Aile Yemeği

22.3K 1.4K 1.5K
                                    

Teşekkür etmesi gereken benim, mutsuz olduğum bir günde bile yüzümü güldürebildiğin için "

Asıl benim yüzümü güldüren kendisi oluyordu ama benim de onun için aynı şeyler ifade ediyor oluşum hoşuma gitmişti. Gülümseyerek ona uzunca bir bakış attığımda utanarak kafasını eğdi. Jiyonga on saniyeden uzun baktığımda mutlaka gözlerini kaçırırdı.

" Sanırım bu sefer sekiz saniye falan bakabildin, gelişme var " neyi kastettiğimi anlayarak kafasını kaldırmıştı. Kendiyle gurur duyuyor gibiydi şuan.

" Neden böyle oluyor ben de anlamıyorum. Birinin gözünün içine uzunca bakamıyorum " dediğinde gerçekten bu duruma üzülmüş olduğunu farkettim. Dudakları aşağı doğru kaymıştı. Yerimden doğrulup bağdaş kurarak yanına oturdum, bir şekilde şirinlik yaparak babamın mevzusunu açmam gerekiyordu.

" Sana bir şey söyleyeceğim ama kızmayacaksın " diyerek önlem almaya çalıştığımda merakla doğrulmuştu. Onu genelde kızdıracak şeyler yapsam da hiçbiri bunun kadar ağır bir istek değildi bana göre. Şuan Jiyongun ailesinden biri benimle tanışmak istese büyük bir ihtimalle bunu yapamazdım. Aileyle tanışma düşüncesi bile beni geriyordu.

" Kızacağım bir şey yapmış olma " ses tonu gecikmiş bir uyarı niteliğinde çıktığı için dudağımı ısırarak kafamı aşağı eğdim.

" Sinirleniyorum, söyle " ama pat diye nasıl söyleyebilirdim ki ? İnsan biraz yumuşak davranırdı, böyle yaparsa kendimi ifade edemezdim.

" Şey" cümleye nasıl gireceğimi bir türlü bulamamıştım, ne demeliydim. Babamla görüşür müsün mü ? Böyle dersem büyük bir ihtimalle ne var ki bunda derdi. Uyarı anlamında işaret parmağını alnıma iki kez sert bir şekilde çarptı, ne çok şiddet görüyordum bu aralar.

" Vurma bana, babam damadıyla konuşmak istiyor " dediğimde ifadesini bozmadan bana bakmaya başladı. Sanırım bu cümleyi beğenmemişti ya da devamını mı bekliyordu tam olarak anlamamıştım.

" Jiyong? Babam diyorum seninle konuşmak istiyor " bana bakıyor ama dediklerimi duymuyor gibiydi. Neden hiçbir tepki vemiyordu, endişelenmeye başlamıştım. Kızmış olmalıydı. Bu sefer işaret parmağımla kafasına ben iki kere vurdum, gözlerini bir iki kez hızlı bir şekilde açıp kapattı.

" Benimle mi konuşmak istiyor ? " her kelimeyi teker teker ve yavaşça söylemişti. Hala yüzüme anlamsız bir şekilde bakıyordu, bense ne tepki vereceğimi şaşırmış durumdaydım.

" Evet seninle " dediğimde kafasını hafif sola yatırarak düşünüyormuş gibi bir ifadeye büründü.

" Benimle mi ? " işaret parmağını göğüs hizasına götürüp aynı soruyu tekrarladığında göz devirmiştim. Anlaşılmayacak neyi vardı bunun.

" Evet diyorum ya, seninle " bu sefer de kafasını sağa doğru yatırarak gözlerini kapatmıştı. Ne demiştim de böyle olmuştu şimdi?

" Beniml..." dediği an hafifçe yanağına vurdum, canını acıtmayacağını biliyordum. Sadece artık aynı soruyu sormasından sıkılmıştım.

" Kes şunu, seninle konuşmak istiyor işte. Ne kadar uzattın " diyerek sinirli bir ses tonuyla konuşmaya başladığım için hafifçe kafasını silkeleyip eliyle saçını geriye doğru attı, bu sefer de anlamsız bir sırıtış vardı yüzünde.

" Demek benimle konuşmak istiyor " sesli bir şekilde kendi kendine konuştuğunda istemsizce tek kaşım yukarı kalkmıştı. Bu kadar garip tepkilerine alışık değildim, fazla geliyordu.

" Ee bir şey söylemeyecek misin ? " dediğimde beni duymamış olacak ki kendi kendine gülüp daha sonrasında bakışlarımı fark edip ani bir toparlanma yaşamıştı. An itibariyle şuan da endişeli gözüküyordu.

Senin Peşinden | JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin