20 Gün

12.5K 1.2K 180
                                    

Engin tüm gece mesaj atınca, en son telefonu kapatmış ve sabahın beşinde Kubilay'a 'Artık şu defteri getir.' diye mesaj atmıştım.

Telefonu sabahın altısında açınca bilmem kaç bin mesajla karşılaşıp şok geçirdim. O kadar çok mesaj gelmişti ki, mesaj kutum dolmuştu ve mesajlarım açılmıyordu. Engin'in mesajlarını hiç merak etmediğimden, mesajları topluca silip, öyle Kubilay'a mesaj atmıştım ben de.

Ha bir de, at yarışını kazanmıştı babam. Parayı da almış ve annemle gazetedeki ev ilanlarına bakmaya başlamışlardı. Küçük bir ev, beni mutlu edeceğini düşündükleri yeni eşyalar ve eğitimim için bir kaç lira ayırmayı düşünüyorlardı. Yani, her şey benim içindi. Umarım zamansız bir şekilde dönmezdim ileriye de tüm bu çabaları heba olmazdı. En azından biraz daha mutlu olmalarını istiyordum çünkü. Belki de hiç dönmezdim.

Evden çıkıp da köşeyi dönünce duvara yaslanmış Engin'i görüp gözlerimi devirdim. Tamam, sabah sabah bile çok yakışıklıydı, ama beni aldatmıştı o. Arkasına bile bakmadan çekip gitmişti. Ben ağlarken hiç düşünmeden çarpmıştı o kapıyı. Ben evlilik hazırlığı yaparken, başka birinin koynundaydı. Yerin dibine batsın o yakışıklılığı!

"Zeynep!" Seslenmesine aldırmadan yürümeye devam edince tekrar etti söylediğini sessizce. Bağırırsa ve mahalleden biri duyarsa ikimizi de lime lime ederlerdi çünkü. Allah'tan o zamanlar lütfedip beni düşünüyordu beyefendi.

"Lütfen dinle ama ya." deyip de beni duvarın köşesine çekerken, sinirle gözlerine baktım.

"Neyini dinleyeyim? Kızla gözümün önünde nasıl bakıştığını mı? Ben olmadığım zaman neler yapıyorsun acaba?"

Elini saçıma getirip, gözlerime baktı. Bi saniye ben kusup geliyorum! (Kusmak dedi Fatma koş koş 😂😂😂)

"Kıskanç olduğunu biliyordum da, bu kadarını beklemiyordum doğrusu." deyip güldü. Biri beni pıçaklayabilir mi Lütfen! Çok yanlış anlıyor bu çocuk beni yahu.

Ben cevap vermeyince, "Senden başkasına bakmam ben." dedi. Tabi canımmmmm...

Git gide daha fazla duvarla bütünleşince, Engin ve göz hapsinden kurtulmak için konuşma gereği duydum.

"Gözüme mi inanayım sana mı ben ya? Resmen bana bakmak yerine kıza baktın." Sinirle itekledim onu. Utanmadan dibime dibime giriyordu bir de.

"Tabi ki de bana inanacaksın." Hı hı, tabi canım!

"Ne zamana kadar?"

"Ölene kadar." deyip iyice yaklaştı bana. Oha! Dur, hayır..

"Neyse ya. Uzatmanın alemi yok. Bir daha olmasın ama, affetmem bak." diyerek bir adım sağa geçtim. "Okula geç kalıyorum ben."

"Hâlâ geçmemiş sinirin. Belli." deyip güldükten sonra, ki gülmesi bile sinirlerimi bozuyordu, arkasını dönüp gitti. Tabi ki de yanağımdan öptükten sonra.

Eskiden ne kadar da mutlu olurdum o beni öpünce. Ama şimdi... Hissiz gibiydim. Ruhum, bedenim, kalbim ona ait değildi artık. Olamıyordu bir türlü. Başkasına el sürmüştü o, başkası için atmıştı kalbi. Nasıl olur da affederdim? Nasıl eskisi gibi atabilirdi ki kalbim?

Kafamı iki yana sallayarak yanağımı sinirle silip okula doğru yol aldım. Kubilay'ın derdi neyse, sessizliğinin sebebi, onu intihara sürükleyen her neyse bulmam lazımdı bir an önce. 20 günüm kalmıştı. Sadece 20 gün...


Multi; Engin

Instagramda imzalı Yalancı kitabı çekilişi var,katılmayı unutmayın.

Bölümler çok geç geliyor, evet farkındayım. Ama çok ciddiyim, iyi değilim bu aralar. Iyi olmaya çalışıyorum ve bana iyi gelen bir diğer şey de sizlersiniz💕 Bu yüzden, beni yalnız bırakmayın.

《FİNAL》Eyvah! 17 Yaşındayım (-18) Where stories live. Discover now