Yardım Part-1

En başından başla
                                    

Karaca bunlarla mücadele ederken sevgisinin Barış'ın nefreti karşısında bir kıymeti olmayacağını biliyordu. 

Telefonu çalarken düşüncelerinden uzaklaştı. Arayan ismi çok bekletmeden açtığında karşı tarafın sesinin ne kadar sıkkın olduğunu anlamıştı.

"Bu akşam görüşemeyeceğimizi söylemek için aradım."

"Sen iyi misin?"

"Uzun zamandır iyi olmadığımı biliyorsun."

"Evet ama bu her zamanki gibi kötü olmandan değil bence. Canını sıkan ne?"

Derin bir nefes aldığını işitti telefonun diğer ucundan. "Bir süredir şirkette ki işlerden uzağım. Ateş de balayında hala biliyorsun, işlerin başında durmam lazım."

"Arkadaşın ne işe yarıyor peki? İşleri idare ediyor sanıyordum."

"Kendisi hasta bildiğin üzere, evden konferanslarla pek olmadı."

"Hımm.."

Pek tatmin olmamıştı Karaca. Bunu da dile getirdi. "Baran, arkadaşız değil mi?"

"Bundan şüphe mi duyuyorsun?"

"Bana her şeyi anlatmadığını düşünüyorum. Canının sıkkın olmasının sebebi bana kalırsa sadece iş değil."

"Neden senden bir şey saklanmıyor?"

"Sonuç olarak?"

"Yeşim'in peşine düştüm."

"Ne? Baran, bunu yapmayacaktın. Ne yaptın, onunla konuştun mu? Bir şey oldu mu?"

"Karaca ben canavar değilim, ona zarar vermedim."

İçinin hem rahatladığını hem de kızdığını hissetti aynı anda. Gözlerini kapatıp kendine kızdı. "Öyle söylemek istemedim ama takdir edersin ki İdil söz konusu olunca kendine hakim olamıyorsun."

"Tüm derdin bu mu?"

"Benim bir derdim yok. Onunla ne konuştun?"

Sinirlendiğini hissediyordu Karaca ama Baran kusura bakmamalıydı, kırılacak bir durumda değildi. Karaca da ona elinden geldiğince yardımcı olurken bir hata yapmasını engellemek zorundaydı. Sonucu ne olursa olsun diyemeyeceği bir gerçekti. 

"Konuşmadım. Sadece takip ettim ama sanırım biraz hamladım,  onu takip ettiğimi anladı. "

"Bunu niye yaptın?"

"Yavaş ilerliyoruz çünkü. İlerlemiyoruz bile, iyi gidiyorduk ama bir anda tıkandı. Önümüzü göremiyorum."

"Önümüzü göremiyoruz diye kadını takip edemezsin. Onunla ben konuşmadan uzak duracağın konusunda anlaşmıştık. Ayrıca önümüzü göremiyor da değiliz, planımız belli. Sadece ona uymamız lazım o kadar." 

Karşı taraftan ses gelmeyince Karaca sustu bir müddet. Ona zaman vermesi gerektiğini biliyordu. İşin aslı gerçekten onun için üzgündü. Ama ona yardımcı olmak istiyorsa acılarını biraz geri plana itmeliydi. 

"Sanırım benden şikayetçi olacak."

"Olmaz merak etme. Onun elinde koz varsa bizim de var. Bak, senden tek bir şey istiyorum, o da o kadından uzak durman. Hem o kadından hem de ailesinden. "

"O halde geri dönmesini bekleme. Ne zaman işine geri döneceği belli değil, onu bul konuş. Benim artık daha fazla kaybedecek vaktim yok. Umudumu kaybedemem. İdil'i bir daha kaybedemem."

"Ben halledeceğim. Bana güven."

"Elini çabuk tut."

Telefonu kapadıklarında her iki tarafta işlerinin daha sarpa sardığını biliyordu. Baran için sabretmesi her geçen gün zorlaşırken Karaca içinde Baran'ı dizginlemek, bu gerçeği açığa çıkarmak zorlaşacaktı. Kendi başına halledebilirdi ama işi hiç olmadığı kadar zordu. Baran'ı bir delilik yapmadan önce durdurmalıydı. O kadının karşısına çıkıp konuşmaktan başka çaresi yoktu. 

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin