Barış'ın yanı

Începe de la început
                                    

"Orada da mı? Bir müddet kameraların gözü üzerimizde olacak."

"O zaman onlara iyi bir malzeme çıkar." dedikten sonra Barış, Karaca'yı tuttuğu gibi tek hareketle omzuna aldı. Kalçasına bir şaplak attıktan sonra onunla beraber sudan çıkarttı kendini. Tüm teras su olmuştu şimdi. Onu şezlonga indirip havluyla kurularken de hareketleri talepkar ve tahrik ediciydi.

"Görebildiğim kadarıyla çok heyecanlısın." 

Karaca bunu Barış'ın şortuna bakarak söylemişti ve açıkçası bunu söylerken de hem gülmüş hem de utanmıştı. Yine de artık ortada utanacak bir hal de kalmamıştı. 

Barış kendini de kurularken gülüyordu. Karaca'nın bu halleri onu güldürüyordu doğrusu. "Evet. " dedi. "İçeri girdiğimizde seninle de tanıştıracağım."

"Ama ben onu tanıyorum galiba."

"Galiba dediğine göre bence unutmuş gibisin."

Karaca şuh bir ifadeyle onun önüne geldi, eliyle şortunun üzerinden onu tutarken "Hiç sanmıyorum." diye mırıldandı. Önünden çekip içeri giderken arkasına bakıp "Gelmiyorsun sanırım?" diye sordu.

"Bunu kaçırmam." diyen Barış onun peşine düştüğü gibi onu yarı yolda yakaladı. Onu duşa sokup heyecanıyla bütün edecekti. 

*-*-*-*-*

Duş aldıktan sonra akşam yemeğini otelin restoranında yemek için villadan çıktılar. Karaca beyaz, salaş bir büstiyer ve etek giymişti. 

Barış ise her zaman ki gibi beyaz gömlek

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

Barış ise her zaman ki gibi beyaz gömlek. Şortu zorla giymişti, adam bu kadar sportif gezmeye alışkın değildi. 

"Bu kadar mı rahatsızsın?"

"Hayır ama alışkın değilim. Ben çocukluğumdan beridir böyle şort giymem."

"Tatiller de ne yapıyordun peki?"

"Pek tatil yaptığım söylenemez. Kaldı ki tatillerde de sadece suya girerken mayo olarak şort giyerim."

Karaca gülerek "Eh her şeyin bir ilki vardır." dedi. "Alışırsın yavaş yavaş." 

"Sana demesi kolay. Seni bildim bileli rahat giyiniyorsun."

"Kadın olmakla rahat giyinmek pek aynı yere koyabileceğin bir şey değil maalesef ama ben şanslıyım, giyiniyorum."

Barış onu kolunun altına alarak otelin restoranına doğru yürüdüler. Otel çok şık ve lükstü. İnsanlar da samimi ve sıcak kanlıydı. Karaca ve Barış burayı hiç unutmayacaklardı. Le 1947 restorana geldiklerinde ne kadar acıktıklarını tarif edemezlerdi. Yüzdükten sonra duşta biraz sevişmişler sonrasın da da giyinip buraya gelmişlerdi ama açlık başkaydı. 

Le 1947 restoranın geniş bir bahçesi, çok güzel bir şarap mahzeni ve özel puro lounge'u vardı. Yemekten sonra oraları gezeceklerdi. Her şey şahane görünüyordu. Zaten pek çok ödül kazanmış Şef Yannick Alleno eşsiz lezzetler hazırlıyordu. 

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum