24. Bölüm

3.4K 247 1
                                    

Sabah saat 09.00'u gösteriyordu. Kalkıp hazırlanmam lazımdı. Etrafa bir göz attım. Arthur ortalıkta gözükmüyordu. Dolabın kapağını açtım. Ve kafamı kaşıdım. 2 gündür düş almıyorum. Hızla banyoya girdim ve duş almaya başladım. Birden Karşımda Arthur belirdi. Tabi duşa kabininin dışında. Suyu kapadım ve ona bakmaya devam ettim. Çırılçıplaktım ama umrumda değildi nede olsa karşımda ölen biri vardı. Ve o kesinlikle hayaldi. Çünkü Arthur bana yalan söylemezdi. Ayrıca Arthur gibi bakıyordu. O kesinlikle hayaldi.
"Emily hazırsın dimi"
"Evet hazırım Arthur. Sen merak etme. Oraya gidicem ve kafam hep dik olacak." dedim birden Arthur yok oldu. O sırada kapıya biri tıkladı. Kokusundan onun Eleanor olduğu belliydi. "Emily kiminle konuşuyorsun.?"
"Şey Eleanor ben duş alıyorum hemen çıkıyorum. Hazırlanıp hemen gidelim ne olacaksa olsun."
"Pekala tatlım" dedi ve odadan çıktı. Bende hemen duştan çıkıp bornozumu giydim. Odaya geçtim. Dolaptaki kiyafetlere baktım. Elime bir düz gri t-shirt, Çin bir pantolon aldım. O sırada arkamdan bir ses duydum.
"Daha güzel bir şey gitmelisin emily. Günlük değil."
"Peki ne giyim Arthur seç."
"Buradaki kıyafetlerin hiç biri olmaz. Elbise giy. Ama kısa değil uzun. Spor değil. Olgun asil bir elbise."
"Peki seni benden başka kimse göremiyor öyle değil mi?"
"Evet."
"Peki o zaman" dedim ve telefonu elime aldım. Rehberden birini buldum ve aradım. "Rıca etsem Odama gelirmisin senden bir şey isteyeceğim" dedim ve telefonu kapadım. 2 dakika boyunca Arthur ile bakıştık ve içeriye Eve girdi. O sırada Arthur odanın bir köşesine geçti.
"Emily iyisin dimi? "
" Evet Eve iyiyim. Senden bir şey istiyorum."
"Elimden gelen bir şeyse tabi yardım ederim."
"Bügün biliyorsun tören var. Bende törene cin pantolon ve t-shirt le gidemem. Alışveriş yapcak zamanda yok. Bu yüzden bana büyü ile....... "
" Emily biliyormusun bu benim uzmanlık alanım ben hiç alışveriş yapmam. Benim parmağımın ucunda tüm dünyadaki kıyafetler var. Tam olarak ne tarz istiyorsun."
"Ben mi? Şey....... Elbise. Ama uzun elbise. Spor tarzı değil. Asil ve olgun gösterecek bir elbise."
"Hımm anladım." dedi ve bir şeyler fısıldadı. Karşımda beyaz uzun dantelli bir elbise vardı. Elime aldım ve banyoya gidip üzerime geçirdim. Odaya geçtim tekrar. Sanki boy aynasına bakarmış gibi yaptım. Ama boy aynasının yanındaki Arthur'a gösteriyordum kıyafetimi. Olumsuz anlamda kafasını salladı. Bende Eve'ye beğenmediğimi söyledim. Sonra başka turkuaz renginde bir elbise denedim. Onuda Arthur beğenmedi. Sonra şarap kırmızısı elbise verdi Eve bana. Onu alıp tam banyoya doğru ilerliyordum ki Arthur'da peşimden geldi. Banyonun kapısını tam kapatacaktım ki Arthur'da içeriye girmek istedi. Kafasımı hayır anlamında sağa, sola salladım. Oda dışarıda kaldı. Şarap kırmızısı starablez elbiseyi üzerime geçirdim. Çok güzel gözüküyordu. Sevinçle dışarıya çıktım. Eve beni görünce ıslık çaldı. Arthur'da beğenmişe benziyordu. Yine boy aynasının yanındaki Arthur'a bakarak "Nasıl olmuşum olmuş mu?" dedim ve sevinçle sırıttım. Eve arkadan "çok güzel olmuşsun" dedi. Ama ben onu takmamıştım bile. Arthur kulağıma eğildi ve "Çok güzel olmuşsun ama bunu bir akşam yemeğinde giyebilirsin. Ama törende olmaz emily" dedi. Bende ofladım.
EVE "Ne oldu? Beğenmedin mi? Bu 8. Elbise."
" Evet Eve. Bunu akşam yemeğine giderken gidebilirim ama törende olmaz." dedim. Ve Eve bana bir elbise daha verdi. Bu elbise çok güzeldi. Elbiseyi elime aldım ve banyoya girdim. Elbise bende o kadar zarif o kadar güzel gözüküyordu ki inanamazsınız. Eve ve Arthur bana hayranlıkla bakıyordu. Yine boy aynasının karşısına geçtim ve nasıl olmuşum dedim. Arthur yüzünü büzdü ve kulağıma eğildi. Çok, çok şey olmuşsun. Çok güzelsin ama elbise sana çok yakışmış" dedi ve sırttı. Bende 32 diş sırıtırken buldum kendimi. Daha sonra makyaj masasına oturdum. Eve bana makyaj yapacaktı. Saçlarımı eve taramaya başladı. Bende ayna yansımasında gözüken Arthur'a bakarak "Saçlarımı ne yapayım" dedim. Aslında soru Arthur'aydı. Ellerini arkasına götürdü ve topuz yaparmış gibi ellerini oynattı.
EVE "At kuyruğuna ne dersin."
"Yok topuz olsun hemde dağınık" dedim ve Arthur'a baktım. O ise az önceki yerde yoktu. Yine gelmesi umuduyla kendime yöneldim.
Kısa sürede topuzumu yaptı Eve. Dağınık topuz yapmıştı. Daha sonra gözlerime ağır bir siyah far, kirpiklerime hacimli gösterecek bir rimel ve bir çok malzeme ile göz makyajımı bitirdi. Sonra eline pembe ruju aldı. Aynada Arthur'un yansımasını aradım ama yoktu. Yinede Eve'yi durdurdum ve kan kırmızısı bir ruj sürmesini istedim. Ve işte hazırdım. Eve beni çok beğendiğini söyledi ve aşağıdaki herkesin beni beklediğini. Siyah topuklu ayakkabılarıda giyince hazır oldum. Aşağı doğru inen merdivenlere yöneldim. Yavaşça aşağıya indim. Üzerimdeki
Siyah starablez elbise çok güzel gözüktüğüne emindim. Size biraz daha elbiseyi anlatayım.
Siyah starablez elbisem. Önü kısa arkası uzun. Önü diz kapağından 25cm kadar yukarıda ve katman katman aşağı doğru uzuyor arkaya doğru. Arkada ise siyah uzun bir kuyruğu var. Üst kısmı ise sadece düz starablez değil. Göğüs kısımlarından bel kısmına kadar siyah taşlarla kaplı. Sim siyah saçlarımın dağınık topuzu ve kıyafetlerimi tamamlayan makyajımı ile asil ve ağır olduğuma eminim. Kendimle konuşmayı bırakıp etraftaki ler yöneldim.
TYLER "Emily, Eleanor geleceğini söyleyince biraz şaşırdım doğrusu ama bu durumu hemen anlattığına sevindim. Şimdi gitmeliyiz."
" Peki. "
" Bu arada çok güzel olmuşsun. Üzerindekiler tam yerine göre"
"Teşekkürler By. Tyler."

8 NİSAN 2016 YAYINLAMA TARİHİ

ALKAN (New York'ta Ki Tek Vampir 2)Where stories live. Discover now