44. Yeşil Kapının Ardındakiler

56 14 0
                                    

Selam, yine yeni bölümle beraberiz. Hiç uzatmadan bölüme geçiyorum. Size harika okumalar dilerim...

♡♡♡

Daha ne kadar abartılabilir diye düşünmeden edemiyor insan. Neredeyse 60 milyonluk bir halkı kontrol altında tutan bir adamla kendini bir yere koymakta ne demekti ya?

Sadece kendi ülkesinde değil, yine birçok ülkede zaten bir ünvana sahipti. Parası vardı , mülkü vardı.

Şimdi gelipte cumhurbaşkanı adaylığına adım atması kelimenin tam anlamıyla saçmalıktan ibaretti. Koca ülkenin şu adamın eline geçtiği düşüncesi bile kafamın allak bullak olması için yeterli sebep olmuştu.

"Bu kadar şaka yeterli. Asıl meselemize geçelim mi?" Dedi Karam denen adam aynı benim kadar şaşkın ifadesini hızlıca toplayıp. Aksine ben Livio'nun ciddiliğinden bunun şaka olduğunu hiç düşünmüyordum. "Şaka yaptığımı kim söyledi kardeşim?" Dedi Livio bakışlarını ikimizin arasında gezdirerek sakin sakin. "Böyle bir şey yapmış olsan bile illa benim haberim olurdu. Şuan ilk defa duyduğuma göre ciddi değilsin." Dedi Karam yavaş yavaş öfkeye dönüşen duygularını gizlemeyi bırakarak. "Hayatımızda şaşırtıcı sürprizlerin eksik olmamasını istedim Karam. Ben doğrusu senden böyle bir tepki beklemiyordum." Livio'nun sakin tonla söyledikleri kendimi şuan burada hayaletmişim gibi hissetmemi sağlıyordu. "Yaptın diyelim. Amacın neydi? Sen tutarlı bir amaç olmadan böyle büyük işlere kalkışmazsın." Dedi Karam yine kabullenemeyeşini açığa vererek. "Beni iyi tanıyorsun. Ama bu kez amacım çok basit. Daha güçlü olmak, bir ülkeyi yönetmek." Bir ülkeyi yönetmek her insanın isteyeceği bir şey değildi açıkçası bence. Büyük sorumluluk isteyen, zeka isteyen zor bir işti. Seçim senesi parti kurup adaylıkta üstün oy toplayıp varışa varabilmesi zaten onda iki ihtimal gibi bir şeydi bence.

"Adil bir şekilde halkın seçimine bırakacaksan fena bir fikir değilmiş." Dedim sonunda cevabımı kimse merak etmemiş olsada. "Direkt Mattarella'ya suikast düzenle öldür ve yerine geç. Neden uzatmayı tercih ediyorsun?" Duyduklarım yüzünden nefesim tıkanmışken algılamaya çalışıyordum. Karam'ın sanki, dünya'nın en normal, en kolay işiymiş gibi söylediği şeyler saniyesinde kendimin kimlerin arasında olduğumu tekrar bana hatırlatmıştı. "Desteklemene sevindim sevgilim. Dediğin gibi halkın seçimine bırakacağım fakat öncelikle rakiplerimden kurtulmam gerek öyle değil mi?" Diye sordu Livio birkaç yudum alırken bana bakarak. Bu sırada da Karam'a hızlıca bir bakış atıp adamı resmen saniye aralığında ki göz teması ile susturmuştu. Diğer parti üyelerini yok etmekten bahsediyordu. "Rakibin olmadan tek taraflı bir yarışın kazananı olmayı kendine yedirebileceğini düşünmüyorum." Dedim aynı sakinliğimi koruyarak. "İnan güzelim tek taraflı bir yarış olmayacak."

Henüz gerçek amacının sadece seçimi kazanıp kazanmak mı yoksa kendiliğini kullanıp kazanmak mı olduğundan emin olamamıştım.

Yarın düzenlenecek basın toplantısında Livio'nun resmi olarak bir parti kurduğunu ve büyük seçime katılacağı duyuralacaktı. Sonrasında ise Livio halkın gönlünü kazanmak için her şeyi yapacaktı. Buna çok daha öncesinden adım atmıştı bile. Ülkenin büyük bir çoğunluğunu kaplayan evsizler için yeni konuk çalışmalarına başlamıştı bile. Buna bakılırsa belki de sadece adaletli olmasını istediğini düşünüyordum. Fakat onu şuana kadar tanıdığım kadarıyla böyle büyük bir şeyi asla akışına bırakacak biri değildi.

Ya ben varım diye açık açık konuşmamışlardı yada konuşulacak bir şey yoktu. Çünkü neredeyse 2 saat kadar oturmuş 3 kişi bu konu üzerinde konuşmuştuk. Seçimi kazanmak için neler yapabileceği hakkında bizden fikir isteyip durmuştu. Karam'ın önerileri hep karanlıktı. Tehdit, hile, öldürmek...

HAYATIN SİMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin