı ses tonuyla. "Uzak dururuz ama bir şekilde tekrardan bir araya geliyoruz." dedi Kumsal. "Kavga ediyoruz sonraki gün hiç bir şey olmamış gibi davranıyoruz. Bu sizce normal mi?" dedim hayretle. "Değil." dedi Asena kaşlarını çatarak. "Her adımımıza dikkat etmek zorundayız." dedim. "Evet. Dikkat etmek zorundayız. Artık işler değişiyor." dedi Alesya.

Asena'nın telefonu çalınca telefonunu cebinden çıkartıp telefonunu açtı. "Efendim Duhan. Kızlarla parkta oturuyoruz. Benim evin aşağı sokağında. Ne zamana gelirsin? Tamam. Hadi görüşürüz." deyip kapattı. Ardından bize döndü. Telefonu cebine koyduktan sonra "Kızlar Duhan geliyor, evde sıkılmış." dedi.

Aklıma gelen fikirle gülümsedim. "Alışveriş merkezine gidelim." deyip hevesle kızlara döndüm. "Güzel olur. Duhan gelsin de gidelim." dedi Alesya da. "Gidelim de size bir sürprizim var." deyip kaşlarımı bir aşağı bir yukarı oynatmaya başladım. Aynı zamanda da sırıtıyordum. "Yine kim bilir ne düşünüyorsun?" dedi Asena kafasını olumsuz anlamda sallayıp. "Gidince görürsün bebeğim." deyip öpücük attım. Bu sırada da sokağa giren Duhan'ın sportif arabası gözümüze çarptı. Biz de parkın dışına çıktık.

Arabayı hemen önümüzde durdurup "Şşt! Atlayın bakalım güzellikler." deyip seksi gözlüklerini taktı. Yakışıklıydı. Her kızın düşeceği bir tipi vardı ama ben birine düşmüştüm zaten. O kişi kim mi? O da bana kalsın. Fazla beklemeden arabaya bindik ve ilerlemeye başladık.

Kısa bir sessizliğin ardından Kumsal "Hangi rüzgar attı seni buraya?" dedi Duhan'ı kastederek. Dikiz aynasından bir bakış atıp "Şey ya öylesine sizi göreyim dedim." deyip umursamıyormuş gibi aynaları kontrol edip tekrar yola döndü. "Kusura bakma Duhan'cım ama yalan söylediğin her halinden anlaşılıyor." dedim. "Asu sen de az detaycı değilsin(!)" dedi şaşkınlık içerisinde. "Ben öyleyim. Benden kaçmaz hiç bir şey." dedim kendimi överek. "Geçen gün okula bir çocuk geldi. Yeni gelmiş. Bir kızla takılıyorum ben de. Geldi yanımıza işte kızın yüzüne falan dokunuyor 'Nasılsın?' falan dedi. Ben de kalktım dedim 'Sen nasıl benim yanımdaki kıza dokunursun?' dedim çaktım kafayı çocuğun burnuna." dedi. Anlatırken o kadar hırslı anlatıyordu ki tekrar sinirlenmişti. Terlemişti bile. "Ee sonra ne oldu?" Bunu soran kişiyi tabii ki de söylemiyorum. Çünkü biliyorsunuz. "Sonra işte müdür yardımcısı, nöbetçi öğretmen falan geldi. Tuttu ikimizi aldı müdürün odasına. Konuştular falan bizle. 10 gün uzaklaştırmayı kitlediler bize. Zaten devamsızlık hakkım bitmiş bir de bana uzaklaştırma veriyorlar. Sınıfta kalacağım." dedi ve biraz soluklandı. "Sen de niye devamsızlık yapıyorsun? Sanki sınırsız devamsızlık hakkın var?" deyip Duhan'ın kafasına bir şaplak geçirdi Alesya. Çıkan sesle beraber hepimizi yine bir gülme almıştı. Duhan daha fazla gülmemize dayanamayıp kulağının tekini eliyle kapattı. Diğer eliyle de direksiyonu tutuyordu. Zorlanıyordu tutarken. Biraz daha gülersek canımızı tehlikeye sokacaktık. Kendimizi  tehlikeye sokmamak için gülmemizi kestik. "Devamsızlık yaptığını bir daha duymayayım Duhan." dedi Asena kaşlarını çatıp. "Zaten artık okula gelip gelmediğimi göreceksin ablacım." dedi Duhan yan koltuğunda Asena'ya bakıp Duhan lafını bitirdiğinde Kumsal ve ben "Ne?" dedik şaşkınlıkla. "Sen kaydını mı aldırdın?" diye sordu Asena. "Evet, aldırdım. Hem de nereye biliyor musunuz?" deyip sırıtmaya başladı.  "Nereye aldırdın? Hiç sorasım gelmedi ama neyse." dedi Alesya. "Tabii ki de sizin okula." deyip tekrar bir sırıtış yolladı. "Ne işin var senin bizim okulda?" dedi Kumsal. "Ya başka okul yoktu. Ben de sizin okula geleyim dedim. Kötü mü ettim ya?" deyip bize döndü. Bu sırada alışveriş merkezine de gelmiştik. Otoparka giriş için bilet sırasındaydık. "Okulda bir rezillik falan yaparsan tanımam seni orada." dedim. Alesya da beni onaylayarak "Ben de tanımam." dedi. Bu sırada da otoparka girip arabayı park etmiştik. Teker teker arabadan indik.

PSİKOZLARWhere stories live. Discover now