Güvensiz bir kalp için çok zordur aşka inanmak...
Hiç ummadığın anda, umudunu kestiğin anda çıkar aşk karşına bazen...
Önce gözlerine bakarsın, bir kıpırtı hissedersin yüreğinin derinliklerinde...
Sonra sıcaklığı ile tanışır tenin, o sessizce işler...
Öncelikle, bu hikayeyi yazmam İçin her zaman destekçim olan ( @DuyguKaya403 ) bitanecik kuzenim, hayattaki kıymetlim, ahiretliğim olan insana binlerce kez teşekkür ediyor ve aynı zamanda 9 mart olan doğum gününü en içten dileklerimle kutluyorum.. Güvenebilecek bir aşkı bulmak ne kadar zorsa, güvenebilecek bir dostu bulmak da bir o kadarzordur. Güvendiğim sayılı insanların başında yer alan bu dünyalar tatlısı cadımın hayatımdan hiç eksilmemesi dileğimle ❤ Seni çok Seviyorum Ballısı ❤
"NE YAŞARSA YAŞASIN BU KALP, SENDEN SONRA SENSİZLİKLE KİRLENDİ..."
Bir an gelir, sadece bir an... Ölmek istersin o an. Nefesin kesilir. O an yitip gidenin ne kadar kıymetli olduğunu hissedersin... Sevdiğin insanı bir daha göremeyeceğini bilmek, bir daha başını göğsüne gömüp koklayamayacağını bilmek daha önce hiç bu an kadar acı vermemiştir. İçinde ondan kalan iki parçayı taşıdığın gerçeği, belki de yok olup gidecektir. Bir umutla hayata tutunmaya çalışan, günahsız iki melek...
Otobüs beklerken, ağzının kapatılmasının ardından hafızasından geçen son şeylerdi bunlar Sare'nin... Ardından kör karanlık...
Yeniden aydınlığa kavuştuğunda, Salih yanıbaşında idi. Yemyeşil çimlere, yazdan kalma bir günde upuzun uzanmıştı iki genç. Özlediği tene sığınmıştı Sare'nin küçük bedeni. Uzandıkları yerden gökyüzünü izliyorlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Salih'in teni nasıl da ilaç gibi geliyordu Sare'ye... Vücudunu saran bütün kirden, pislikten arındırıyordu Salih onu.
"Seni Seviyorum Kadınım!" dedi Salih genç kıza.
"Seni çok seviyorum Sevdasını Sevdiğim." diye karşılık verdi Sare. O an hiç bozulmasın, hiç bitmesin istedi. Salih'in sol elini uzattığı genç kız, genç adama sağ elini uzattığında ellerini buluşturarak kalp şekline getirdiler. Çocuk gibi mutluydu yüreği...
Bir an aklına gelen şey ile, yerinde doğrularak baktı Salih'e, daha sonra kalp şekline getirdiği elini tutarak karnının üzerine götürdü. Salih'in sıcacık bakışları şaşkınlıkla genç kızın gözlerinde dolaştıktan sonra, karnına kaydı.
"İkimizin... Bak tam burada. Sana ve bana ait." diyen Sare, genç adamın gözlerinden yaş geldiğine şahit oldu. Mutluluktan ağlıyordu sevdiği adam. Ve birden olanca gücüyle sarmaladı Sare'yi. Her zamanki gibi burnunu saçları arasına gömdü. Defalarca onu sevdiğini söyledi... Kısa süren sessizlikten sonra, yoğun alkol kokusu aldığını hisseden Sare kendisini geri çekti. Ama bu kez karşısında Salih değil, Kenan duruyordu...
Bir hışımla kendisini geri çekti Sare. Olabildiğince uzağa kaçmaya çalıştı. Kenan'ın arkasından bağırdığını duyuyordu... "Sen benimsin. Yalnızca benim. Ne kadar kaçsan da gerçek bu..." Birden hava kararmış, dört yıl öncesindeki gibi, ormanda tek başına kalmıştı. Kenanın varlığını hemen yanıbaşında hissediyordu. Burnuna dolan kan ve alkol kokusu ile sadece bağırıyordu. Avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
