En Büyük Hediyem

21.3K 1.5K 1.6K
                                    

+400 vote olunca yeni bölümü paylaşırım. Medyadaki coverla dinlersiniz son paragrafları 💕

"Jungkook " Yoongi Hyung bize yaklaşarak elini Jungkookun omzuna koydu. Bana göz kırpıp elini kafama yerleştirince gülümsedim. " Gidelim " Jungkook bana bakmayı kesip Yoongi Hyunga bakınca suratının düştüğünü görmüştüm. Gitmek istemiyordu büyük bir ihtimalle. Elimi yavaşça onun elinden kurtardım.

" Git, bekletme " yumuşak bir tonda konuşmuştum, birazcık kötü olduğumu görse beni bırakmayacak gibiydi. Yavaşça yerinden doğrulup arkasını dönünce yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümsememden kurtuldum.   Odadan çıktıklarına emin olunca ağrıyan kafama elimi götürdüm.

" Al bakalım " Junsun elindeki buzu bana uzatınca elinden almak istedim ama tutacak gücü kendimde bulamamıştım. Kafama atılan her neyse kafam kopmuş gibiydi.

Kafamdaki şapkayı çekerek saçlarımın gizlendiği yerden omuzlarıma doğru dökülmesini sağladı. Elindeki buzu az önce kafamı tuttuğum yere bastırınca biraz olsun rahatladığımı hissettim.

" Zaten emin gibiydim, bugün kanıtlamış oldunuz " Junsun elindeki buzu kafama iyice bastırınca ona doğru dönmek zorunda kalmıştım. Jungkooktan bahsediyordu, anlamasa aptallık olurdu zaten. Neyseki az önce bizi gören sadece Yoongi, Junsun, Tae olmuştu.

" Teşekkür ederim " kaşlarını çatınca az önceki şeyin cevabını vermediğimden anlamamıştı sanırım. Aslında Jungkooktan bahsetmek isterdim, Onu birilerine anlatmak. Babama, arkadaşlarıma, çevremdeki herkese. Hatta böyle biri olmasaydı anneme bile. Onu anlattığımda yüzüm gülsün istiyordum. Onu anlatırken gözlerimin içi gülsün. Neden olmuyordu?

" Buz için, beni taşıdığın için. Sağol " söylediklerime göz devirmişti. Konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki daha fazla üstüme düşmeden sadece buzu tutuyordu. Bu kadar ağrıması normal miydi acaba ? Beyin kanaması falan geçiriyor olabilir miydim ?

" Junsun ? " yüzüme bakmadan ağzından çıkan " Hı ? " sesini duymuştum. Bıkmıştı, insanları ne çabuk bıktırıyordum böyle. " Sence beyin kanaması falan geçiriyor olabilir miyim ? Çok ağrıyor " yüzüme baktı ve halime acır gibi bakışlar atmaya başladı.

" Saçmalama " cebimdeki titreşimi hissedince telefonumu elime aldım.

" Geçmiş olsun :) " mesajı görünce yayıldığım koltuktan anında dikleşmiştim. Bilinmeyen numaradan gelen mesajı görmemle yutkundum, nereden biliyordu ki kafama bir şey geldiğini? Burada mıydı ? Junsunun elini kafamdan kurtarıp ayağa kalktım. Bu kadarı fazlaydı ve korkuyordum. Bir ileri bir geri odanın içinde dolaşmaya başladım. Jiyongu arayıp söylesem ? Olmaz mıydı?

" Garip davranmaya başladın sen, şuan beyin kanaması olabileceğini düşünüyorum " Onu umursamadan telefonuma sarıldım. Onu bulaştırmamam gerekiyordu ama başka seçeneğim var mıydı ?

" Jiyong " sesimin endişeli çıkmasına engel olamamıştım. " Neredesin ? " bu büyük bir şeydi. Belki de sapık bana zarar vermeye çalışmıştı. " Şirketteyim, ses odasında. Neden sesin kötü geliyor ? " neyseki  gelemeyecek bir durumu yoktu. Önemli bir şey söylese ne yapardım bilemiyorum.

" Sana konum yollayacağım, hemen gelebilir misin ? " buradan hemen gitmek istiyordum. Güvendiğim biriyle. " Beni korkutuyorsun, geliyorum " diyerek telefonu kapatınca konumu yolladım. Volta atmayı kesmeden bir taraftan da tırnağımı yiyordum.

***

Kapının önünde beni bekleyen Jiyongu görmemle derin bir nefes alarak korkuyla ona sarıldım. Ben sapık işini büyütmüyordum ama bu çok fazlaydı. Kollarını bana dolayıp elini saçlarıma götürdü.

Senin Peşinden | JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin