8 Gün

6.6K 744 329
                                    

"Projeksiyonla mı yansıtsak ekrana?" cümlesini duyduğum an kusasım gelmişti. Kubilay'ın intiharına sebep olan o projektörü gerekirse camdan atacaktım. Gerçi, onu yapan şerefsiz benden başkası olmadığına göre, şu an için çok da bir sorun yoktu. Sadece, arada bir Engin'in üstleneceğini düşünüyordum eski benin görevini. Ne? Fazla sessizdi. Çok fazla sessiz. Ya bir yerlerde acı çekiyor, ya da, ki bu daha büyük bir ihtimaldi, intikam planları yapıyordu.

"Zeynep ya, istesen istesen sen istersin."

"Yok." dedim telaşla. Bir yandan da mide bulantımı bastırmaya uğraşırken. "En iyisi güzelce okumak. Hazıra konmuşlar demesinler şimdi. Emek veriyoruz o kadar." Yemin ederim kusmama ramak vardı. Bir an önce kapansaydı ya şu konu.

"Haklı gibisin de aslında. Sırayla okuruz sayfaları işte. Yarımşar sayfa okumakla ölmez ki insan." Seni alnından öpeceğim çocuk. Alnından.

"Iyi misin sen?" diye soran Kubilay’a çevirdim bakışlarımı.

"İyiyim." Sadece her an üzerine kusabilirim. Bu yüzden olası bir durumda üç adım geriye kaçmayı unutma canısı.

"Emin misin?"

"Evet." deyip, diğerlerine döndüm. "Birileri okulu üzerimize kitlemeden çıksak mı artık? Son sözler kaldı zaten. Yarın düzenleriz tenefüste. Okul çıkışına bile kalmaz." Herkesten onay çıkınca, okuldan çıkmaya başlamıştık bir bir, toplarlanıp.

"Yok ya. Iyi değilsin sen."

"Kaç saattir ders çalışıyoruz. Acıktım herhalde. Midem bulanıyor." dediğimde kahkaha atınca, ona doğru döndüm. "Komik olan ne tam olarak? Benim kaçırdığım."

"Hamile misin acaba şakası yapacaktım da. Hani öpüşmeyle falan." Gözlerimi devirdigimi görünce "Ama sen de hiçbir kaliteli esprime gülmüyorsun Zeynep." dedi dudak büzüp.

"Espiri?"

"Ha, kaliteli kısmına okeysin yani." dediğinde, dayanamayıp ben de gülmüştüm bu kez.

"Bak. Eninde sonunda güldürüyorum."

"Evet." dedim, gülümsemeye devam edip. "Ya eninde, ya sonunda..."

"Genelde sonunda oluyor galiba." dedi, benim ne dediğimi anlamasa da, tam nokta atışı bir tespit yaparak.

"Genelde."

Aniden durduğumda, "Bir şey mi oldu?" diye sorup, etrafına baktıktan sonra, bana çevirdi gözlerini.

"Ay çıkmış."

"Evet?"

"Sadece... Bu son gecem olsa, yıldızlara, ya da aya bakmadan ölmek istemem."

"Neden son gecen oluyor peki?"

"Olur ya." dedim, kafamı gökyüzüne doğru biraz daha kaldırmadan önce."

"Madem öyle." dedikten sonra, çenemden tutup aşağı doğru indirdi başımı. "Benim son gecem olsa, ben de senin gözlerine bakmadan ölmek istemem." İlkinde vermemiştim bu şansı ona. Bir kez daha... Olur da aynı şey olursa o gece. Yemin ederim ki, bu isteğini yerine getirecektim. İkimiz de ölmeden hemen önce.

***


"Günaydın gençler."

"Günaydın." dedim, bende ondaki gereksiz neşenin "N" si bile yokken.

"Nasılsınız bu sabah?"

"Stabil." Kubilay, ona bakmadığından ne dediğini bilmiyor ve bakma gereği de duymuyordu.

《FİNAL》Eyvah! 17 Yaşındayım (-18) Where stories live. Discover now