34. Çıkma Teklifi

166 22 9
                                    

Hahaha nedense çok mutluyum. Artık çok heyecanlı bölümler yazacağım. Rica etsem satır arası yorum yaparmısınız? O zaman sizi şu ana kadar yazmış olduğum en uzun  bölümle baş başa bırakıyorum.

xsenaa_58 Üzgünüm geçen bölüm benden ters köşe beklemiştin ama maalesef...🥲

Keyifli okumalar diliyorum...

▫️▫️▫️

Livio, şartını kabul etmeme çok sevinmişti. Belkide yine rol yapıyordu. Sadece intikam alma niyetinde beni böyle cezalandırmak istemişti. Kafamın içini o kadar dolu bir o kadarda boş hissediyordum. Acaba yanlış mı yapmıştım? "Bugün seni evine bırakacağım. Yarın sözleşme imzalayacaksın ve en kısa sürede düğünümüzü gerçkeleştireceğim. Sen sözleşmeyi imzaladıktan sonra aileni serbest bırakacağım. Sakın eve gittikten sonra bir delilik yapmaya kalkışma müstakbel karıcığım." O izlediğim tüm filmlerde geçen iğrenç canavarlardan daha iğrenç görünüyordu şuan gözümde Livio. Bu büyük bir şeydi ve bunu o kadar kolay dile getirmesi sinirimi bozuyordu.

O sözleşmeyi imzalamadan önce bu gece yine tekrardan düşünecektim. Bir başka çıkış yolu arayacaktım. Tek başıma dönmek istemiştim fakat o iri korumaların zora başvurup bana temas etmemeleri için tek kelime etmeden arabanın arka koltuğunu oturmuştum. Arabayı o sürüyordu. Bir kere bile bakmamıştım ve sadece gözümden akıp giden bir türlü durmak bilmeyen yaş eşliğinde camdan dışarıyı izliyordum.

Evimin tam önüne gelip durmasına şaşırmamıştım. Hakkımda çok şey öğrenmişti, evimin adresini bilmeyecek değil ya...Arabadan inip tek kelime etmeden koşa koşa eve girmiştim. Kendime direkt yatağa fırlatıp saatlerce hüngüre hüngüre ağlamıştım. Üzüntüler kabusunda kaybolmuştum. Mete'yi aramayı düşünmüştüm. Ama ne diyecektim? 'Mete evleniyorum hatta senin düşmanınla' böyle mi diyecektim? Bir kaçış yolum yoktu. Onu ararsam başına bela alabilirdi. Kendi sorunum için onu yormama gerek yoktu.

Dora'nın sosyal medya hesabına birkaç tane mesaj daha göndermiştim. Fakat gerçekten de bir haftadır asla aktif olmamıştı.

Bir yıl içerisinde çok çabalayacaktım, iki yüzlülük oyununu oynayacaktım, her yönden zayıflıklarını toplayacaktım. Bunların olması için çok çabalayacaktım ve sona geldiğimizde kazanan ben olacaktım. Karmakarışık düşünceler başımda şiddetli ağrılar yaratırken uyamanın en mantıklısı olduğunu düşündüm ve zor olsada düşünceleri dağıtmaya çalışarak uyuya kalmıştım.

...

Kafamın içinde yankılanan rahatsız mı rahatsız edici sesler başımın ağrısını ikiye katlıyordu. Bu bir rüyaysa hemen uyanmak istiyordum. Çok tanıdık olan ama bir türlü çıkaramadığım ses aynı ritimle tekrarlanmaya devam ederken sonunda hareket edebilmiştim ve ellerimi sıkıca kulaklarıma bastırmıştım. Evet şuan yatağımda uzanıyordum ve uyuyordum. Doğrusu şimdi uyanmıştım ve sesin nereden geldiğini beynim algılar algılamaz sıçrayarak kalktım yataktan. Bir an gözlerimin önü kararmıştı ve yatak başlığına tutunmamış olsaydım güne yere yapışmakla başlamış olurdum. Lanet demir eksikliği! Uykumu bölen kırılası kapı zilini dakikalardır üşenmeden üst üste basıp beni uyandıran kimdi çok merak ediyordum. Hızlıca terliğimi ayaklarıma geçirip odadan çıktım ve kapıya doğru ilerliyordum ki koridor aynasındaki kişiyi yani kendimi görür görmez arkama birkaç adım sendelemiştim. Berbat durumdaydım! Yeşil gözlerimin akı tam anlamıyla kıpkırmızı olmuştu, muhtemelen dün akşam makyajımı silmeden yattığım için gözlerimin altı çocukların çizdiği hayaletler gibi simsiyahtı. Saçlarım ise bir cadıdan farksızdı. Dün işten gelip kıyafetlerimi bile değiştirmemiştim...evet doğru dün akşam, dün akşam çok kötü şeyler yaşamıştım.

HAYATIN SİMASIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن