12 - Gecelik

199K 6.2K 607
                                    

"El ele?" Dişlerini sıktı.

"Evet ağam." Dedi, dediklerini onaylayarak

"Gözünü ayırma üzerinden nereye giderse takip et."

"Neden takip ediyorum ağam, gelin ağayı?"

"Sana ne lan, dediğimi yap sen." Karşısın da duran kadından ayırmadı gözlerini, telefonu kapatıp masaya bıraktı. Ellerini birleştirerek pişkin pişkin sırıtan kadına baktı, üzerine giydiği siyah dar elbiseyle tüm hatlarını meydana sunmuştu. Kucağında tutuğu bir kaç dosyalarla ayakta duruyordu. Cam masanın kenarına uzattı kollarını, dosyaları masaya bıraktı.

Ayağına giydiği topukluların sesi her adımıyla oda da yankılanıyordu. Çıkardığı topuk sesleriyle deri koltukta oturan adama yaklaştı, parmak uçlarıyla gezindi masa da.

"Nasılsın, ortadan kayboldun." Dedi, hafifçe ofis masasına oturarak. Öfkeli bakışlarla başını diğer tarafa çevirdi, içinde debelenen öfkeyi engelleyememekten korkuyordu.

Burnundan solduğu nefesle yanında oturan kadından uzaklaşmak için ayağa attı kendini. "Ne işin var burada." Kollarını birleştirerek, siyah deri koltuğunun arkasında bulunan dev camın karşısına geçti. Başını sıvazlayarak aniden ortaya çıkan baş ağrısını azaltmaya çalıştı.

Arkasından yaklaşan kızıl saçlı kadın, başını omuzuna koyarak mırıldandı. "Seni özledim..." Gibi bir cümleyle kendini Çağanın üzerine atmıştı.

Üzerine doğru gelen simayı iterek uzaklaştırdı kendini. "Çık git." Dedi kapıyı göstererek.

"Ama Çağan..." Diye çıkışsa da nefretle bakan gözlerden kurtulamıyordu. "Semra, beni sinir etme çık git!"

Bir de bu mu çıkmıştı başına? Cehenneme dönen hayatı daha da berbat olabilir miydi.

Derin bir nefes alarak arkasını döndü, cevap bile vermeden kapıyı aralayıp çıktı. Tekrar geleceğinden emindi, aynı şirkette çalışıyorlardı. Bunu tahmin etmemişti.

Gözlerini kapatarak o geceyi düşünmeye başladı... İçmişti, sarhoş olmuştu. Ya sonra? Koluna hissettiği onu çekiştirip duran şey o kadın mıydı? O lanet kadın mıydı. Ne yüzle? Kafası kıyaktı, bundan faydalanmış olmalıydı.

Ne fark ederdi ki? Bu ilk'i değildi. O yüzden hep babasından azar işitip dururdu. Fakat hiç bir zaman dinlememişti onu... Zevk almak daha önemliydi.

Masanın üstüne bıraktığı telefonun çalmasıyla irkildi, hızlı adımlarla masasına doğru ilerledi. Masadan aldığı telefonun yeşil düğmesine basarak hiç tanımadığı numaradan arayan yabancının çağrısını cevapladı.

"Alo?"

Telefonun diğer ucundan gelen kıkırdama ile yüzünü buruşturdu. Buda neyin nesiydi şimdi?

"Peşine adam takmak, çok zekice bir fikir ağam." Bu sesin sahibi bir erkekti. Cihazı kulağından uzaklaştırıp ekrana bakarak numarayı çözmeye çalıştı. "Kimsin lan?" Dedi kabaca.

"Fark eder mi? Bir daha bu kıza bir şey yaparsan aldığın her nefes pişmanlık olur." Kıkırdadı. Tehdit? Hangi cesaretle. "Bahsettiğin kişi karım oluyor. Asıl sen ona dokunursan senin o elini keser, sana yediririm." Diye tıslamıştı.

"Ağa bozuntusu, görelim kim kime neyi yediriyor."

Cihanla beraber oturduğu parkı çoktan terk etmişlerdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cihanla beraber oturduğu parkı çoktan terk etmişlerdi. Kuzeninin beyaz Mercedesiyle konağa vardıklarında teşekkür ederek arabadan inmişti.

Kapıda bekleyen Züleyha hanımın kolundan tutup, konuşmak amaçlı odaya götürmesiyle ne yapacağına şaşırmıştı. Kilitli kapıyı açan yaşlı kadınla, varlığından bile habersiz olduğu odaya giriş yapmışlardı. Kahverengi kumaşla kaplanmış tekli koltuklarda yerlerini aldıklarında etrafı süzmekten kendini alı koyamamıştı.

Neden kitliydi kapı? Gayet hoş ve temiz bir odaydı. Kocaman kütüphanesiyle çalışma masasıyla, antika dekorasyonla süslenmiş büyük bir odaydı.

Bacağında hissettiği elle, başını annesine çevirmişti. Öylece karşısında donup kalan kadın aklından geçirdiği sözleri süzüp tartıyordu.

"Benim güzel gelinim..." Diyerek atıldı lafa. Dikkatini ona verdiğini belirtmek için ufak bir 'hm'la karşılık verdi. "Çağanın... Geri gelmesi seni huzursuz etti değil mi?"

Kafasını onaylarcasına salladı, birden bir mahcup bir gülümseme kaplamıştı dudaklarını. Tamamen unutmuştu... Annesinin sabah ki ettiği çarşıya çıkma teklifini. Umarım ona kızmamıştı, öz annesine gitmişti nede olsa. "Anne, bu konuları konuşmasak?" Dedi kestirip atmak istercesine ama kadının ısrarlı gözlerine baktığında kendinden utanmıştı.

"Biz, yani... Baban ile ben düşündük de."

Yutkundu, hayır hayır sakın!

"Bu gece aynı oda da yatsanız?" Ah, tanrım... Yine mi bu konu. İstemiyordu işte! Neden ısrar edip duruyordu herkes.

"Benim hatırıma..." Diye ekledi Züleyha hanım. İçindeki huzursuzluk duygusu artmıştı. Saygıda kusur etmek istemezdi ama daha fazla dayanacak halde değildi. Önce kuzeninin saçma sapan soruları, sonra birde güvendiği kaynanasının istekleri. Kukla misali herkesi mutlu etmek zorunda mıydı?

Çocukluğunu bile yaşamadan gelin edilmişti, bari bu kararı kendisi alsaydı. Tiksinerek giremezdi ya koynuna, girse bile o tiksintiyle dokunamazdı ona.

Sanki Çağan ona dokunacaktı. Birden bire sırtında gezinen tuhaf bir duyguyla üşümeye başlamıştı. Bu düşünce kafasında yer edinmişti... Çağan onu güzel olmuyordu değil mi? Kadın gibi görmüyordu.

"Odanızın yatağına bir şeyler bıraktım. Bunu beş sene önce giymen gerekiyordu ama... Özür dilerim." Başını eğerek hüzünlenen gözlerini kaçırdı.

"En azından..." Derin bir nefes çekti içine. "Benim için giy." Dedi, bacağındaki elleriyle kızın elini tutarak. İkna etmeye çalışsa da pek işe yaracak gibi değildi, keçi inadından daha beter inatçıydı.

-

Havanın kararmasıyla odasına çekilen genç kız. Beyaz örtüye bürünmüş yatağında oturuyordu. Gözüne ilişen beyaz iç çamaşıra bakıp duruyordu, giysem mi düşüncesiyle boğuşup dursa da bir türlü emin olamıyordu. Bunu yapmak zorundaydı aslında...

Dayanamayıp yatağın üstündekileri alarak banyoya gitti. Soyunup, duşun altına taşıdığı gövdesini mis gibi şampuan kokusuna teslim etmişti. Temizlediği vücudunu hızlıca kurutup beyaz dantelli iç çamaşırlarını üzerine geçirdi. Saçlarını tarayarak havluyla kuruttu.

Kapının arkasında asılı olan kar beyaz geceliği üzerine geçirdi. Hem kendisi hemde içi titriyordu... Heyecandan tekrar terlemeye başlamıştı..

Bunu yapabilecek miydi...

AselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin