İstisna-24

9.4K 444 6
                                    

Sabah şirkete geçtiğim andan itibaren tüm gözler üzerimdeydi. Herkes gazetede çıkan dedikodudan haberdardı demek ki.

Saat dokuz gibi babam odama geldi. Ona Sibel ve o herifin yani Mete Altındeğerin olayı haricinde tüm yaşananları anlattığımda rahat bir nefes aldı. Taki kolumu görene kadar.

Evet kolum mosmor. Savaş öküzü nasıl sıktıysa artık? Ben de gittim babamın yanında ceketimi çıkardım olacak iş mi?

Israr etti, hatta tehdit bile etti kolumun nasıl bu hale geldiğini öğrennek için. Ama nuh dedim peygamber demedim. Şimdi babama Savaş yaptı desem... anlaşma falan hepsi yalan olur. Yok yok katiyen söyleyemem.

Babam nihayet odamdan çıktıktan sonra ise Murat aradı defalarca. Tabi ki açmadım. Ona kızgınlığım hala taptaze. Ben ona karışamıyorsam o da bana hesap soramaz değil mi? O haber yalan olsun veya doğru, bir birşeyi değiştiremez. Her neyse!

Bir gün sonra Yüksel holdingde ilk defa Altındeğer inşaatında bulunduğu bir toplantıya katılacak olduğumdan Savaşın sekreterinden bir haber bekliyordum. Ama o haber pek de beklediğim gibi gelmedi.

Sekreterim Yankı Yükselin geldiğini haber verdiğinde gün içinde ilk defa bu kadar sevinmiştim.

"Gel." Yankı başını yavaşça odaya uzattı ardından bedeni girdi odaya.

"Rahatsız etmiyorum ya?"

"Hayır tabi ki." Gülümseyerek masamdan kalkıp masamın önündeki oturma grubunu gösterdim elimle. "Geç lütfen." Ben de gruba yönelip karşısına geçtiğimde henüz oturmamıştı.

Bakışları gözlerimden koluma kaydığında gülen suratı yavaşça asıldı.

"Bu nasıl oldu?" Boğazımı temizleyerek o oturmadan ben oturdum hemen karşısındaki tekli koltuğa.

"Ne alırsın?" Gözleri yeniden gözlerimi buldu.

"Berra."

"Kahve?" Bıkkın bir şekilde başını sallayıp kendini koltuğa bıraktı. Ben de hemen kalkıp kapıma yürüdüm ve kapı önünde masasında oturan sekreterime iki kahve söyledim. Yeniden yanına dönüp biraz önce kalktığım yere oturdum.

"Hayırdır? Ben aslında telefon bekliyordum ama." Göz ucuyla hala kolumdaki morluğa bakıyor olmasına rağmen soruma cevap verdi.

"Seni görmek istedim. Ama beklediğin haber sekreterle de gelebilir, buraya geleceğimden Savaşın haberi yok." Başımı salladım, her ne kadar o farketmeyecek kadar dalmış olsa da.

"Yankı. Bakma şöyle."

"Nasıl olduğunu anlatmıyorsun. Kapıya sıkıştı desen bile sorgulamazdım, ama söylemediğine göre... birisi yapmış olmalı." Kapım çalındı ve asistanım Umut içeriye girip kahvelerimizi sehbaya bıraktı. O odadan çıkıncaya kadar gözlerimle takip ettim.

"O kadar da üzerinde durulacak birşey değil tamam mı? Sadece-"

"Sana söylediklerimde ciddiydim. Savaş konusunda bir problem yaşarsan-"

"Savaşın yaptığını da nereden çıkardın?"

"Öyle bir şey demedim zaten Berra. Savaş konusunda bana gelebilirsin dedim ama.. bak! Aramızdaki sadece bir iş anlaşması gibi gözülebilir ama değil. Daha farklı. Senin yaşadığın, ya da benim yaşadığım her şey... işimizi etkileyecek. Mesela... bu sabah gazetede seninle ilgili okuduğum haber. O haberde senin adın geçseydi herşey çok daha farklı olurdu Berra. O haber şuan da sadece Mete Altındeğerin küçük bir kaçamağı. Ama eğer senin de adın geçseydi... yaptığımız iş nasıl yorumlanacaktı haberin var mı? Altındeğer ve Özakman ailelerinin bu işi ciddiye bindirip iş anlaşması için akraba olacakları yazacaktı gazetelerde. Herşey göründüğü kadar basit değil, sadece iki imza değil yaptığımız iş!" Hiç bu boyuttan bakmamıştım. Haklıydı. Haklıydı ama ben bilerek ve isteyerek hiçbir şey yapmamıştım ki!

"Sen bana hesap mı soruyorsun şimdi?"

"Hayır Berra, hayır! Konu Savaş olsun ya da bir başkası, canını sıkan canını yakan birşey olursa bana gel diyorum. Yaptığımız işi ilgilendirsin veya ilgilendirmesin... kişisel herhangi bir probleminde..." Yankı iyi biriydi, çok fazla iyi. Normalde bu kadar duygusal biri olmamama rağmen şuan kollarına atılmak istiyordum. Sarılıp ona teşekkür etmek. Beni düşündüğü için.

"Yankı... teşekkür ederim." Kahretsin, benim sesim neden böyle çıktı. Sanki kedi miyavlaması gibi.

Yüzünde küçük bir tebessüm belirdi ama farkettiğinde hemen eski haline döndü.

"Ha. Sanma ki sen bana söylemedin diye Savaşın bu yaptığı yanına kalacak." Uups!



Devam Edecek...



İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin