39. Bölüm

3.3K 244 9
                                    

Adam birden gülmeye başladı. Ne gülüyordu. Çok komik olan neydi bu kadar.
"Ne gülüyorsun" diye çıkmıştım adama.
"Ahh bayan sizin matematiğiniz kötü sanırım."
"Ne demek istiyorsun açık konuş"
"Elinizdeki silahlar 13lük. Ve siz 26 kere silah ateşlediniz. Yani kurşun olmadan beni öldüremezsiniz " dedi ve sırıtmaya devam etti. Aman tanrım kurşun bitmiş. Ben şimdi bu adama dalsam herhalde etraftaki ler üzerime çullanır. Ya adam yalan söylüyorsa. Ona güvenemem öyle değil mi. Ne olur ne olmaz ben yinede sıkayım. Dedim kendi kendime içimden. Tetiğe bastım ama tabi kurşun çıkmadı. Bu sefer adam daha çok gülmeye başladı. Resmen kahkaha atıyordu. Ve buda benim sinirlerimi bozmuştu. Alexandra ise boş durmadı. Silahına baktı ve kurşun olmadığını anladı. Silahını sinirle yere attı. Ve bana baktı bende ona. 'Ne yapacağız' dercesine. Karşımızdaki adam söze girdi
"Evet bay Alkan ve bayan Alkan. Ben Lio. Lio MALİK. Sizin gibi aşşalık, şerefsiz varlıkları öldürmek için yaşıyorum. Ve yeni kurbanlarım sizsiniz. " dedi. Bu adam ne diyiyordu aşşalık, şerefsiz mi dedi o. Epey sinirlenmiştim. Haklıydım da. Ama yapmamam gereken şeyi yaptım. Aslına bakılırsa normalde yapmam ama bu kadar çok düşmanın karşısında tek başıma iken yapmamam gereken şeyi. Karşımda duran LİO mudur nedir. O adamın kafasına tabanca geçirmek. Aşşalık, şerefsiz sözleri duyunca sinirlenmiştim. Tabancayı elimde iyice kavradım. Adam zaten çok yakınımızdaydı. Adama yaklaştım ve hızla kafasına Tabancayı geçirdim. Geçirir geçirmez etraftaki herkez birden benim ve Alexandranın üzerine çullandı. Tekme tokat dayak yiyiyorduk resmen. O kadar çok kişilerdiki onlara baş etmem imkansızdı. Yere düştüm ve acı ile kıvranıyordum. Ama onlar usanmadan beni tekmeliyorlardı. Tabi yere düşen olmuş bir tekmede ben vurayım mantığı. Ha bide kuruyun yanında yaşta yanıyor. Alexandra nın durumuda benden farksız değildi. Daha sonra "Durun, herkes dursun" diye bir ses geldi. Bu ses biraz önce bana hakaret ettiği için tabancayı kafasına geçirdiğim Lio MALİK e aitti. Herkez bir anda bize tekme atmayı bıraktı. Ve etraftan uzaklaştılar. Ben ise yerde öylece yatıyor ve acı ile kıvranıyordum. Biraz önceki Lio ve Neffex bize doğru yaklaştılar. Alexandra da benim yüzümden dayak yemişti. Ama o zor bela ayağa kalktı. Bana doğru sersemleyerek yaklaştı. Eğildi "Kalkmalısın" dedi ve beni kaldırmaya çalıştı. Ama kıpırdayacak halim yoktu. Zor bela yattığım yerde doğruldum ve geri geri çekilerek duvara yaslandım. Alexandra ise ayakta, yanımda duruyordu.
Lio bana tip tip bakmayı kesti ve söze girdi "Vay, vay, vay bu cesaret ne Alkan hanım. Takdire şayan. Ama emin olun size bunun bedelini yüz kat bin kat daha ağır ödeteceğim. Bu arada bay Alkan size hayırdır. Bayan Alkanı epey göz kulak oluyorsunuz. Ama olmayın çünkü siz birbirinizi öldüreceksin."dedi. Ve arkasına dönüp gitti. Giderken Neffex'e işaret yaptı. Neffex ise adamlarına. Bizi başka bir odaya götürdüler. Yine odanın camı yoktu. Ama bu sefer eşyalar vardı. Birde banyosu. Hemen banyoya girdim. Aynada kendime baktım. Epey hırpalanmıştım. Sağ Kaşım ve dudağımın yanı yarılmıştı. Ve oluk oluk kan akıyordu. Suyu açtım uzun zamandır ilk defa elimi yıkadım. Daha sonra iki avcuma su alıp yüzüme çarptım. Önceden fark etmediğim pamuk ve botiodin'i (kırmızı su - yara temizleyici) alıp yüzündeki yaraları temizlemeye başladım. Bunları bizim için bırakmış olmalılar diye düşünmeden geçemedim. O sırada Alexandra içeriye pat diye girdi. Birden elimdeki pamuk yere düştü.
"Heyy biraz çabuk ol. Bende yüzümü temizlemek istiyorum." dedi. Ve içeriye girdi. Yere eğilip pamuğu aldım. Ve yaramı temizlemeye devam ettim. Alexandra da yanımda yüzünü yıkıyordu. Karşıdaki aynanın yansımasından baktığımda Alexandranın iki kaşındanda kanlar akıyordu. Yarası epey kötüydü. Ve benim yüzümdendi. Yüzünü yıkamayı bitirip eline havlu aldı ve yüzünü elini kuruladı. Havlu ile yüzünü kurulurken havlunun yarısı kan içerisindeydi ve yaralar duracak gibi durmuyordu. Alexandra tam çıkacakken "Bekle" diye seslendim. Oda dediğimi yaptı ve bana baktı.
"Ne oldu"
"Şeyy yaran"
"Eee ne olmuş yarama"
"Kanıyor... "
" Farkındayım"
"Bak burada botiodin var"
"Eee ne olmuş"
"Yaranı temizle" dedim. Ama o gözlerime uzun uzun baktı ve hiç bir şey demeden arkasını dönüp içeriye girdi. Ama ben kararlıydım. Tamam onu kendime düşman ilan etmiş olabilirim ama burada düşmanlık yapmak saçmaydı. Ve benim yüzümden dayak yemişti. Botiodin ve pamuğu alıp içeriye girdim. Alexandra koltukta oturuyordu. Yanına oturdum. Pamuğa botiodin damlatıp bana bakmasını bekledim. Ama o bana değil karşıya bakıyordu. Çenesinden tuttum ve yüzünü bana doğru çevirdim. "Lütfen" dedim ve pamuğu yarasına değdirdim. Değdirdiğimde birden yüzünü büzdü. Sanırım canı yanmıştı. Ama ben işime devam ettim. Birden gözlerim Alexandranın gözlerine kaydı. Bana dik dik bakıyordu. Hemen gözlerimi gözlerinden ayırdım ve yarasını temizlemeye devam ettim. O sırada kapını altından bir kağıt gönderdiler odaya. Hemen kalkıp aldım. Kağıdı görünce Alexandra da yanına geldi
"Bayan Alkan ve bay Alkan. Ben Lio. Odadaki dolapta ikiniz için kıyafetler var. Odada duş alın ve üzerinizi değiştirin. Yarın önemli bir işimiz var. 12 saat sonra ben geleceğim yanınıza. Güzelce dinlenin. Bı arada ben Neffex gibi değilim. Öldüreceğim kişilerin son kez olsun temizlenmeleri ve dinlenmeleri için zaman veririm. Prensip gereği ;-)" yazıyordu. En azından temizlenmek iyi gelirdi.

ALEXANDRA'NIN AZINDAN

Emily masum kız rolleri içerisindeydi. Kesin beni etkileyip onu öldürmememem için bana oynuyordu. Ama ben bu yalanları yemezdim. Bana pansuman bile yapmıştı. Notu görünce sevinmiştim doğrusu. Ama yarın ne olacağı ayrı bir muamma.

10 MAYIS 2016 YAYINLAMA TARİHİ

ALKAN (New York'ta Ki Tek Vampir 2)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang