17.Bölüm ~İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK~

En başından başla
                                    

Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. Çok kötüydüm ve kalbim ağrıyordu. Zil çaldığında çıkış saatiydi ve ben hemen buradan gitmek istiyordum. Çantamı aldığım gibi okuldan koşarak çıktım. Hava kapalı ve yağmurluydu. Koşarak kaçarken kalbim sıkışıyordu, yürüyemiyordum. Arkamda Barış'ın "Kumsal dur bekle!" diye bağırdığını duydum. Ona rağmen hala koşuyordum. Delicesine ağlıyordum. Durduramıyordum kendimi. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Sokak sokak koşuyordum. Çok güçsüz hissediyordum ve ilk defa böyle bir duygu yaşıyordum. Ayaklarım yorulmuştu. Gördüğüm ilk ara sokağa girdim ve girer girmez kendimi salmıştım. Kalbim sıkışıyor ve nefes almamı sanki birisi engelliyordu. Nefes almam gittikçe zorlaşıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum ve saçlarımı yolarcasına çekiyordum. "Kumsal!" Barış'ın sesiyle ağlamam daha da şiddetlenmişti. Benimle birlikte oturdu ve bana sarıldı ve ben hiç bir şey yapmadım ağlayışım arasında onun bana sarılması huzur gibi gelmişt. Fazla sürmesine izin vermeden hemen ittim kendimden. Şaşırmıştı ve yine yüzümü avuçlarının arasına almıştı. "Ben sana dedim. O seni üzecek dedim ama sen beni dinlemedin, güvenmedin." dedi. Konuşmasına devam ederken "Yeter!" diye bağırdım. "Bana bunları söylemek için mi peşimden geldin? O gösterdiklerin yetmezmiş gibi bir de karşıma geçmiş ben sana demiştim diyorsun. Bu seni niye bu kadar ilgilendiriyor? Git burdan!" Ayağa kalktım, yağmur daha fazla yağmaya başlamıştı. Sırılsıklam olmuştum. Üşüyordum ama düşüncelerim ve duygularım o kadar kabarmıştı ki üşüdüğümü takmıyordum. Neden böyle şeyler olmuştu? Bora bunu nasıl yapardı? Gözlerim yanıyordu. Akıtacak göz yaşım kalmamıştı. Bora'yı sevdiğimden değil ama bu yaptığı canımı çok yakmıştı.

                    Barış'tan...

Teneffüs çaldığı zaman Gamze yanıma geldi. "Söz vermiştin bana, unutmadın değil mi canım?" dedi. Canım mı? Kopya vermişti sadece. Kopya karşılığı çikolata alırım demiştim ve söz vermiştim alacaktım. Birlikte kantine doğru ilerledik. Kantine geldiğimiz zaman Gamze çikolata seçerken ben de etrafta bakınıyordum. Etrafa bakınırken Kumsal'la göz göze geldik. İlk bana baktı sonra Gamze'ye baktı. Sonra da kafasını başka tarafa çevirmişti. Yüzü düşmüş gibiydi sanki  Gamze çikolatayı seçtikten sonra çikolatayı aldım. Gamze'ye çikolatayı verdim, açıp yemeye başladı. Ben yanından gidecekken kolumdan tuttu. "Lütfen bu teneffüs birlikte takılalım. Lütfen." dedi Gamze ısrarla. Hayır desem daha çok ısrar ederdi. Başımı ağrıtmak istemediğim için kabul ettim.

Kantinden birlikte çıktık. Gamze'yle takıldıktan sonra teneffüs zili çalınca sınıfa gittim. Yerime geçerken dersin tarih olduğu aklıma gelmişti. Kumsal'ın yanına geçecektim. Bu düşünceyle sırıttım. Nedense heyecanlanmıştım ve mutlu olmuştum. Kumsal'a karşı içimde engelleyemediğim bir şeyler olduğunun nihayet farkına varmıştım ama tereddütlerim vardı. Kumsal ile iyi bir başlangıç yapmamıştık ve bundan sonra da nasıl devam edebilir bilemiyordum. En önemlisiyse Kumsal'ın böyle bir şeyin olmasına izin  verip vermeyeceğini bilmiyordum. Her ne kadar yanındayken benden farksız olmasa da bana karşı bir şey hissedip hissedemeyeceğini tahmin edemiyordum. Ve Bora denen çocuk şu anda onu zedelemişti. Bir enkaz haline getirmişti. Bir anda ona olan duygularımı su üstüne çıkarmam saçma olurdu.

Kumsal'ın yanına geçtiğimde hoca derse gelene kadar konuşmadık. Suskundu ve üzgündü. Onu böyle görmek nedense beni de üzüyordu. Bora'yı o gün yani Kumsal'ı aldattığı zaman Asena'nın elinden alıp okul dışına çıkartıp  dövmüştüm. Çağan zar zor elimden almıştı. Yüzü kan içinde kalmıştı. Çağan elimden almasa o gün Bora'nın ölüm tarihi olacaktı. Hoca derse geldiği zaman ayağa kalktık. Hoca "Oturun. " dediği zaman yerlerimize oturduk. Hoca kitaplarını açıyordu. Kumsal da kitaplarını çıkarıyordu. Kumsal'a baktığım zaman telefonumdan bildirim geldi.

PSİKOZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin