0 Gün

2.4K 416 146
                                    

Insan ölür bazen
En çok da yaşarken

Durur kalbi,
Çekemez içine nefesi
Buz kesilir bedeni
Tabuta girmez belki
Ama kemirir böcekler içini

Tek bir damla gözyaşı bile süzülmezken gözlerinden,
İçine akan yaşlardan boğulur

Denizde yüzerken susuzluktan,
Binbir çeşit yemek içinde açlıktan
Binlerce insan içinde yalnızlıktan

İnsan ölür bazen
En çok da yaşarken

Evet. Bugün o gündü. Büyük gün. Kubilay'ı bir saniye bile olsa gözümden ayırmamam lazımdı. Tuvalete bile peşinden gidebilirdim. Her şeye hakkım vardı. Her şeye.

Kapıda Kubilay'ın çıkmasını beklerken önce Canan geldi yanıma. Sonra da Engin. Yani Kubilay hariç herkes.

"İyi misin Zeynep?"

"Engin." deyip bir süre gözlerimi kapattım. "Siktir git."

"Ne?"

"Bugün sana ayıracak tek bir saniyem bile yok. Çık git." dediğimde Canan şaşkınlıkla bakıyordu.

"Ne var ki bugün?" diye sordu Engin giderken.

"Kubilay'ın doğum günü." dedim, gözlerimin dolmasına izin vermeyerek. "Bugün onu üzecek hiçbir şey olmasını istemiyorum."

"Anladım. Ben de gideyim mi önden?"

"Yok. Gitme." dedim koluna girip. "Birlikte gidelim."

"Dün de Kubilay'ın çantasını istemek için beni aradın. Sen artık seviyorsun beni galiba." dediğinde güldüm.

"Galiba." dedim gülümseyerek. "Seviyorum"

"Kimi?" Sırtındaki çantasını iyice yerleştirip son kalan iki merdiveni atlayarak yanımıza geldi Kubilay.

"Seni işte."

"Ama galiba dedin."

"Bazen tereddüte düşebiliyorum. Özellikle espri yaptığın zamanlarda." dediğimde güldü.

"Okula gitmeden pansuman yapayım mı?"

"Yok. Acımıyor. Dönerken hallederiz." Belki bir şey olmasın diye seni eczaneye kitlerim Kubilay. Akşama doğru olsa iyi olur bu yüzden.

《FİNAL》Eyvah! 17 Yaşındayım (-18) Where stories live. Discover now