Bölüm-40 Kırılış

Start from the beginning
                                    

"Ç-Çağan iyidir." Dedi geçiştirerek.

"İyimdir tabi." Gözlerini devirdi Asel nefesinin altından ufak bir mırıltıyla cevap verdi adama. "Tabi, öylesindir. İntikam yemini edip hayatımı mahfeden ağa bozuntusu."

"Efendim?" Dedi Çağan kaşlarını kaldırarak.

"Konağa gidelim mi ağam? Bizi merak ederler." Duraksadı, "Yani... Çağan."

Bu daha iyidi kulaklarında.

-x-

Aldıkları güzel haberle konağa dönen çift, konağın kapısında Miranlı ailesinin merak dolu bakışlarıyla karşılaşmışlardı.

Züleyha ağlamak üzereydi. Ateş başını eğmiş bakamıyordu bile, ailenin babası Ahmet ağa başını sallamakla yetindi.

"Hadi içeri geçelim." Dedi Çağan durgun bir ses tonuyla. İçeri yavaş yavaş giren aile salonda yerlerini almışlardı.

Derin bir nefes alan Çağan, Asel'e baktı. Kadın adeta huzur saçıyordu artık gözlerinde. "Başımıza gelen kötü şeyler..." boğazını temizleyen ağa sözünü tamamlamak istese de tam olarak ne diyeceğini bilmiyordu.

"Unutmak kolay olmayacak tabiki." Elini karısının karnına götürdü nazikçe.

"Ama üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz..."

Dudaklarını teslim alan kocaman sırıtışla baktı ailesine. Kendinden gurur duyduğu her halinden belliydi.

Gözleri dolmaya başlayan yaşlı kadın yerinden kalkarak sarıldı oğluna.

Ağabeyi derin bir nefes aldı, başını arkaya itti. Dudaklarının arasından kayan o cümle saplanmıştı Asel'in kalbine.

"Görüyor musun Deniz gözlüm... İzliyor musun bizi?" Kolunda hissettiği ufak dokunuşla bakışları kaydı hamile kadına. Parlayan meraklı gözlerle bakıyordu Ateş'e.

Onu sakinleştirmeye çalışıyordu, başarmıştı. Deniz gözlüm dediği kadının kardeşiydi. Aşk ne kadar mucizeviydi.

Çağanın yaptığı hataları düşünmeye yeteri kadar vakti olmuştu. Karısının yokluğunda öyle üzülmüştü ki ona hissetmeye başladığı duyguları sonunda anlayabilmişti.

Semra hatasından utanıyordu. Bir gecelik bir ilişkiydi, Asel küçüktü. Ona dokunamazdı... Kendini tatmin edecek başka ne yapabilirdi ki? Of. Yinede kalbine batıyordu hatası.

En çokta o gün Asel'in peşinden gitmeyişi. Şimdilik sakin duruyordu Asel, sanki unutmuş gibiydi.

Asel'e baktı, kaçamak bakışlarla onu izliyordu. Ateşle konuşurken etrafına yaydığı mutluluk onun yanındakinden başkaydı... Kıskanmamıştı. Ne kıskanacaktı ki? Ağabeyi Dilan'a aşıktı hala, yirmi senedir unutmamış şimdi mi unutacaktı.

İkiliye bakarken dalıp gitmişti. Şimdi düşündü de, Asel çok benziyordu Dilan ablaya.

O yüzden Ateş, aşık olmaya başlayabilir miydi karısına?

Mavimsi gözleri, onun yüzünden aldığı güzellik... İkiz sayılırlardı bir bakımdan.

Ateşin eli kardeşinin karısının karnındaydı. Gülüşüp, sohbet ediyorlardı. Dişlerini sıktı, yüz hattı iyice gerilmişti.

Bir hırsla karısının yanına gitmiş beline dolamıştı kolunu. "Ee, ne konuşuyorsunuz?" Dedi araya dalarak. "Amca oluyorum demek ki, bebeğe bir şey olmamış çok şükür."

"Evet çok şükür." Dedi onaylayarak.

Daha da sıkı kavradı karısını. Kendine çekti kıskançlıkla. Sanki 'uzaklaş, bana ait' diyordu.

Bu durumdan en rahatsız olmaya başlayan Aseldi. Belini tutan elleri itti isteksizce, geriye doğru adım attı. "Kocam olabilirsin ama bana yaptıklarını unuttum sanma. Sırf bu bebeğin hatırına iyi davranıyorum sana. Sabrımı fazla zorlama..."

Söylediği son söz buydu ve öylece daha fazla konuşmadan yukarı odaya gitmişti.

Üzgün, şaşkın olan Çağan ve onun o suratına sırıtarak gülen Ateş kalmıştı geriye.

-x-x-x-

Bu bölümü değerli bir arkadaşa ayırdım. Bana mesaj atıp, benim hikayemden cesaretlendiğini söyledi. Bu beni o kadar çok mutlu etti ki, fikirlerini benimle paylaştığında hayran kalmıştım. Aşk dolu, hayata yeniden dönmeye çalışan, töreye karşı gelmiş güçlü bir kadını ele alan bu hikayeyi herkese tavsiye ederim.

-Hikaray.

Töre aşk'a engel midir? Veya aşk dedikleri töreyi ezecek kadar güçlü mudur!

Hicran bu soruların hiç birini cevaplayamıyordu işte artık. Babasına baş kaldırmış sevdiğimi adama emanet etmişti kendini! O dağ gibi adama emanet etmişti yüreğini. Oysa o, yüreğini kapıp göç etmişti bu dünyadan. Geriye sadece bir avuç toprak bırakarak...

Yeniden sevebilecek miydi birini bilmiyordu! Töre'ye karşı gelmişti bir kere, güvendiği dağda yitip gitmişti.

Geriye sadece ufak anılar bırakarak yok olmuştu. Töre diyerekten koparttıkları bu narin çiçeği hangi aşk tekrar sulayıp yaşama döndürecekti?

Aşk dolu bir hikayeyle sizin okumanızı bekleyen sayfalar var. Hicranın Yarasına ortak olun...

Hicran Yarası.
Yazar: beyaz-kanat

AselWhere stories live. Discover now