"Sorun değil ki. Doğum gününde yine geliriz."

"Hmm." dedi Karaca ona doğru uzanarak. Ellerini onun boynundan geçirdi. "Seninle evlenmekle bence hayatımın en doğru kararını verdim."

"Bunu şimdi anlaman beni üzmeli mi yoksa en doğru karar kısmına sevinmeli miyim arada kaldım."

Genç kadın "Bence..." dedikten sonra gülerek onu öptü ve Barış'ın fikri birden bire netlik kazandı. Pekala, şakası bir yana kesinlikle sevinmeliydi. 

*-*-*-*-*

Yemeklerini yedikten sonra odaya çıkıp üstlerini değiştirmişlerdi. Çünkü Karaca'nın ne giyeceğine karar vermesi uzun sürecekti. Üstelik bu gece kumarhanelere gideceklerdi ve gecenin ilerleyen saatlerinde ki hiçbir program için yer bulamamışlardı. Zaten çoğu program aylar öncesinden kapalı gişeye düşüyordu. Bu gece de biraz yorgun oldukları için yalnızca gezip sonrasında biraz kumarhanelere bakacaklardı. 

Aslında kumarhaneler de ya da şehirde belli bir giyim kuralı yoktu, terlikle gezen bile görmüştü Karaca ancak o bu kadar rahat olamazdı. Üstelik geceydi. Yine de çok şık da olmayacaktı. O yüzden güzel bir jean, topuklu ayakkabı ve de şık bir bluzla tamamdı. Barış ise ondan önce hazır olmuştu. 

Otelden ayarlanan bir taksi ile şehir merkezinde gezdiler. Açıkçası Karaca'nın daha önce kaldığı otel şehrin biraz dışındaydı ve bu tarafta değildi. Buraları görmemişti daha önce. Taksiyle olan yolculukları da çok uzun sürmedi. İndiklerinde caddeler önlerindeydi. Her yer ışıl ışıldı ve hava sıcaktı. Karaca sıkıca Barış'ın elini tuttu. Heyecanlıydı. 

"Ee ne yapalım şimdi?"

"Biraz gezelim, nasılsa sabaha kadar her yer açık."

"Ooo! Sabaha kadar gezebilirsin yani."

Barış ona acı bana dercesine baktı. Yüzündeki o ifade oldukça komikti. "O kadar yürüyemem."

"Doğru.. Senin yaşını unutmuştum, yorulursun."

"Yaşım mı? Benim yaşımın nesi var?"

Karaca gülerek bu eğlenceyi daha da uzatma taraftarıydı. "Bana göre yaşlı kalıyorsun."

"Ben otuz bir yaşındayım, oldukça genç bir yaş bu. Hem sen benim yaşımla ilgilenmek yerine kendi yaşına bir bak."

"Benim yaşımda ne varmış?"

"Kumarhanelere ancak son üç yıldır girebiliyorsun, bu akşam spor ayakkabı giyseydin güvenlik seni çocuk zannedip bizden dışarı çıkmamızı isterdi."

Karaca'nın yüzü düşerken kaşları da çatıldı. "Ne kötüsün ya, hayır bırak bir de övdün mü yerdin mi anlamadım. "

"Sen benim yaşımla alay ederken iyiydi ama."

"..."

"Gel buraya gel, tamam. Bir şey demedim. "

Barış onu öpmek istese de Karaca uzak durdu ama bu tekrarlandığında bir daha karşı koymadı. Takılmak istemişti ama ters tepmişti. Neyse, bunu unutabilirdi. Birlikte cadde de yürürken Barış onu kolunun altına almıştı. Çok kalabalık bir şehirdi, her yerden, her milletten insan vardı. 

 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Where stories live. Discover now