Sare❤

2.7K 218 29
                                    

"AŞK BAZEN DE, VAZGEÇMEYİ BİLMEKTİR, ATEŞİN ÜZERİNDE YÜRÜSEN BİLE ARKANA BAKMADAN GİTMEKTİR..."

Yaklaşık kırk dakika süren yolculuk boyunca, Muğla'da içinden bir parça bıraktığı için ağlayarak geçirdi Sare. Salih'i kendisinden bile çok seviyor olmasına rağmen genç adamın yanına kendisini yakıştıramıyordu. Gözünün önünde kendisinin Mert ile dudak dudağa bir şekilde gören Salih canlandığında, genç adam yanındaymışçasına utanıyor, gözlerini kapatıyordu...

Ayrılmak istediğini yüzüne karşı söyleyebilecek cesareti olmadığı için kısa bir mektup ile nokta koymuştu gelecekteki hayallerine... Salih ile evlenmeyi düşünerek ne kadar aptalca davrandığının farkına vardı. Salih, tertemiz bir kadını hakediyordu ve Sare'nin kirli geçmişi ise bu temizlikten fazlasıyla uzaktı...

Havaalanının çıkış kapısında, elinde kendi ismi yazılı pankartı tutan orta yaşlı, takım elbiseli bir adam dikkatini çekti. Tuna'yı görmeyi beklediği kapıda, bir başkası karşılıyordu Sare'yi. Kesinlikle Tuna'nın bir işi çıkmış, yerine bir başkasını göndermiş olmalıydı. Tuna'da gelmiş olsa, fikri değişmeyecekti. Öncelikle pankartı tutan adamdan bakışlarını çevirdi, daha sonra hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladı.

Havaalanının önünde bekleyen taksilerden birine hızlıca attı bedenini ve evinin adresini söyleyerek çantasından uçuş modunda olan telefonunu çıkarıp açtı. Gelen mesaj sesi, yeni yeni kendisini terk eden ağlama halini geri getirmişti...

"Şimdiden çok özledim. Keşke kokunu cam bir şişeye hapsetmek mümkün olsaydı. Akşam beni evde bekle. Doya doya seni sevmek istiyorum artık."
Okuduğu mesaj ile, bir süre baktığı telefonunun ekranını kapatarak, içine derin bir nefes çektikten sonra annesini aradı.
"Anne neredesin?"
"Senin evindeyim kızım. Birazdan adamlar gelirler. Sen nerede kaldın?"
"Taksideyim annecim. Adamlar gelene kadar gelmiş olurum heralde."
"Tamam kızım. Bu yaptığın şeyden emin misin? Daha sonra pişman olmanı istemiyorum."
"Başka çarem yok anne. Babaannem de olsa bunu yapmamı isterdi. Fazla zamanımız kalmadı."
"Tamam kızım sen bilirsin. Görüşürüz."
Salih hakkındaki gerçekleri öğrendikten sonra, Mert'in yanında çalışmaya başlamakla ne kadar büyük bir hata yaptığının farkına varmış ve herhangi bir sözleşme imzalamadığı için sevinmişti. Ertesi gün mahallenin emlakçısına giderek oturduğu evi satışa çıkarmıştı genç kız. Salih'e mektup yazmak için odasına çıktığı sırada emlakçı aramış, eve müşteri çıktığını söylemiş ve müsait bir zamanda evi görmek istediklerini söylemişti. Sare'de bugün öğleden sonrası için randevu verdikten sonra annesini aramıştı. Bu kadar kısa sürede, evin satılacağını düşünmemişti genç kız. Neyse ki babaannesi ölmeden önce evi Sare'nin üzerine geçirmişti. İçinden minnet gönderdi babaannesine. Babasının ameliyatı için fazlasıyla yeterdi evden alacağı para... Zaten, o evde yaşadığı kötü anıları hatırlamak istemiyor, hayallerinde canlandırdığı annesini silip atarak, bütün gerçekliği ile karşısında duran annesi Seniha hanım ile yeni bir hayata başlamak istiyordu. Kendisi ne kadar babasından umudunu kesse bile, kardeşi için elinden geleni yapmanın verdiği rahatlık ile vermişti bu kararı...

Düşüncelerinden kurtulmasına çalan telefonu neden oldu. Ekrana baktığında "GÖKYÜZÜ'M" yazısını görmeyi tabi ki bekliyordu. Ama ne yapacağından emin değildi. Eli cevaplama tuşu üzerinde gidip gelirken, birden kararını vererek telefonunun sesini kıstığı gibi çantasına attı. Gökyüzünün sesini duyarsa dayanamayacağını biliyordu...
Nihayet taksi evinin bulunduğu sokağa girdiğinde, gözünün önünde beliren Salih'in görüntüsü kalbinin acımasına neden olduğunda evi satmakla ne kadar doğru bir karar verdiğinin farkına vardı.
Taksimetrede yazan ücreti şoföre uzattıktan ve para üstünü aldıktan sonra, çocukluğunu, gençliğini iyi kötü anılarını yaşadığı babaannesinin mabedine gitmek üzere adım attı.
Anahtarı, anahtar deliğine takmaya uğraşırken, içeriden kapının açılmasıyla karşısında beliren annesine tebessüm etti şişmiş gözlerinin arasından.
"Hoşgeldin kızım."
"Hoşbulduk annem." diyen genç kız kafasını annesinin boynuna gömerek, hıçkırıklarını serbest bıraktı.
"İyi misin bebeğim? Ne bu halin?" diyen annesine daha sıkı sarıldıktan sonra, kendisini geri çeken Sare;
"İyiyim anne. Sadece o kadar çok hayal ettim ki... Eve geldiğimde kapıyı senin açmanı."
"Ah kızım..." diyen annesi de dolu dolu gözleri ile bakıyordu Sare'ye.
"Neyse üzdüm seni anne. Hadi içeri girelim. Gelmediler henüz değil mi?"
"Hayır gelmediler. Bekliyorum."
İçeri girdikten sonra, burnuna yemek kokusu dolan genç kız;
"Köfte mi yaptın sen?" diye sordu.
"Köfte de yaptım, patates kızartması da.. Yoldan geldin acıkmışsındır. Hadi bakalım." diyerek kızı hazırladığı masaya davet etti.
"Tamam anne. Ben bir elimi yüzümü yıkayayım geliyorum." diyerek banyoya yöneldi Sare.
Arkasından seslenen annesinin;
"Salih nasıldı? Sen gelmeden hemen önce aradı beni gerçi, sesi endişeli geliyordu." demesiyle, hızla banyodan elinde havlu ile çıkarak annesinin yanında aldı soluğu.
"Ne dedi? Evi sattığımdan haberi yok öyle değil mi?" diye sordu merakla.
"Hiç... Seni merak etmiş. Eve gelip gelmediğini sordu. Ben de yolda olduğunu, beş dakikaya geleceğini söyledim."
"Bu kadar mı? Yani başka birşey konuşmadınız mı?" diye soran kıza, bu kez merakla bakan Seniha hanımdı.
"Bu kadar kızım. Başka birşey konuşmadık. Ama sana ne oluyor?"
"Anlatırım annecim. Şimdilik sadece şu kadarını bil, Salih ararsa açma telefonu. Artık onun yanında çalışmanı da istemiyorum."
"Ama neden? Birşey mi yaptı sana? Üzdü mü seni?"
"Sonra annecim. Sonra konuşuruz. Şimdi şu leziz köftelerden yiyeyim de, birazdan gelirler." diyerek konuyu kapattı Sare.

İştahla baktığı köftelerden sadece bir tane zorlukla yedikten sonra, kapının sesi ile doğruldu.

"İşte geldiler." diyerek hızla kapıyı açmaya gitti. Karşısında gördüğü emlakçının haricinde, kendisi yaşlarında bir kadın ve genç bir de adam vardı. Yeni evli oldukları , sıkı sıkı birbirlerine kenetledikleri parmaklarındaki yüzüklerden belli oluyordu.

"Merhaba Sare hanım. Evini görmeye gelen çiftimiz bunlar. Ahu hanım ve Murat Bey. Ahu hanımın annesi bir alt sokakta oturuyormuş. Çiftimiz bebek beklediği, çalışmak zorunda oldukları ve bebeğe annesi bakacağı için burayı tercih etmişler." dedikten sonra, içeriye doğru bir adım attı. Sare hafif bir tebessümle;
"Merhaba." diyerek elini uzattı genç çifte ve emlakçının arkasından salona doğru ilerlediler. Bütün evi gezdikten sonra, salondaki camın önünde duran çift gülümsüyordu...

"Çok güzel canım. Biraz eski ama birkaç tadilatla çok şirin bir ev olabilir." diyerek eşine gülümseyen Murat Bey, Ahu hanımdan da aynı şekilde karşılık aldı.
"Hem güneş de görüyor. Bebeğimiz için gayet iyi." diyen Ahu hanım eliyle bir yandan henüz belli olmayan karnını okşuyordu.

"Beğendiğinize sevindim efendim. İnşallah fiyat konusunda da anlaşırız." diyen emlakçı, Sare'ye dönerek;
"Sare hanım zaten evin ederinin de altında bir fiyat sundu. Bence değerlendirmelisiniz." diyerek Sare'ye gülümseyen yaşlı emlakçıya;
"Yalnız ücret bana nakit gerekiyor." diye cevap verdi.
"Tamam. Biz burayı çok sevdik. Ne zaman üstümüze geçirebiliriz evi?"
"Ödemeyi yaptıktan hemen sonra, notere gidebiliriz."

"Tamam o zaman. Bizim fazla vaktimiz yok. Oturduğumuz diğer evi sattığımız için, yeni ev sahibi bir an önce taşınmak istiyor." diyerek Sare'nin evi ne zaman boşaltacağını ima ediyordu genç adam.

"Hemen bu akşam gidebiliriz. Zaten kalan eşyaları almayacağım. İhtiyacı olan birilerini bulup verirseniz sevinirim." dedikten sonra annesinin şaşkın gözlerine çevirdi bakışlarını.

❤SEVDASINI SEVDİĞİM❤On viuen les histories. Descobreix ara