Bölüm-41 Baba

105K 3.5K 169
                                    

Aldığım yorumlara göre genellikle 'final' hakkında sorular gördüm.

Belki 45 veya 50'ye kadar giderim, daha fazlasını düşünmüyorum. Yazmaya başladığım yeni töre hikayesi 'Berivan'a devam etme fikirlerim var Asel'i bitirince. Onun dışında aklımda dolaşan ve bu konulardan çok farklı olan bir romantik/komedi tarzı bir hikaye var. O yüzden ilk yazdığım bu hikayeyle gurur duyuyor ve amatörce yazılmasına rağmen çok sevilmesine seviniyorum.

Herkese çok teşekkür ederim. Yorumlarınız beğenileriniz için... Yeni yeni hikayelerde buluşmak dileğiyle.

Kısa bölüm oldu - fikirsizim bu aralar.

- Hikaray ❤

"Utanmıyor bide!" Dedi bağırarak. Arkasında kalan kapıyı sertçe çarptı, kapının sesi konağın koridorunda yankılanıyordu.

"Birde gelmiş pişkin pişkin hareketlerde bulunuyor! Utanmaz!" Hırsla oturdu yatağın ayak ucuna. Kollarını birleştirdi, "Neymiş kocacığım demeliymişim, hangi yüzle hala konuşuyorsa! Odun! Geber!" Sinirle kendini arkaya doğru bıraktı. Debelenip dursa da bir türlü sakinleşemiyordu. "Geber odun!" Diyerek çırpınmaya devam etti.

Kapının açılmasıyla duraksadı. Ani bir hareketle aceleyle kalktı yattığı yerden. İçeri giren Ateş kaşlarını kaldırdı, yatakta oturan kadının saçları birbirine girmiş bir kaç saç teli ağzına kaçmıştı. Utançla tükürdü dudağına takılan saç tellerini, birbirine karışıp kabaran saçlarını düzledi hemen.

"Hayırdır? Kendi kendine mi konuşmaya başladın?" Dedi Ateş kıkırdayarak. Asel'in yanında kalan boşluğa oturarak doldurdu boşluğu. Elleriyle tuttu yatağın kenarından, hala gülüyordu.

"Ablana çok benziyorsun."

"Nasıl yani?" Dedi merakla.

"O da senin gibiydi. Sessiz, konuşmayan ama konuşunca ağır konuşan. Hep kendi halinde biriydi."

Hüzünlenen gözlerle eğdi başını. "Ne yazık ki onu kaybedeli yirmi sene oldu ve ben hala zerre kadar unutamadım."

"Yirmi sene? Çok genç duruyorsun. Sahiden yaşını neden söylemedin bana?"

Bu soruyu beklemiyordu. "Sandığından daha büyük olduğum için. Ağabey diyeceksin bana, ayıp yani."

"Neden bugün herkes bana nasıl hitap etmem gerektiği hakkında yorum yapıyor."

"Anlamadım?" Dedi dudaklarını bükerek.

Kapıdan gelen şüphe çekici tıkırtılarla dikkatleri zorlanan kapıya odaklanmıştı. İçeri giren Çağan, ağabeyini görünce duraksadı.

"Hasiktir." Diyerek mırıldandı. Aşağıdakiler yetmiyormuş gibi birde yatak odalarına mı geliyordu? Yatak odasına girmek ondan başka kimin haddineydi. İyice gerildi, artık cidden sınırları aşılıyordu. Ağabeyi diye sussa da kıllanmamak elde değildi, boğazını temizledi.

Ortamın iyice gerildiğini anlayan Ateş ufak bir gülümsemeyle odadan sıvışıp gitmişti. Ateşin ardından kapıyı kapatan Çağan kapının üstünde duran anahtarı çevirerek kapıyı kilitledi.

Üzerine doğru atılan sinir dolu bakışlardan haberdardı. "Beni yanlış anlıyorsun." Dedi dişlerini öfkeyle sıkarak. Bu sözünün üstüne odayı terk etmek isteyen Asel cevapsız kalmıştı. Ayağa kalkan kadın sesini çıkarmadan kapıya yönelmişti, kilitlemiş olabilirdi fakat anahtar hala kapıdaydı.

Kolundan tutan adamla beraber duraksadı. Savurduğu kolla Çağanın tutuşundan kurtulmuştu. Bu sefer inat eden ağa karısının kolunu tekrar tutarak kapının yanındaki duvara yaslamıştı. Ellerini sertçe buz duvara, tekrar tekrar vurmaya devam etti içinde debelenen öfkesiyle. "Neden?! Neden!" Diye bağırdı kadının yüzüne. Hırsla iyice deliye dönen adamın nefesi yüzünü okşuyordu, burnunun ucuna çarpan burnuyla irkildi. Çekilmek istese de Çağan'a karşı hissettiği korku farklıydı.

AselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin