#15 - Sarışın Hırsız

Start from the beginning
                                    

"Şam değil miydi ya o?"

Koray düşünüyormuş gibi yaptı. "Öyle miydi? Olabilir, hani Kars'ın kayısısı ünlü ya ondan öyle dedim."

"Yalnız Kars'ın değil, Malatya'nın kayısısı meşhur ve bunu ben bile biliyorum Koray aşkım," dedim dudaklarımı büzerek.

Koray cahilliğini siniriyle kapamak amacıyla olsa gerek enseme şaplak attı. "Sus lan sen, sanki sen Einstein'sın! İnsanlık hali, karıştırmışım işte."

Yüzümü acıyla buruşturup ensemi ovalarken "Niye sizin hatalarınızın ceremesini hep ben çekiyorum abi ya," diye söylendim. "Mert gibi küsüp gideceğim günün birinde ben de, göreceksiniz gününüzü."

"Senin bizim yanımızdan ayrıldığın günü bayram olarak kutlarız biz Gökay," diyerek homurdandı Koray. Ona şimdilik yapabileceğim en iyi şeyi yaparak dil çıkardım ve Kamer'e döndüm.

"Bu olanlar beni çok acıktırdı Kamer aşkım ya, yemek yemeye falan mı gitsek?"

"Mert bir, sen iki," dedi Kamer, kafasını sallayarak. "Neyse gidelim, benim de Elif'i görmem lazım zaten."

Koray düşünceli bir şekilde kafasını yana eğdikten sonra ellerini göğüs hizasında kaldırdı. Önce sağ elini, avuç içi Kamer'in yüzünün karşısına gelecek şekilde uzattıktan sonra "Elif," dedi ve hemen ardından diğer elini de aynı şekilde Kamer'in yüzüne doğru uzatarak "Ve yemek," dedi. "Ne kadar da birbirine yakın kelimeler," dedi kafasını sahte hayretle sallarken. "Vay canına..."

Kamer, biraz önce Koray'ın bana yaptığı gibi Koray'ın ensesine şaplak indirdiğinde elimi göğsüme sürerek oh çektim. Etme bulma dünyası diye boşuna demiyorlardı...

"Elif restoranda çalışmıyor mu lan gevşek? Ne demek ne alakası var? Hem karnımızı doyururuz hem de ben işimi hallederim işte."

Aslında onların kavgalarını izlemek de başlı başına bir komediydi ama olaya el atmadan duramadım ve "Kamer aşkım," dedim, araya girerek. "Bak, dediklerinin sonuna kadar arkasındayım, hiç yanlış anlama yani ama Elif'i neden görmen gerekiyor? Bir ihtimal beni aldatma planları yapıyor olamazsın, değil mi?"

Kamer birkaç saniye boyunca yüzüme baktıktan sonra gözlerini devirdi. "Saçmalama lan, Emre'yi soracağım. Bir de gece işini bırakıp bırakmadığından emin olmam lazım. Bana olan borcunu ödemek için beni kandırmış olması olası."

Dediklerine anlam veremeyerek kaşlarımı çattım. "Sana borcu mu var ki?"

"Emre'nin hastane masraflarını ödememi borç sayıyor," diyerek kafasını salladı.

"İyi de hayır işi yaptın sen," dedim kaşlarımı çatarak. "Bak, altını çizerek söylüyorum; hayır işi. Ne borcu ya?"

"Ben de öyle dedim ama aşırı inatçı ve fazladan da fazla gururlu bir kız. Parayı ödemek için tutturunca mecburen kabul edeceğimi söyledim ama tabi ki ondan para falan almayacağım. Sadece o öyle sanacak."

"Eninde sonunda o parayı biriktirecek ve sana geri ödemek isteyecek. Ha, o zamana kadar okulum biter de memlekete dönerim diye düşünüyorsan şayet, bu iş yaş yani baştan uyarayım ben seni. Eğer Elif gerçekten anlattığın kadar gururlu bir kızsa okulun bittikten sonra peşinden Mersin'e kadar gelip o parayı sana verir. Nereye kadar kaçabilirsin ki?" diye sordum.

Koray hafifçe güldü. "Nereye kadar olacak? Elif nikâh masasında Kamer'in ayağına basana kadar..."

Ben şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırırken, Kamer şiddetle kaşlarını çattı.

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıWhere stories live. Discover now