Salih

3.4K 195 42
                                    

ÖNCELİKLE HERKESTEN ÖZÜR DİLİYORUM. UZUN BİR SÜRE YAZMADIĞIM İÇİN... ASLINDA YAZMAKTAN VAZGEÇMİŞTİM. TA Kİ @goncabeyza ARKADAŞIMIN DESTEĞİNİ GÖRENE DEK... BU BÖLÜMÜ DE ONA İTHAFEN YAZDIM. ÖTE YANDAN KİTABIMI HEYECANLA BEKLEYEN, MESAJLAR YAZAN VE OKUMAKTAN VAZGEÇMEYEN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜR EDERİM. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM. BİR KONUYA DAHA DEĞİNMEDEN EDEMEYECEĞİM. SON ZAMANLARDA YAŞADIĞIMIZ TERÖR OLAYLARINDAN DOLAYI ÇOK ÜZGÜNÜM VE MASUM İNSANLARIN CANINA KIYAN TERÖRÜ LANETLİYORUM.

BU BÖLÜM SALİH'İN AĞZINDAN OLACAK...

UMARIM BEĞENİRSİNİZ. KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM. LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ EKSİK ETMEYİN...

" GÖKYÜZÜMÜN GÜCÜ YETER MİYDİ BU KEZ, O GÖZLERDEKİ HÜZNÜ SİLMEYE?"

Hastanede dört gün yattıktan sonra, nihayet taburcu olabiliyordum. Eve gitmek için yoğun ısrarıma dayanmayan doktor, imzalamamı istediği bir kaç dosyadan sonra evime gitmeme izin vermişti. Hem artık kendimi iyi hissediyor, hem de Sare'nin hastane köşelerinde benimle birlikte perişan olmasını istemiyordum. Nihayetinde benim canımdan bir can daha taşıyordu o küçük bedeninde. Öylesine değişik bir duyguydu ki yaşadığım, hissettiğim... Dört gün boyunca içimde yaşadığım baba olmanın sevinci ve heyecanıyla bütün dünyaya meydan okuyabilirdim. Sare'm, benim küçük kadınım bana yeni bir hayat bağışlamıştı sanki...

Şimdi de o minik bedeniyle yataktan kalkmama yardımcı olmaya çalışıyordu.

"Hadi elini omzuma koy, çıkalım artık... Annenler merak edecekler." diye kolumun altına doğru sokuldu iyice.

"Benim ağırlığımı taşıyabileceğini mi zannediyorsun küçük hanım? Az bekle, Tuna gelmek üzere." diyerek onu kendime doğru çektim ve sarıldım. Kokusunu çektiğim ciğerlerime bayram havası yaşattım. Dudaklarına doğru eğildiğim sırada, beni hafifçe itikleyerek;

"Salih ne yapıyorsun? Birisi gelecek şimdi, rezil olacağız." diye fısıltıyla konuştu. Heyecanlanmıştı... Sesinin tonundan bile belli ediyordu bunu. Kendi kalbimin sesi engel olmasa, onun da kalbinin sesini duyabilirdim.

"Kim gelirse gelsin, benim değil misin? İster öperim, ister..."

"Sayende kaç gündür hastanede öğrenmeyen kalmadı zaten senin olduğumu. Annen bile onca yolu gelmişken, seni o kadar özlemişken bir dakika ayırmadın beni yanından. Korkma kaçmayacağım demekten dilimde tüy bitti Salih."

"Bak yaa! Bi de şikayet mi ediyorsun hanımefendi? Geçen gece uyandığımda yanımda yoktun ama? Seni göremeyince deliye döndüm." diye cevap verdiğimde, onsuz yaşadığım o günler aklıma geldi ve burnumun direği sızladı.

"Pelin'in getirdiği kıyafetleri giyinmek için lavaboya gitmiştim Salih. Koktum kaç gündür aynı eşofman takımı üzerimde. Ben gelene kadar uyanmazsın zannetmiştim hem. "

Sözleri ile onu daha çok kendime çektim.

"Ben senin kokuna ölürüm kadın!" dedikten sonra, konuşmasına fırsat vermeden dudaklarına kapandım. Onun da bana aynı şekilde karşılık vermesi ile , bu kadına hiç bir zaman doyamayacağımın farkına bir kez daha vardım. Öylesine kendimizi kaybetmiştik ki, kapının çalındığını bile farketmeden, öksürük sesi ile aniden ayrıldık birbirimizden. Tuna kapıda durmuş, pencereden tarafa bakarken, Sare ise utançtan kıpkırmızı olmuştu.

"Rahatsız olmayın siz devam edin yaa." diye konuşan Tuna'ya;

"Madem rahatsız etmek istemiyorsun, ne diye öksürüyorsun oğlum?" diye cevap verdim.

❤SEVDASINI SEVDİĞİM❤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin