Taksiyle geldiğim için görevlilerden bana bir araba çağırmalarını rica ettim. Arabam olduğu için daha önce taksi numarasına hiç ihtiyacım olmamıştı. Uzun bir bekleyişin ardından saat daha beşe bile gelmediği için Yg Entertainmente geçmeye karar verdim. Grupça geri dönüş gibi bir sorunları olmadığı için şuan orayla pek alakadar değildim. Zaten onlarda beni başka bir şirketle daha çalışıyorken görmeye çok da meraklı değillerdi. Oradan hala kovulmamış olmamamın sebebi yazdığım onlarca şarkıdan haberdar olmalarıydı ve bu yüzden beni ellerinin altında tutmaya çalışıyorlardı. Aslında mantıklı bir hareketti bu yaptıkları. Bigbangle çalışmaya devam ettikçe onlara yazdığım şarkılardan birkaçını verebilirdim. Sonuçta onları ailem olarak görüyordum ve yazdığım şarkılar defterde duracağına onların sesinde can bulabilirdi.

Onları düşünmek yüzümün gülümsemesine sebep olurken taksi de gelmişti. Yolculuk esnasında gözlerimi dinlendirmeyi tercih etmiştim.
Şirketten İçeriye girer girmez tanıdık yüzleri görmek bütün neşemi yerine getirdi. Çalışanları görünce bile bu kadar mutlu oluyorsam onları görür görmez yüzümde güller açardı muhtemelen. Dans odasında olmayacaklarını kestirebildiğim için ses odasına girdim. Tahmin ettiğim gibi buradalardı

"Soo Min " güler yüzle yanıma doğru koşan Youngbae nin bana açtığı kolları altına girdiğimde beni hafifçe kaldırarak döndürmüştü. Ah, bu şirketi sanırım daha çok seviyordum. Seungri ve Daesung da yanıma geldiğinde kollarımın metrelerce uzun olup hepsini sarabilmesini istemiştim. Gözlerim dolarken Seungri burnumu sıkarak

" Aissh hala sulu göz " dedikten sonra yüzüme yaklaşarak çok fazla kapatamadığım gözüme ve hala yara olan dudağıma baktı.

" Siktir bu da neyin nesi?" diye söylenen Youngbae de olaya karıştığında şu dayak meselesinin artık beni bunalttığını fark ediyordum. Herkese sürekli açıklamada bulunmak asabımı bozuyordu.

" Dayak yedi " Jiyong oturduğu yerden kalkarak beni kolunun altına aldığında erkeksi gelmişti açıkçası. Gerçi beni bu durumdan kurtaran kim olsa erkeksi gelirdi.

" Dayak mı ?" diye telaşla soran Daesungun gerildiğini kol kaslarından anlayabiliyordum, vücuduna yapışan siyah tişörtünden bunu anlamak çok da zor olmamıştı.

" Evet dayak yedim ama büyütülecek bir şey değil, iyiyim " desem de konuşmayı bir türlü kesmiyorlardı. O kadar çok küfür duymuştum ki artık kusacaktım

" Ben hallediyorum beyler " diyen Jiyong kurtarıcım olmaya devam ediyordu. Rahat bir nefes alıp onunla beraber koltuğa oturduğumda Youngbae de koltuğun kenarına oturarak saçlarımla oymamaya başlamıştı. Erkeklerin şu saç oynama merakı nerden geliyordu, merak etmeye başlamıştım artık

" Dayak meselesi kapandı sanma Soo Min, olaya ben de dahil oluyorum " diyen Youngbae ye gülümseyerek baktım. Peşinden diğerleri de onayladığında yaşım onlara göre küçük olduğu için yanlarında hafif bir utancım oluyordu. Bu utanç ilk yarım saatten sonra geçen cinsti ve bu sefer daha rahat davranmamı sağlıyordu.

" Ee anlatın bakalım çalışmalar nasıl gidiyor ?" Dediğimde sıkıntıyla ofladıklarını gördüm. Jiyong bireysel olarak albüm çıkaracaktı onun başarılı olacağını yemekte çalışmalarını gördüğüm zaman anlamıştım zaten ama beni grup olarak daha çok ilgilendiriyorlardı.

" Top nin sıkıntılarını biliyorsun, şuan onun yanında olmaya özen gösteriyoruz. Aklımızı tam verdiğimiz söylenemez" dediğinde sıkıntıyla iç çektim. Uyuşturucu söylemleri gündemdeydi ve askerliğinin tekrar baştan başlağayacağı söyleniyordu. Kendi sıkıntılarımdan onları iyice boşladığımı fark etmiştim.

Senin Peşinden | JJK ✓Where stories live. Discover now