İstisna-3

15.2K 647 22
                                    

Şirketin kapısından girdiğim andan itibaren bir sürü tuhaf bakışla karşılaştım fakat hiçbiri önemli değildi. Önemli olan şuan ki toplantıya biraz daha geç kalmamaktı.

Asansör sonunda durduğunda telaşla asansörden indim ve toplantı odasına doğru yürümeye başladım. Tam kapıya ulaştığımda babamın asistanının bana seslendiğini duydum.

"Berra hanım. Yüksel holding sizi odanızda bekliyor. Özel olarak görüşmek istediklerinden toplantı iptal oldu." Sinirle yerimde tepindim. Özel olarak görüşmek istediklerine göre kesin anlaşmayı imzalamaktan vazgeçmişlerdi işte. Günlerdir kulağına gelen dedikodular doğruydu. Yüksel holding Altındeğer inşaatla anlaşma imzalayacaktı, bizimle değil.

Aceleyle yeniden asansöre ilerledim ve bir kat aşağıya inerek kendi odamın bulunduğu ofise girdim.

"Berra hanım?" Sekreterim Umut bana ve kılığıma tuhaf bakışlar atarken ben odama doğru yürüyordum.

"Mağazayı ara. Bedenimi biliyorlar. Siyah bir etek ayarlasınlar." Başını salladı.

"Peki Berra hanım." Ee vaktimiz olmadığına göre ortaklık kurmaya çalıştığımız adamların karşısına böyle çıkmak zorundaydım.

Derin bir nefes alıp kapı kolunu tuttum ve kolu çevirerek odaya ilk adımımı attım.

"Hoşgeldiniz. Geç kaldığım için özür diler-" Siyah bir eşofman ve siyah sporcu atletiyle karşımda bacak bacak üzerine atarak oturan adama şaşkın bir bakış attım. Nasıl ya? Bu adamın burada ne işi var? Hem.. nasıl benden önce gelebildi ki?

"Önemli değil Berra hanım?" O herifin hemen karşısında bana omzunun üzerinden bakarak konuşan adama döndüm fakat hala şaşkınlığımı üzerimden atabilmiş değildim. "Savaş geç kalabileceğinizi söylemişti. Sanırım küçük bir kaza olmuş."

Gözlerimi sımsıkı yumup derin bir nefes aldım. Bir de beni rezil etmişti yani?

Gözlerimi yavaşça aralayarak ve de gülümseyerek öne doğru yürüdüm ve çakma gülümsememle biraz önce konuşan adama elimi uzattım.

"Ah kusura bakmayın. Yeniden hoşgeldiniz. Ben Berra Özakman." Adam ayağa kalkıp nazikçe elimi tutup dudaklarına götürdü.

"Yankı Yüksel." Ardından o herifi işaret etti. "Savaş Yüksel. Erkek kardeşim." Gülümseyerek karşılık verdim ve elimi bırakmasını bekledim. İnatla elimi tutmaya devam ederken Savaş denen o herif bozulmaya başlayan sinirlerimi daha da zıplattı.

"Artık toplantıya mı geçsek?" Ya da ilk defa işe yaradı diyelim.

***

Toplantı sona ermiş ve sonunda Yüksel holdingle anlaşma imzalamayı başarmıştık. Artık şirketimize büyük bir gelir getirecek işimizde ortaktık.

"İyi günler Berra hanım. Sizinle tanışmak güzeldi." Yankı bey ofisden ayrılırken abisinin ardından ayağa kalkan Savaşın dışarı çıkmak gibi bir girişimde bulunmaması üzerine kaşlarımı kaldırarak yüzüne baktım.

"Bir sorun mu var Savaş bey?" Gülümseyerek başını iki yana salladı.

"Hayır. Çoook önemli toplantınız sonuçlandığına göre ceketimi alabilir miyim?"

"Ahh!" Başımı eğip ellerimi ceketin birbirine bağlı olan kollarına götürdüm. "Kusura bakmayın. Tamamen aklımdan çıkmış-"

Ellerimin üzerinde ellerini hissetmemle ellerimi geri çekmem bir oldu. Yaptığı tuhaf düğümü ustaca çözerken başımı hafif kaldırıp eğik olan yüzünü görmeye çalıştım.

Hareketleri tuhaftı. Çok tuhaftı. Tam olarak kaba değil ama nazik de değil işte. Farklı. Derin bir nefes aldım.

"Hayırdır? Çok mu yakışıklıyım?" Aslında hiç o gözle bakmamıştım fakat şimdi bir baktım da aslında taş gib- Ne düşünüyorum ben be?

"Ne dedin sen?" Düğümü çözüp ceketi kendine çekti ve sol yanında elinin içine aldı.

"Vay, 'siz'den 'sen'e mi terfi ettik? Bu güzel işte."

"Şey yani... Savaş bey..." Ellerimi çırprak kendimi serinletmeye çalışarak ona arkamı dönüp masaya doğru yürüdüm. Çok mu sıcak bu oda be? "Kusura bakmayın ama siz de-" Önüme döndüğümde bakışlarının yoğunlaştığı yeri gözlerimi takip ettim. Ben biraz önce ona arkamı mı döndüm? Kahretsin!

Ellerimi hemen ardıma götürüp dikişinin yarısından fazlası sökülen eteğimi kapatmaya çalıştım.

"Nereye bakıyorsun sen?" Bakışlarını o bölgeden çekmeden başını salladı.

"Gerçekten güzel kalçalar." Sinirle elime geçen şeyi ona fırlatmak için masama dönüyordum ki omuzlarımdan yakaladı.

"Ben olsam o hareketi yapmazdım. Gerçi benim için hava hoş ama-"

"Savaş!" Ellerini daha bir saat önceki gibi iki yanında kaldırdı.

"Tamam tamam. Gidiyorum." Ardından arkasına dönüp kapıya dönüp yürümeye başladı.

Kapıyı açıp dışarıya çıktıktan sonra başını içeriye doğru uzattı.

"Sonra görüşürüz. Hani şu özür ve teşekkür şeysi için." Ardından göz kırpıp kapıyı kendine çekti. Bense arkasından şaşkın şaşkın bakınmakla yetindim.


Devam edecek...




İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin