Bölüm-31 Yağmur

118K 4.3K 128
                                    

Yardım ve fikirleri için Doğa'ya sonsuz teşekkürler...

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Haddini aşıyorsun!"

Yüzüne doğru savrulan sert tokatla beraber başı da arkaya doğru savrulmuştu. Yanağına denk gelen ağır tokatla sırıttı.

"Suçlu olduğunu kabul etmene sevindim."

Kendini tekrardan toparlayarak koyu kaşlarını çattı. Demek ki haklıydı, demek ki babasının anlattıklarında gerçeklik payı vardı. Annesinden hayatında ilk kez yediği tokatın acısı yanaklarından suratını sızlatıyordu.

Diyecek söz kalmamıştı geriye. Her şey açık açık ortadaydı.

"Vicdanın rahatladı mı anne?" Dedi dişlerini sıkarak.

"Öldürdüğün kadının pişmanlığı dindi mi?! Kızıyla evlendirdin diye geçti mi her şey!" Bu cümleyi haykırmıştı, bastıra bastıra! Öfke kusarak yüzüne çarpmıştı. Onun attığı tokattan bin kat daha ağırdı bu sözler.

Sırtının arkasından gelen narin sesle donup kalmıştı.

"N-Nasıl yani?" Diye kekeleyen ürkek kadın yutkundu. Gözlerinin hafiften dolmaya başladığını hissedebiliyordu, zorlukla kemirdi alt dudağını.

Ne diyordu Çağan... Neyden bahsediyordu.

Bahsettikleri onun annesi miydi? Yani Züleyha anne mi sebep olmuştu ölüm fermanına? Bu kadına mı anne demişti şimdi...

"S-Siz ne iğrenç ne pis yaratıklarsınız! Allah hepinizi kahretsin!" Hıçkırdı, ağlamaya başlamıştı. Güçsüz gözükmekten nefret ediyordu, hele de herkesin önünde. Herkesin onu görebileceği yerde.

"Sizden nefret ediyor-..." Karnına saplanan ağrıyla eğildi. Kıvranıyordu, başının dönmesi bir yana midesinin yine debelenmesi onu çok zorluyordu. Kusmak üzereydi yine, yemek artıklarının yukarı doğru geldiğini hissediyordu.

"Nefret ediyorum..." Dedi cümlesini tamamlayarak. Zorlukla kalktı olduğu yerden ve midesini tutarak yukarı doğru koşmuştu.

Çağanın kaşları daha da çatılmıştı. Mahvetmişti her şeyi! Lanet olsun, her şeyi mahvetmişti. Ondan saklamayı düşünüyordu, hasta olduğunu bilmiyordu?

"Çağan oğlum."

"Kes sesini." Asel'in gittiği yöne doğru hızlı adımlarla ilerledi. Ona yetişmeye çalışıyordu, ama ortalıktan kaybolmuştu sanki. Kendi etrafında turlar attı, beyni durmuştu sanki.

"Asel?" Diye seslendi. Kulaklarına dolan kadının kusma sesleriyle banyoya kaçmış olduğunu tahmin edebiliyordu. Midesini üşütmüş olmalıydı, çok zayıf bir yapıya sahipti nede olsa.

Banyoya koşar adımlarla gittiğinde kapıyı sertçe itti.

Tekrardan o sabahki manzarayla karşılaşmıştı. Kadın kafasını tuvaletin içine gömmüştü ve midesini boşaltıyordu yine.

Ellerini uzattı,saçlarını okşamaya başladı. Yutkundu zorlukla, boğazına dizilen o iğrenç duygudan nefret ediyordu.

"İyi misin?" Boşta duran saçlarını elleriyle topladı, kadının midesini temizlemesini kolaylaştırmak istiyordu. Fakat, Asel onun kadar bu yardıma istekli değildi. İstemediğini belli ederek çırpındı, sanki bırak saçlarımı dokunma bana diyordu.

"Neyin var senin..." Sesi alçalmış şefkat ve merhamet doluydu. O bile şaşırmıştı, kendini suçlu hissediyordu. Buna neden olduğunu bilmek kendinden tiksinmesini sağlıyordu.

AselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin