Her Şeyi Anlatacağım

15.1K 1.2K 1K
                                    

Telefona gelen mesajla Jungkookun üstünden kalkarak oturur pozisyona geçtim. Zaten alışmıştım, ne olacaksa olsun artık dediğim dönemdeydim. O adamın bana verecek zararı artık beni pek korkutmuyordu.

"Bitsin, korkmuyorum."

"Sana zarar gelmesine izin vermem biliyorsun değil mi? Ben hep yanında olacağım"

Jungkook beni kendine doğru çekip sarıldığında   öylece beklemiştim. Bana zarar gelmesine izin vermese de ben hayattan bıkmış durumdaydım, daha ne kadar kötü olabilirdi ki?

"Yanımda olacağını biliyorum, hem beni yalnız bırakamazsın. Bırakırsan ödetirim"

Kaşları şaşırdığı için yukarı kalkmıştı. Psikolojim bozulduğu için neye ne zaman kızıp ne zaman güleceğim pek belli olmuyordu açıkçası. 

"Bu halin hoşuma gitmiyor, beni dövecekmişsin gibi. Biraz daha şirin olduğun dönemlere dönebilir miyiz?"

Düşünmek için dudaklarımı öne doğru çıkartarak konuşmaya başladım.

"Conkuk beni tatlı mı seviyoy"

Yüzünü buruşturarak kendini yatağa bıraktı ve beni de kendine doğru çekti.

"Bebek taklidi yapan kızlar ne zamandan beri tatlı?"

Düşünerek "Hmm"sesi çıkardım. Aslında haklıydı ama böylesi daha eğlenceliydi sanırım. En azından mesaj atan adamı unutmamı sağlayıp kafamı dağıtmama yardımcı oluyordu.

"Ben taklit yapmaya başladığımdan beri?"

Kafasını boyun girintime gömerek nefesini tenime sunduğunda gözlerimi yummuştum. Mayışmamı sağlıyordu.

***

"Hyung gelişi abur cubur da alır mısınız? Film falan izleriz"

Yoongi telefonunu diğer ucundan beni onayladığında ben de diğer taraftan ocaktaki yemekleri pişirmeye odaklanmıştım.

Kafam dağılsın diye Jungkook onları bizim eve getirecekti, hepsini o kadar özlemiştim ki. Hatta Junsunu bile. Ben işi bıraktığımdan beri onlarla Junsun ilgileniyordu. Birkaç kere telefonda konuşmamızın dışında bir ayı geçkin süredir onu hiç görmemiştim. Ama beni asla boşlamayıp iletişime her defasında kendisi geçmişti.

Yemekleri hazırlayarak evi temizlemiş daha sonrasında ise rahatlamak için banyo olmuştum. Üstümü değiştirip çiçekli şirin bir elbise giydim ve üstüme de hırkamı alarak saçlarımı kuruttum. Hayatım ne ara bu kadar kötü olmuştu?

Eski hayatımı öylesine özlüyordum ki gözlerim sürekli dolup duruyordu. İşin kötüsü insanların yanında güçlüymüşüm gibi gözüküyordum ama göz yaşlarım akmasa da kalbim sıkışıyor gibi hissediyordum.

Koltukta biraz telefonumla uğraştıktan sonra çalan zil ile gülümseyerek yerimden kalktım. Onlara kapıyı açtığımda beni kucaklayarak sekiz kişilik bir sarılma yapmıştık. Tıpkı eski günlerdeki gibi.

Hayır ağlamayacaktım, hayır. Taehyung saçlarımı çekiştirirken onlara olan özlemimden ağlamayacaktım, hayır.

"Aigoo, ağlıyor musun sulu göz"

Hoseok hyung beni kendine çektiğinde kollarımı ona dolayıp sıkıca sarılmıştım. Bir ay içinde bana whatsapptan o kadar çok komik mesaj yollamıştı ki her seferinde bana arkadaş yönünden ne kadar tatlı olduğunu göstermişti. Hatta sırf ben güleyim diye Yoongi Hyungun ifşalık fotosunu bile atmıştı, itiraf etmeliyim baya gülmüştüm.

"Biraz da bize bırak"

Yoongi hyung beni çekerek sarılınca daha çok ağlamaya başladım. Nihayet gözlerimden yaş akabilmişti, rahatlamış hissediyordum.

Senin Peşinden | JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin