43. Bölüm

3.2K 242 7
                                    

EMİLY'NİN AZINDAN

Gözlerimi yavaş yavaş açtım. İlk gördüğüm şey Alexandranın yüzüydü. Birden olan bitenler aklıma geldi. Ve Alexandranın üzerinde bir şey yoktu. Ve benim yatakta olduğumu fark ettim. hızla ayağa kalkmaya çalıştım. O sırada birden göğsümde bir acı hissettim. Bir yandan da Alexandra "Hayır Emily kalkamazsın" dedi. Göğsümdeki yaraya baktığımda Alexandranın üzerindeki t-shirt yırtılmış ve yarama sarılmıştı. Ne yani beni Alexandra mı kurtarmıştı.
Alexandra beni tekrar yatırdı. Ve bana mal mal bakıyordu. Doğrusu bende kendimi çok kötü ve yorgun hissediyordum. Zar zor ağzımı açtım.
"Ne... Ned.. Neden" dedim. Alexandra duymamışa benziyordu. "Efendim" dedi. Bana doğru yaklaştı ve kulağını ağzıma yaklaştırdı. "Ned...en" dedim zorla. Alexandra dediğimi anlamış olacak ki yüzü düştü. 5-6 saniye boşluğa baktı öylece, gözlerini benden kaçırdı.
"Şimdi dinlemelisin daha sonra konuşuruz" dedi gözlerimin taa içine bakarak. Ama ben sinirliydim ona. Tekrar kalkmaya çalıştım. Ama kendimi çok yorgun hissediyordum. Zar zor oturur pozisyona geldim. Ama Alexandra kalkmama engel oldu "HEY, delirdin mi? Yaralısın kalkamazsın" dedi ve omuzlarımdan tuttu. Beni geri doğru itecekken ona en sert bakışlarımı attım ve  birden "Bırak" dedim. Kararlı bir o kadar da sert tonla. Oda biraz bozuldu ve geri çekildi. Üzerimdeki pis yorganı kenara çektim. Yavaşça ayağımı yere koydum. Yatağın başından destek alarak kalkmaya çalıştım. Ama nafile. Uzaktan beni izleyen Alexandra ya sert bir bakış attım ve yatağın başından destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım. Ki bu seferde başardım. Ama kendimi epey zorlamıştım. Nefes nefese kaldım. Önüme gelen saçlarımı arkaya doğru attım ve bir adım attım. Sonra bir adım daha derken yavaş yavaş yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde arkama dönüp beni izleyen Alexandra ya lafımı söyledim "Alexandra seni en kısa zamanda geberticem. Sonradan bana ne olacağı umrumda değil." dedim ve yoluma devam ettim. Dışarıya çıktım. Ama çok ama çok yorulmuştum. Ama halimden taviz vermemeye çalışıyordum öte yandan Alexandra ya. Kulübeden 15-20 metre uzaklaştım. Birden başım döndü. Göğsümdeki yara kanamaya başladı. Kendimi zorlamıştım. Kan, ter içerisinde kaldım. Bir ağaca yaslandım. Derin bir nefes aldım ve yürümeye devam etmeye kararlıydım. Bir adım atmamla yere yığılıp kalmam bir oldu. Beni gören Alexandra "Emily" diye bağırarak koşup yanıma geldi. "İyimisin? Bak yaran kanıyor" dedi yanıma eğildi. Beni kucağına almaya çalıştı. Sağ elimi ona doğru uzattım ve "Uzak dur!" dedim. Ama o inadından vazgeçmedi. Beni kucağına aldı. Ona karşı çıkacak gücüm kalmamıştı. "Hayır bayan Emily. Buna izin vermem" dedi ve yürümeye başladı. Bense çok yorulmuştum ona karşılık vermeye halim bile yoktu. Beni az önceki iğrenç yere yatırdı. Bense yorgunluğa daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapadım.

ALEXANDRA'NIN AZINDAN

Emily epey uzun zamandır uyuyordu. Burada ne zaman sabah ne zaman akşam belli olmuyor doğrusu. Ama bi 7-8 saat olmuştur. Onun başından 1 saniye bile ayrılmadım. Ama o bana çok kızgındı. Haklıydı da. Ama ben ona değil öldürmek onun kılına bile zarar veremezdim. Ne diyiyorsun Alexandra kendine gel. Sen kim olursa olsun yaralı birine helede yaralı bir kadına asla zarar vermezsin. Yani kişiye özel muamele değil. Olamazda zaten.

EMİLY'NİN AZINDAN

Çok yorgun hissediyordum. Kap karanlıktı her yer. Ovvv sanırım benim gözlerim kapalı. Onları açmanın zamanı geldi. Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım. Ama gözlerimi açtığımda karşımda görmek istediğim en son kişiyi Alexandra yı gördüm. Uyandığımı görünce 32 diş sırıttı ve "Demek uyandın Emily. Kendini nasıl hissediyorsun" dedi.
"Kaç gündür uyuyorum" dedim. Ama sesim çok kısık çıkmıştı.
"Efendim" dedi ve kulağını yaklaştırdı dudağıma.
"Kaç gündür uyuyorum" dedim tekrar. Az uzaklaşıp
"Epey oldu burada gece gündüz olmuyor ama tahmini 12 saat bile olmamıştır."
"O...o kadar oldu mu ya."
"Evet olmuştur. Sen kendini yorma baksana sesin bile kısık çıkıyor. Uyumaya bak. Dinlen."
"Kendimi çok ama çok kötü hissediyorum. Çok yorgunum. Kalkacak halimi geç konuşacak halim bile yok. Ama neden.... "

" Emily bu sana özel bir durum değil. Yani kim olursa olsun yaralı birine ben zarar vermem."

"Buraya geliş amacımız birbirimizi öldürmek. Ve o canavarların amacı bizi yaralamak ve bizi güçsüz düşürmek ki diğeri Alkanı çok daha kolay öldürsün diye. Ama sen yaralı birini öldürmem diyiyor....." derken sözümü kesti
"Emily kan ister misin? İğleşmen için senin güce ihtiyacın var." dedi ve ayağa kalktı. Bana bir kan torbası getirdi ve içmem de yardımcı oldu.
"Şu iğrenç şeyi nasıl içiyorsunuz anlamıyorum" dedi yüzünü ekşiterek.
"O iğrenç şey dediğin olmassa ben olmam" dedim.
"Tabii ya haklısın. Bu arada sen uzun zamandır hep torbadan kan içiyorsun taze kana ihtiyaç duymuyor musun? "
" Biz onun eğitimini alıyoruz. Ki karşımda vampirlerin en güçlüsü var. 1 ay bile dayanırım. Sen sanırım vampirleri her gün bir insanın kanını içerek sömüren varlıklar olarak sanıyorsun. Ama yanılıyorsun"
"Yooo hayır. Vampirlerin nasıl varlıklar olduğunu az çok biliyorum."
"Ama benim kadar değil."
"Emily konu açayım dedim lütfen tartışmayalım. Sen dinlen. Ben biraz etrafa bakmaya gidiyorum. Hemen dönerim." dedi ve kapıya yöneldi. Tam kapıdan çıkacakken ona seslendim.
"Alexandra" dedim. Arkasına dönüp gözlerime baktı.
"BENİ ÖLDÜR......!!!!!!!!!! "

ALKAN (New York'ta Ki Tek Vampir 2)Där berättelser lever. Upptäck nu