Salih

3.9K 182 23
                                    

              "BEN ONUN İÇİME DERT OLUŞUNU BİLE SEVDİM..."  

             Sevdasına beni hapseden kadın, yine beni yarıyolda bırakmış, arkasına bakmadan gitmişti. Yüreği nasıl da izin vermişti beni öylece bırakıp gidebilmesine aklım almıyordu. Bana inanmamayı seçmiş ve öylece gitmişti.  Yine de kızamıyordum ona... Tek istediğim iyi olması, bebeğimizi sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmesiydi. 

           Odamdaki yatakta uzanmış, gittiğinden beri kaçıncı kez izlediğimi bilmeden bilgisayarın monitöründen izliyordum onu. Dün geceden beri kaç kere aradım sesini duyabilmek için ama nafile. Telefonlarımı açmamakta direniyordu. Bir kaç dakika önce, Duygu ile konuşmamız sona erdikten sonra Tuna'yı aramış ve Sare 'nin onun yanında olduğunu öğrenmiştim. 

            Hülya'nın gerçekten hamile olduğunu söylemişti Duygu ama bu benim için hiç bir şey ifade etmiyordu ki... Ben o çocuğun benden olmadığını biliyordum.  Biliyordum, çünkü daha önce Sare'den başka hiç bir kadınla tüm benliğimle,  tüm hücrelerimle birlikte olmamıştım.  Er ya da geç gerçek ortaya çıkacaktı ama bu zaman içerisinde ben Sare'yi görmeden, kokusunu almadan nasıl dayanabilirdim bilmiyorum. 

          İyi ki sabah Duygu'yu,  Sare'nin iyi olup olmadığını kontrol etmesi için göndermiştim.  İyi olduğunu söylediğinde içime dolan rahatlamayla sıkıca sarıldım ufaklığa.  Zor zamanlar geçiriyordum.  Hala fazla hareket ettiğim zaman ağrım oluyordu ve Duygu iyi ki bu zamanlarda yanımdaydı...

           Ömer abi, iyi olduğum kanaatine vardıktan sonra sabah uçağı ile Muğla'ya dönmüştü.  Anneme de gitmek isterse sorun olmayacağını söyledim ama hem ben bu haldeyken,  hem de Hülya gerizekalısı ortalığı böylesine karıştırmışken gitmek istemediğini söyledi. 

            Mevsimlerden sonbahar olmasına rağmen, içimi bunaltan bir hava vardı bugün. Açık olan penceremden havalanan perdeye takıldı gözüm ve bir süre öylece düşündüm. Üzerinden bir gün geçmiş olmasına rağmen özlemekten deliye dönmüştüm.

              Ani bir kararla yatakta toparlanarak kalkmaya çalıştım.  Biraz zorlansam da nihayet ayağa kalktım ve öcelikle derin bir nefes aldım.  Nefes alırken bile canım acıyordu.  Yüzümü ekşiterek,  sırtımdaki sargıya aldırmadan çıplak vücuduma dolaptan aldığım siyah tişörtü geçirdim.  Üzerine de eşofman takımımı geçirdikten sonra, ağır adımlarla odamdan dışarıya kendimi attım. 

         Merdivenlerden sessiz bir şekilde inerken, mutfaktan gelen seslerle annemin mutfakta uğraştığını anlamam zor olmadı.  Salona indiğimde ortalıkta hiç kimse yoktu.  Büyük ihtimalle Duygu'da mutfakta anneme yardım ediyordu. 

         Mutfak kapısına vardığımda, annemin tek başına soğan doğradığını gördüm.  Beni görünce endişeli bir ifade aldı yüzünü... Soğanın yaktığı yaşlı gözlerini ellerinin tersiyle silmeye çalışırken;

           "Oğlum ne yapıyorsun burda? Neden kalktın yataktan?" diye azarlayarak sorularını sıraladı. 

          "Sıkıldım ama anne. Biraz nefes alayım dedim. Duygu nerede?"

            "İyi tamam ama fazla yorma kendini annem. Duygu salondaydı az önce yok mu?"

             Kafamı sağa sola salladım.

❤SEVDASINI SEVDİĞİM❤Where stories live. Discover now