İstisna-13

10.5K 490 3
                                    

Kapıyı çalıp gel sesini duyduğumda başımı yavaşça içeriye uzattım.

"Ne yapıyorsun?" Cevap vermek yerine gözlerini telefonuna çevirdi.

Bedenimden önce elimde tuttuğum koca dilimi odaya soktum.

"Ama ben sana pasta getirmiştim." Yine cevap vermediğinde oflayarak içeriye girip geniş yatağına yürüdüm.

"Murat, yapma ama böyle. Ben yanlış birşey yapmadım ki!"

"Daha ne yaptığının farkında bile değilsin ki! Ne bu? Pastayla mı gönlümü alacaksın?" Omuzlarımı silkerek tabaktaki çatalı elime aldım.

"İyi yemezsen yeme." Çatalı pastaya götürürken yatağa atlayıp bileğime yapıştı.

"Pastamdan uzak dur." Ardından çatalı ve tabağı alıp komidinin üzerine bıraktı.

"Yemeyecek misin?"

"Sen gittikten sonra. Pastamı tehlikeye atamam." Ardından yatağa uzanıp sırtını yatağın başlığına dayadı.

"Murat. Bak gerçekten öyle birşey yok. Sen benden daha iyi tanıyorsundur Savaşı. Sence ben öyle insana o şekilde yaklaşır mıyım?" Kollarını önünde bağladı.

"Valla bilemem kuzen. Yakışıklı herif sonuçta." Oflayarak dizlerimin üzerinde ona doğru yürüdüm ve tam yanına yerleştim.

"Tamam Allah için çok yakışıklı kabul ediyorum ama... Murat sen beni hiç mi tanımadın bunca sene? Ben dış görünüşe kanar mıyım? Önemli olan kişiliği. Ee Savaş Yükselde de o kısım biraz arızalı." Başını salladı ve iki elimi tutup ellerimi kucağına çekti.

"Tamam haklısın. Sizi öyle görünce ani tepki verdim. Ama ne yapsaydım, kıskandım işte kızım?" Bu kıskançlığın kardeşçe bir kıskanma olduğunu bilmeme rağmen sevinçle Murata sarıldım.

"O zaman affedildin."

***

Bu gece Muratla bir değişiklik yapıp gecelere akmaya karar vermiştik. Değişiklik? Tamam tamam, sadece bana değişiklik.

Bir gece önceki Savaş faciasının bir şekilde gönül alması olduğunu bildiğimden yakın arkadaşım olan ama son günlerde başımda olan Savaş derdi yüzünden pek görüşemediğim ve de çok özlediğim Cemre ve de Muratın bir küçük boyu olan Zeynep de bizimleydi.

Genelde yakın camianın takıldığı lüks bir gece klübüne gitmek yerine küçük bir sokaktaki sıradan bir bara geldiğimizde Cemreye gözlerimi kısarak baktım.

"Cemre ya! Bizi getirecek olduğun öve öve bitiremediğin yer burası mıydı?" Kabahat Cemreye uyanda zaten. Yani bende! Sırf bu yüzden de Murat arkadaki yolcu koltuğunda somurtarak oturuyor. Sırf tercihi Cemreye bırakıp onun sürücü koltuğuna oturmasını desteklediğimden.

"Aman ne mızmızsınız ya!"

"Aynen aynen." Yüzünü göremesem de tam arkamda oturan Zeynepe çemkirmeden edemedim.

"Sen bir sussana ya! Zaten abin burnundan soluyor."

Her neyse, güç bela arabadan indik ve Cemre en önde, Zeynep bir arkasında, en arkada da Murat ve ben kol kola bara girdik.

***

Murat ve Zeynep dansetmek için sahneye yöneldiklerinde ben de Cemreye döndüm.

"Lavaboya gideceğim." Masadan ayrılırken gelip koluma girdi.

"Beraber gidelim." Gözlerimi kısarak yüzüne baktım.

"Hiç bakma öyle Berra. Sahne alan grup on numara, içecekler de fena değil. Özgür bir ortam, o yüzden burayı tercih ettim ama.. böyle yerlerde asla tek başına tuvalete gidemezsin." Omuz silkip beraber yürümeye başladık.

Büyük salondan kısa bir koridorla arkadaş grubuyla gelindiğinde tercih edilebilecek rahatlıktaki locaların olduğu küçük salona geçtik.

Sanırım Cemre haklıydı. O kadar da kötü bir yer sayılmazdı. En azından tüm sosyetenin gözü üzerimizde olmazdı. Şimdiye kadar hiç tanıdığım birini görmemiştim ama- Bu kadar çabuk dumura uğrayacağımı bilmiyordum. Dur bir kızım, sözümü bitireyim!

Yerden bir kaç basamak aşağıdaki locada gördüğüm kişi gözlerimin ateş saçmasına sebep oldu. Hemen şimdi o kızın üzerine atlayıp saçını başını yolabilirdim. Tabi Cemre de benim gördüğümü görüp şaşkınlığını üzerinden daha önce atıp benden önce o kızın üzerine atlamasaydı.

Pis fahişe! Benim kuzenimi aldatmak ne demek lan??

Devam edecek...



İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin