#50 - Saf Duygular

Start from the beginning
                                    

"Hoş geldin."

Hafifçe geri çekildiğinde "Hoş bulduk," diyerek içeri girdim. Alara benden hoşlanıyordu çünkü Asel'in sevgilisiydim. Yani ben, onun Tan'a ulaşmasını engelleyen en büyük nedeni ortadan kaldırmıştım (!)

Ne yalan söyleyeyim ne Alara ne de Tan denen hoca bozuntusu umurumda değildi. Buraya tek gelme nedenim Asel'di ve onun o güzel yüzünün hatırına bu sıfatsız ve yapmacık insanlara katlanıyordum.

Alara'nın bakışları elimde tuttuğum güle kaydığında onunla muhabbete girmek istemediğim için hızla yanından ayrılarak Asel'le genelde prova yaptığımız odaya doğru ilerledim. Odaya yaklaştıkça daha iyi işittiğim şarkı, doğru yolda olduğumu gösteriyordu.

Onu dans ederken bulacağımı bildiğimden odaya yaklaştığımda beni fark etmemesi için kapının kenarına sindim. Asel'le dans etmekten daha fazla sevdiğim bir şey varsa o da onu tek başına dans ederken izlemekti. Kendini dış dünyadan soyutlayarak salınması, bu dünyada izlemekten sıkılmayacağım tek manzara olabilirdi.

Onu tam da tahmin ettiğim gibi kendini kaybetmişçesine dans ederken bulduğumda dudaklarım tembelce kıvrıldı. Altında siyah bir tayt, üzerinde de benim tişörtlerimden biri vardı. Geçenlerde dans ederken giyebilmek için benden tişört istemişti ve ben de ona çok sık giymediklerimden birkaç tanesini hediye etmiştim. Dans ederken geniş şeyler giymeyi seviyordu ve elbette bunun için benim tişörtlerden fazlasıyla ideal bir tercih olmuştu.

Siyah, dalgalı saçlarını başının tepesinde hoş bir topuz haline getirmişti ve bayıldığım mavi gözlerine parıltı hâkimdi. Bu parıltı dansa özel bir parıltıydı. Dansa ne kadar âşık olduğunun kanıtıydı bir nevi.

Havada süzülüşünü, kendi etrafında dönüşünü, pratik el ve bacak hareketlerini büyük bir hayranlıkla izledim. Her seferinde onu ilk kez dans ederken görüyormuşçasına büyülenmekten kendimi alamıyordum.

Çalan şarkı sona geldiğinde Asel son bir kez etrafında döndü ve bacaklarını ikiye ayırarak hoş bir tavırla yere oturdu. Ellerimi kaldırıp onu alkışlayarak içeri gireceğim sırada içeriden gelen alkış sesleriyle afallayarak olduğum yerde kalakaldım. Saklandığım yerin görüş açısına girmediği için göremediğim ve başından beri benim gibi Asel'i izlediğini anladığım Tan olacak herif alkış yapa yapa Asel'in karşısına dikildiğinde istemsizce bir adım geriledim ve az önce saklandığım yere sindim tekrar.

"Her zamanki gibi harikaydın."

Tan'ın, Asel'e büyülenmiş gibi bakan gözlerini oymak istedim o an. Asel'in benimle birlikte olduğunu bildiği halde ona olan ilgisini belli etmekten geri kalmaması onu eşek sudan gelene kadar dövme isteğimi artırıyordu. Asel'e duyguları olabilirdi. Bu beni ne kadar sinirlendirse de bir yere kadar anlayabilirdim ama Asel'in hayatında birinin olduğunu bilmesine rağmen kendini geri çekmemesi ve beni sürekli Asel'in yanında küçük düşürmek istermişçesine davranması sinirlerimi hoplatıyor, ne kadar alçak bir adam olduğunu gözüme gözüme sokuyordu.

Asel'in gücenmeyeceğini bilsem bu aşağılık herife olan borcunun hepsini kapatır, bir daha buraya gelmemesini sağlayabilirdim ama yapamıyordum işte. Bu yüzden de olduğum yerde sinir krizleri geçiriyordum.

Asel, Tan'ın ona yaklaşmasından rahatsız olarak bir adım geriledi ve yüzündeki emanet gülümsemeyle teşekkür etti. Onun Tan'a karşı böyle soğuk ve taraflı yaklaştığını görmek içimi bir nebze de olsa soğutuyordu ancak Tan'ın bunları umursamayıp ısrarcı davranmasına deli oluyordum.

"Yarışmaya az bir zaman kaldı, değil mi?"

"Evet," diyerek başını salladı ve arkasını dönüp ilerleyerek yerdeki suyu aldı. Su şişesinin kapağını açıp şişeyi kafasına dikmeden hemen önce de "Sadece üç gün," diye ekledi.

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıWhere stories live. Discover now