İstisna-9

11.3K 533 8
                                    

Huhu! Bundan böyle İstisnaya haftada iki bölüm gelecek. Bölüm günlerimiz pazar ve çarşamba. ;))

İyi okumalar. :D

"İki ay derken? Nasıl iki ay oyalayabiliriz?"

"Savcılıktan tanıdıklarım var. Şükrü Altındeğer kızımın mezarı diye eski bir mezarı gösteremez, daha önce haber vermediğinden hakkında soruşturma açılır. Yeni bir ceset hiç olmaz. Kimlik tespiti istetebilirim ve-"

"Yeni bir ceset derken? Bu adam yani Şükrü Altındeğer... böyle birşeyi yapabilicek biri mi?"

"Çok daha kötü biri. Yaşayan birinin mal varlığını alabilmek için savcılığa öldü diyor daha ilerisi var mı?"

"Senden ne farkı var? Senin de amacın o kızın mirası."

"Benim amacım-" Derin bir nefes aldı. "Her neyse! Lütfen bu konuyu burada tartışmayalım." Eliyle tabağımı işaret etti. "Haydi yemeğini ye." Çatalımı daha önceden parçaladığı etime batırıp ağzıma götürdüm.

Konuştuğumuz konunun aksine et son derece lezzetliydi.

"Güzel bir yermiş." Sırıttı.

"Elbette. Sonuçta benim tercihimdi." Eveeeet! Savaş Yüksel geri geldi. Hah!

Telefonum çaldığında çantamdan çıkardım ve ekranda babamın adını gördüğümde kaşlarımı çattım.

Yine ne olmuştu? Bugün şirkete gelmeyeceğimi biliyordu.

"Efendim baba."

"Kızım? İzin günün nasıl geçiyor?" Bir yandan beni izleyip bir yandan etini yiyen Savaşa küçük bir bakış attım. O olmasa daha iyi geçerdi sanırım.

"İdare eder."

"Güzel. Aslında akşam yemeğe eve gelmen için aramıştım. Selami Yükseli akşam yemeğine davet ettim. Ortaklığımız adına." Sabah akşam bu çocuğu mu göreceğim ben!

"Tabi baba! Savaş bey yanımda, ona ben iletirim."

"Yanında mı?" Hah! Sanırım söylemesem daha iyiydi. Şimdi bir de neden izin günümü Savaşla geçirdiğim konusunda sorguya çekilecektim. Bir bu eksikti.

"Aa evet, bir şekilde... karşılaştık."

"Pekala." Tahmin ettiğim gibi. Babamın sesi fazla şüpheci çıkmıştı. "Bu konuyu daha sonra konuşacağız. Akşamı unutma."

"Tamam baba." Telefonu kapatıp masaya bıraktığımda Savaş dudaklarını büzerek masaya eğildi.

"Bana iletecek olduğun şey nedir?"

"Gerçekten böyle misin yoksa numara mı yapıyorsun?" Sırtını dikleştirdi ve gözlerimin içine baktı.

"Nasılmışım ki?" Omuzlarımı silktim.

"Çocuk gibi. Yani bazen. Bazen de çok sinsisin." Kahkaha atıp bir parça eti daha ağzına attı.

"Aslında... numara yapıyorum." Bak, bu ilginçmiş. "Dikkatini çekebilmek için. Ama yine de çocuk kalmak isterdim."

Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktım. Bir kaç saniye sonraysa boğazımı temizleyerek tabağıma döndüm.

"Babam bu akşam yemeğe davet ediyor."

***

Eve geldiğimde küvetimi doldurup kendimi ılık suya bıraktım. Fazla gerilmiştim ve rahatlamaya fazlasıyla ihtiyacım vardı.

"Aslında... numara yapıyorum." Bak bu ilginçmiş. "Dikkatini çekebilmek için. Ama yine de çocuk kalmak isterdim."

Ben bu adamı anlamıyordum. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım... anlayamıyordum.

Kötü biriydi. O kızın parasını istediği için kötüydü ama... sanki bana doğruları söylüyor gibi hissediyordum.

Neden bana doğruları söylüyordu. Neden ben? Ona bu konuda yardımcı olabilecek onlarca insan varken neden beni seçmişti?

Bilmediğim çok şey vardı, bana anlatmadığı çok şey... Ama bekleyebilirdim sanırım. Bekleyebileceğimi hissediyordum;bana birgün herşeyi açıklayacağını...

İlginç ama.. ona güveniyordum.


Devam edecek...


İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin