Sare❤

17K 645 101
                                    

#RÜZGAR ADAM#

Umutsuzluğumun ve kimsesizliğimin  ortasında tutunacak bir dal arıyordum.  Uçurumun kenarında öylece durmuş, yaşadığım hayatın acımasızlığını düşünüyordum. Ne zaman kafam bozulsa, içinden çıkamadığım karmaşıklıklar içinde hissetsem buraya gelir, biraz düşünüp aklımı toplamaya çalışırım. Belki de bulunduğum uçurumun derinliklerinden bir el uzanır da beni aşağıya çeker  anlamsız hayatımı sonlandırır diye burayı seçmiştim. Kim bilir... Belki de gökyüzünün berraklığını başka hiçbir yerde bu kadar güzel göremediğim için. Gökyüzü sakinleştirirdi beni. O uçsuz bucaksız mavilikler hep bir umut olmuştur içimde. Hele o kuşların gökyüzünde özgürce süzülüşü yok mu, o kadar imrenirdim ki o minik kanatlara..
Hayatta kalmak ne kadar zordu. Belki şu an bu uçurumdan aşağı atlasam, arkamdan üzülecek hiç kimsem olmadığını düşündüm. Ama hayatta kalmam gerekiyordu. Daha yedi aylıkken beni bir çöp gibi ortada  bırakıp giden annemi ve  babamı bulup hesap sormak umuduyla yaşamayı istiyordum. Bu kadar umutsuzluğumun içinde tek bir umudum, beni iki dakikalık zevkleri uğruna  dünyaya getiren o insanların  bir gün karşıma çıkacağını düşünmekti.
Babaannem büyütmüştü beni. Pamuktan elleri ve yüreğindeki sıcacık sevgisi ile o sarıp sarmalamıştı yaralarımı.. Hayatta tek sevdiğim ve güvendiğim insan. Ama artık babaannem de yoktu. İki yıl önce onu da kaybetmiştim ve yapayalnız kalmıştım koskoca dünyada.
Ve bugün de dokuzuncu kez girdiğim iş yine hüsranla sonuçlanmış,çalıştığım mağazaya gelen bir müşteriyle aramızda  çıkan tartışma sonucunda işime son vermişlerdi. Hala sinirimi alamamıştım ki damaklarımda hissettiğim kanın tadı ile elimi ağzıma götürdüğüm sırada sinirden dudaklarımı ısırdığımın farkında bile değildim. Gözyaşlarım gözlerimi zorluyordu ve daha fazla direnemeden rüzgara bıraktım gözümden akan incileri... Babaannem hep öyle söylerdi  bana. Gözyaşlarımın bir inci kadar kıymetli olduğunu anlatır ve hiç kimse, hiç birşey için onları harcamamam gerektiğini anlatırdı. Ama artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Birden başım dönmeye başladı. Geri adım atmaya fırsat bulamadan o kısacık süre içinde her şeyin bittiğini, aşağı düşmek üzere olduğumu farkettim. Ve karşı koyacak gücüm de yoktu.

Her şeyi oluruna bırakıp kendimi öylece rüzgara bırakmıştım ki , bir çıtırtı duydum ve gözlerimi bile açmaya fırsat kalmadan, kollarımda hissettiğim baskı ile kendimi hiç tanımadığım bir adamın kollarında upuzun uzanırken buldum.
Bu da neyin nesiydi. Adam yerde yatıyor ve bana  tuhaf bir şekilde bakıyordu.
"Nasıl yaparsın bunu?" diye sinirle bağırdı. Ne demek istediğini anlamayan bakışlarla, hala baş dönmesinin etkisiyle gözlerimi kırpıştırarak baktım gözlerinin içine... Üstümüzü gökyüzü maviliğiyle örtmüş, kayıp giden bulutlar baş dönmemi daha fazla tetikliyordu. Ben kendime gelmeye çalışırken;
"İnsan ne için hayatından vazgeçer ki ? Senin canından daha kıymetli ne olabilir bu dünyada ? " diye sordu.
Şimdi anlamıştım. İntihar edeceğimi düşünmüş , beni kurtarmıştı.
"Ne?"
diyebildim sonunda..  O ise anlamayan gözlerle ağlamaktan kızarmış gözlerimin içine bakıyordu. "yanlış anladınız sanırım." diyebildim kendimi toparlayarak , adamın gökyüzünü anımsatan gözlerine bakarken.
Masmaviydi ve o içimi sıcacık yapan gökyüzünü anımsatıyordu gözleri..

"Orada,uçurumun kenarında balık tutmuyordun herhalde."

dedi  dudaklarını kıvırarak. Daha bir kaç dakika önce uçurumun kenarından bir elin beni aşağı çekip hayatımı bitirmesini dilerken, bu adam benim intihar edeceğimi düşünmüş ve hayatımı kurtarmıştı aklı sıra.
Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Ayrıca ne zaman üzerimden kalkmayı düşünüyorsunuz? Ben altta kalmayı pek sevmiyorum da" dediği anda utancımdan  kan beynime hücum etmişti.
O an nasıl bir pozisyonda olduğumuzu idrak ederek çabucak toparlandım. Kızarmış gözlerim ve burnumdan sonra şimdi de utançtan  al al olmuş yanaklarımla üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra bu yabancı adamın gözlerine bile bakamadan

❤SEVDASINI SEVDİĞİM❤Where stories live. Discover now