19 - Yaralı

188K 5.5K 256
                                    

Yeni bölümle tekrardan hikayeme kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Sizleri beklettiğim için özür dilerim.

"Bir şehir kurdum senin gözlerinde. Sevgi aşkı buldum senin sözlerinde, sıcaklığı huzuru buldum dizlerinde. Varlığın yeter bana Mardin şehrinde."

Güneşin dalga geçercesine yüzüne denk gelmesiyle homurdandı. Üzerinde duran yorgana daha bir sarılarak döndü, ağırlığını yorganın üzerine bırakmıştı.

Yanında yatan kadının sırtını kapatan yorgan birden bire geriye doğru çekilmişti. Açıkta kalan sırtından ürperir gibi soğuk hava temas ediyordu. Döndüğü gibi üzerinden zorla alınan yorganı çekiştirmeye başladı, bir türlü bırakmak istemeyen adamla daha da çekiştirdi. Büyük uğraşlar sonrası halen geri alamadığı yorganla pes etmişti.

Uykunun derinliklerinde gezinen adamı dürterek hafifçe salladı. "Çağan." Diye seslendi, fakat onun dün geceden sonra hiç uyanmak istemiyor gibiydi. Tekrar tekrar dürttüğü omuzun sahibinden ne yapsa cevap alamıyordu. "Ya Çağan!" Sırtını kadına dönmüş yatan adam bir hamleyle onu zorla uyandırmaya çalışan genç kadına dönerek yaklaşmıştı. Koca bir pençe gibi attığı koluyla boynuna sarılarak onu kollarının arasına almıştı. Yorgan misali sarıldığı karısını resmen boğulmak üzereydi. "Çağan! Bırak boğulacağım!"

Kollarında çırpınan Asel ile beraber araladı gözlerini. Ne yaptığını fark ettiğinde kollarını kendine doğru çekerek hemen ayaklanmıştı. "Saat kaç?" Dedi uykulu sesiyle.

"Sanırım on bir."

Aceleyle yerden pantolonunu alarak altına geçirdi. Ahşap parkeye dün gece attığı beyaz gömleğini alarak üzerine giydi. Komodinin üstüne bıraktığı saati koluna geçirerek ceketini arıyordu.

Nereye gidiyordu aceleyle? Sormak istiyordu ama korkuyordu. Karnında hissettiği ağrıyla karnını tutmuştu, zorla kalkarak banyoya koşmuştu. Kapıyı kapatmadan içeri daldığı banyoda soluk soluğa kalmıştı, karnına bir şeyler oluyordu sanki. Dün gecenin acısı çok tuhaf bir şekilde geçmemişti üstüne üstelik dün durması gereken kan halen akıyordu. Bu cidden midesini acıtıyordu...

Tutunduğu ve destek aldığı tezgah sanki ellinin altından kayıp gidiyordu. "Ç-Çağan..." Diyerek seslense de fısıldamıştı. Kıvranarak ayakta durma savaşı veriyordu. Birden bire kararan gözleriyle, buslu görüşüyle kendini kaybetmiş gibiydi. Hiç bir şey hissetmiyordu. Kulaklarında yankılanan ismiyle banyonun seramik taşlarında hareketsiz yatıyordu.

İsmini defalarca duyan Çağan durumu tam kavramamıştı. Neler oluyordu? Onu çağıran Asel miydi? Sesini takip ederek banyoya gitmişti. Bir yandan beline geçirdiği kemerin tokadını sabitlemeye çalışıyordu. "Ne oldu?" Etrafına bakındı. Alçalan bakışıyla beyaz seramiklerin üzerinde yatan hareketsiz bedeni fark etmişti. "Asel?!" Korkuyla eğilerek yerde baygın yatan kadını kucaklamıştı. "Asel?!" Tekrar tekrar sayıkladığı isime bir türlü cevap alamıyordu. Kucağına aldığı kadını yavaşça tokatladı, panik içinde banyodan çıkarak. Kucağında kollarının da taşıdığı kadınla hızlı adımlarla çıkmıştı yatak odasından "Evde kimse yok mu lan?! Yardım edin! Fatih, Demir, Serhat!" Deliler gibi kendi etrafında dönüp duruyordu. İçinde oluşan anlamsız duygularla savaşıyordu bir yandan.

"Ağam, ne oldu!" Diyerek içeri koşan Demir. Ağasının kollarında baygın yatan genç kadına baktı. "Hanımım!" Dedi şok olarak. Hızla arabasına koşarak kapıyı açmıştı, peşinden zorlukla yürüyen adam kollarında yatan kadını arabanın arka koltuğuna yatırmıştı. Yanına oturarak tekrardan başını bacaklarına koymuştu. Surucu koltuğunda yerini alan Demir, arabayı çalıştırarak korkuyla sertçe gaza basmıştı.

AselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin