#63 - Beklenmedik Teklif

Start from the beginning
                                    

Yanağımı avucumdan ayırdıktan sonra dürüstçe cevap verdim. "Yo, hayır, biraz dolaştım."

Cevabım üzerine iç çekerek başını salladı. "Ona gittin, değil mi?"

"Kime?"

"Bilmiyormuş gibi davranmayı bırak lütfen, neyi sorduğumun gayet farkındasın. Dün gece, sen beni eve bıraktıktan bir saat kadar sonra İrem aradı beni ve özür diledi."

Kaşlarımı kaldırdım. "İrem de kim?"

"Mert!"

Sabrını taşırdığımı belli edercesine sesini hafifçe yükselttiğinde iç geçirerek omuzlarımı düşürdüm.

"İrem diye birini tanıdığımı gerçekten düşünmüyorum ancak muhtemelen dedikoducu kızdan bahsediyorsun. İsim hafızam biraz kötü, sevdiğim kişiler haricindeki insanları zihnimde tutamıyorum. Daha doğrusu tutmuyorum, ne gerek var ki?"

"Lafı çevirmek yerine ne yaptığını anlatmayı denesen mi acaba?" diyerek ofladı.

Başımı omzuma doğru eğerek gözlerimi kıstım. "Ne yaptığımın gayet de farkındasın, değil mi güzelim? Ağzımdan, zaten düşünüyor olduğun şeylerden başka bir şey çıkmayacak."

"Yani gidip dövdün onu, öyle mi? Sana o kadar yapmamanı söylediğim halde?"

Dilimi üst dişlerimin üzerinde gezdirdikten sonra "Dövmedim," diye cevap verdim. "Normalde döverdim, gerçekten döverdim çünkü bunu fazlasıyla hak etmişti ama sırf sana söz verdiğim için dövmedim."

Hafifçe iç çekti, rahatlamış gibiydi ancak bakışlarından kafasının hala karışık olduğu belli oluyordu.

"İrem, Eray'ın onu arayıp gerçekleri anlattığını söyledi. Dövmediysen nasıl anlattı gerçekleri? Onu hastanelik edenin sen olduğunu da söylemişsin üstelik, neden yaptın bunu? Eray şimdi gidip seni şikâyet etse ona şahitlik edebilir."

"Hiçbir halt yapamaz, boşa üzülme," diyerek omuz silktim. Fazlasıyla umursamazdım ve bu durum Beril'i sinir ediyor gibi görünüyordu. "Konuşması için de dövmedim ama tehdit ettim, o yüzden anlattı."

"Nasıl yapamaz, Mert ya? İlk seferinde etraftakilerin duymasından çekindiği için sessiz kalmış olabilir ama şimdi bütün çevresi neler yaptığını biliyor. Yani sessiz kalması için hiçbir sebep kalmadı. Sana öyle gelmiyor belki ama bu yaptığın bir suç."

Oturduğum yerde dikleşirken "Onun yaptıkları suç değil mi?" diyerek kaşlarımı çattım. "Sana yaptıkları, kendini yüceltmek için attığı iftiralar, yaşadığın psikolojik şiddet? Bunlar ne oluyor? Senin çektiğin acı ne oluyor, Beril?"

"Onu aklamaya çalışmıyorum elbette, zaten onu düşündüğüm falan da yok. Ben, yalnızca senin için endişeleniyorum. Senden şikâyetçi olursa başın derde girebilir."

"Asla övünmek için söylemiyorum ama şu şartlarda hiçbir şey olmayacağını sen de biliyorsun, Beril. Onu dövmüş olmam ne yazık ki ceza alabilmem için yeterli bir sebep değil."

"Mert..."

"Ne, yalan mı? Onur şerefsizi neden şu an hapiste? Beni silahla yaraladığı için, ölümden döndüğüm için. Yoksa Derin'i zorla alıkoyup şiddet gösterdiği veya Feza'yı yaraladığı için değil... Dosyasında bunlar da yazıyor, evet ama ben ölümden dönmemiş olsaydım o herif bu kadar ceza almayacaktı. Belki şu an içeride bile olmayacaktı, öyle değil mi?" Başımı sallayarak iç çektim. "Tekrar ediyorum, bunları övünmek için söylemiyorum ki böyle bir şeyle nasıl övünülür, onu da bilmiyorum ya... Ayrıca ceza alacağımdan emin olsaydım da Eray itini döverdim, benim için değişen bir şey olmazdı. O herifin bir şekilde cezalandırılması gerekiyordu ve bu görevi ben üstlendim. Dün akşam da yalnızca senin için kendimi tuttum." Beril'in derinleşen bakışlarının altında gülümsemeye çalıştım. "Velhasılıkelam, bana bir şey olmaz. Sen üzme o tatlı canını."

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıWhere stories live. Discover now