26. Bölüm ~HASTAYIZ~

Start from the beginning
                                    

Hava kapalıydı. Yağmur atıştırıyordu. Kızlar da üşümeye başlamıştı. Daha bir saat olmuştu ama kestikleri çok azdı. O yüzden bir saat daha kesmelerine karar vermiştik. Hapşırmaya başlamışlardı. Ama yine de dokunmadık. Barış ''Hapşırmaya başladılar. Yeter o kadar odun. Kızları içeriye sokalım.'' demişti ama Barlas izin vermemişti. ''Bırak kalsınlar. Ceza cezadır. Girmeseydiler iddiaya.'' dedikten sonra biz de bir şey dememiştik.

Bir saat daha izlemiştik. Bir saatin sonunda ''Hadi inelim artık saat 4 oldu.'' Barış yine kıyamamıştı sevdiğine. Bu sefer haklıydı. Kızlar gerçekten üşümüştü. Hep beraber aşağı inip bu sefer de odunları aşağıya taşımalarını istemiştik. İtiraz etmeye kalkışmışlardı ama Çağan engel olmuştu. Neredeyse bir saat boyunca da odunları taşımalarını beklemiştik. Odunları da taşıttıktan sonra bu sefer de odaları temizlemelerini istedik. Yorgun oldukları her hallerinden belliydi ama yapacak bir şey yoktu. Bir müddet de temizliğin bitmesini bekledik. Beklerken sürekli hapşırık ve burun çekme sesleri duymuştuk. ''Hasta oldu bunlar.'' demişti Doğukan. Haklıydı galiba bugün baya üstlerine gitmiştik. Ama yine ellemedik. Aradan biraz zaman geçtikten sonra odaları teftişe çıkmıştık. Güzel temizlemişlerdi. Sırada yemek vardı. Odaları temizlerken daha da yorulmuş gözüküyorlardı. Yine zorla yemek yaptırdıktan sonra bizim yemeklerimizi verip kendileri yemek yememişlerdi. Şaşırtıcı bir şekilde Asu'nun sesi hiç çıkmamıştı. Göz altları çökmüş, beti benzi atmış bir şekildeydi. Bu halini görünce içim bir tuhaf olmuştu. Yediğim yemek boğazımdan zor geçiyordu. Kendimi toparlayıp yemeğe devam ettim. Yemek yedikten sonra masayı toplatıp bulaşıkları yıkattırmıştık. Onlar bulaşıkları yıkarken biz de arka odadaki dolaptan abur cuburları almaya gitmiştik.

Geldiğimizde kızların hepsi bir koltuğa yığılmıştı. Sessizce yukarıdan battaniye getirip üstlerine örttük. Asu uyurken çok masum duruyordu bir bebek gibi. Pürüssüz yüzü kendini yorgunlukla salmıştı. Göz altları bağımsızlığını ilan etmişti. Bu haliyle bile çok güzeldi. Üzerini güzelce örtüp kendi odama çıktım. Odaya çıkar çıkmaz üstümü değiştirip yatağa atmıştım kendimi. Aynı zamanda da düşünüyordum. Bugün kızların üstüne çok gitmiştik. Yaptıklarımızın arkasına sürekli iddia olayını koyuyorduk ama bence bunu yapmamızın başka bir nedeni vardı. Bu yaptıklarımız azdı bile.

Onlara soğuk davranmak istiyorduk hem de yanımızda olsunlar istiyorduk. Barış'ın zaten tek amacı vardı; Kumsal'a yakın olmak. Barlas ve Çağan'ın durumu nasıldı hiçbir fikrim yoktu. Çağan'da şaşılası bir durum vardı zaten. Küçüklüğümüzden beri bir aradaydık ama hiç böyle görmemiştim onu. Kızlarla asla yakın olmazdı. O yüzden onu aramızda milli olarak adlandırmıştık ama Alesya ile yakınlaşmaya çalışıyordu. Barlas içine kapanık biriydi. Bizimle konuşmazdı böyle şeylerde. Herkes ayrı ayrı karakterlere sahipti. Peki ben? Ben fazla içime kapanık biri değilimdir ama çoğu zaman konuşmazdım bu konuları. Daha çok günlüğüme dökerdim içimi ama ona da arada yazardım. Yazdıklarım da kısa şeyler olurdu. Hala kendi kendime düşünürken uyku beni kendine hapsetmişti.

Asu'dan..

Belimdeki ağrıyla ve sırtımdaki terle beraber gözümü açmıştım ama kör olmuştum galiba çünkü her yer karanlıktı. Elimle etrafı yoklayıp üstümdeki battaniyeyi kaldırdım ve ayağa kalktım. Büyük ihtimal salondaydım çünkü yattığım şey koltuktu. İçerisi çok sıcaktı ya da bana öyle geliyordu çünkü terden ölüyordum. Aynı zamanda da hapşırıyordum. Pencereden yansıyan hafif ışıkla dikkatlice yürüyüp ışığı açtım. Açmamla kıyıya vurmuş balina sürüsü görmem bir oldu. Kızlar koltuklara yayılmıştı. Uyuyorlardı.

Akşam neler olduğunu düşündüğümde böyle yatmalarının çok doğal olduğuna kanaat getirdim. Kızlara bakarken karnımdan gelen sesle gözlerim karnıma yöneldi. Akşam hiçbir şey yememiştim. Kızlar da yememişti. Mutfağa gidip mutfaktaki saate baktım. Saat sabaha karşı 4'tü. Akşam erken yattığımız için bu saatte uyanmam normaldi.

PSİKOZLARWhere stories live. Discover now