16 - Doğruluk

192K 6K 351
                                    

Şarkıyı öylesine ekledim, dinlemek isteyen dinlesin :) İyi okumalar.

Başkası mı dokunmuştu bu tene? Başkasına mı yar etmişti kendini... O yokken, başkasıyla mı olmuştu. Doğru olamazdı bunlar. Nefretle püskürdüğü sözleri unutmuştu bile. Hırsla yanında titreyen kadının bileklerini sıkıca tutuyordu, morartmak istiyordu o bilekleri. Canını yakmak, pişman etmek istiyordu! Fakat bir yandan içinden bir ses bu sözlere inanmak istemiyordu. Gerçek olamazdı, olmamalıydı.

"Senin karın sürtüğün ta kendisi Kandemir." Dedi dişlerini öfkeyle sıkarak. "Yatağıma girmeye çalışan bir pislik." Asel'in bakışları gittikçe kararmaya başlıyordu. Bunu neden ortaya atmıştı şimdi?

Bu sözlerle donup kalan Kandemir, karısına bakmıştı. Bakışlarından kaçmaya çalışan karısının bu anlamsız hareketiyle içindeki şüphe artıyordu. Yanında ezilip büzülen karısından gözlerini alıp Asel'e odaklanmıştı. Dediklerinden utanmıştı... Utançla eğdi başını.

Yanında duran kadına dönmesiyle suratına geçirdiği tokatla yere sermişti onu. İçinde kaynayan nefretle onu öldüresiye dövmek istiyordu. Yediği tokatla yere düşen sarışın yanağını tuttu. Şaşkınlıkla baktı kocasına, kızaran yanaklarından dolayı acı hissediyor olmalıydı fakat Çağanın umurunda değildi hak ediyordu bunu. Asel'e vurma sebebiydi o değil miydi sanki? Ona bir daha vurması için yine ortaya yalan atmıştı. Acımak saçmaydı!

Kandemir yere diz çökerek yerde yatan kadına elini uzattı, elini tutmak istediğinde elini geri çekip saçlarına yapışmıştı. Kavradığı saç tellerini deli gibi çekiştiriyordu. "Doğru mu lan bu?!" Sertçe başını arkaya doğru çekti, acı içinde kıvranan kadın suskunlukla etrafındakilere bakıyordu. Annesi sesini bile çıkartmamıştı. Başını çevirmiş, bakmıyordu bile.

Çamur attığı genç kadına baktı. Korkuyla zorda olsa bakışları yine Çağanı bulmuştur. Yalvarırcasına bakıyordu...

Çağanın sırıtmasıyla hissettiği acı artmış gibiydi. Sesini bile çıkartmayan adam karısının bileklerinden tuttuğu gibi merdivenlerden sürüklercesine çekmişti.

Arkasında bıraktıkları artık umurunda değildi, onun öğrenmesi gereken daha önemli şeyler vardı. Bir an önce bunu öğrenmesi gerekiyordu, yoksa rahat edemeyecekti. Odaya vardıklarında karısını içeri itmişti, kapıyı kilitlemesiyle bedenini ele geçiren sıcaklık artıyordu. Meraklı mavi gözlerle Çağanı izleyen kadın korkuyla geriye doğru adımlarda bulunuyordu.

Ne kadar uzaklaşsa da daha da yakınlaşan adamla duvarın arasında sıkışıp kalmıştı. Dip dibe durduklarından yakıcı nefesi yüzünü okşuyordu. Heyecandan ısırdığı dudaklarını kızartmıştı, biraz daha ısırırsa kanacaktı. Belinde hissettiği ellerin yukarı doğru gezinmesi onu tedirginleştirmişti. Korkuyla ürperen ve diken diken olan tüyleriyle adamın kollarının arasında kıvranıyordu.

Nasıl zevk alması gerektiğini nereden öğrenmişti... Yutkundu. Doğru olamazdı değil mi? Sırf ona vurması, canını yakması için söylemişti değil mi... Tanrım.

Attığı adımla vücuduna yapışırcasına, yüzüne doğru üflediği nefesiyle fısıldadı. "Benim olduğunu biliyorsun değil mi." Asel'in başını çevirmesiyle, artan öfkesini bastırmakta zorluk çekiyordu. "Sadece benim olacaksın..." Yüzünü yaklaştırması ile, göğsündeki ellerin onu uzaklaştırmak için itmesiyle geriye doğru sarsılmıştı. Asel onu itmişti... "Ben kimseye ait değilim." Dedi sesini yükselterek. Uyarırcasına salladığı işaret parmağıyla yüzünü gerilmesiyle sözüne devam etti. "Bir daha bana dokunmaya kalkarsan, asıl ben seni doğduğuna pişman ederim Çağan ağa. Duydun mu beni!"

AselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin