13. Planlar Masası

479 58 11
                                    

Selamlar, okuyucu sayısı baya düştü ama olsun ben yazmaya devam edeceğim. Oy vermeyi unutmayın.

Keyifli okumalar...

♡♡♡


Adamın bir Mafya olduğunu bile bile bu işe başlamıştım.

Mete bana muhtemelen çok kızacaktı ve yine birkaç gün daha benimle konuşmayacaktı. Her şeye hazır olarak çalan telefonu açtım. "Alo Sima nasılsın?" Bana olan dargınlığı geçmişmiydi? "Sanada Merhaba Mete iyiyim sen nasılsın?" Sanki dün bana bağırıp giden adam kendisi değildi. "İyi güzel güzel , otele geldim yoktun dışarıya mı çıktın?" İşte şimdi bitmiştim. "Şey Mete ben şuan işteyim." Karşı taraf sessizliğe bürünmüştü. "Sakın yaptım deme Sima sakın!" Önce beni bir dinlese bu kadar sinirlenmezdi aslında. "Önce beni dinlemen gerekiyor Mete. Şu kız ne düşünmüşte bu kararı vermiş demen gerekiyor. Sonra gelip bana istediğin kadar kızabilirsin tamammı? Bu yüzden bugün iş çıkışında beni almaya gel birlikte bir yere yemek yemeye gidelim sonra sana bütün planımı anlatayım olurmu?" Bana sinirlenmesi beni üzüyordu. "O heriften uzak dur Sima. Tabi artık ne kadar mümkünse. Lütfen sana her türlü zararı vermesine izin verme. Bir tehlike hissedersen orayı terk et. Seni almaya geleceğim." Önce beni dinleme konusuna karşı çıkmamıştı. Vedalaştıktan sonra aramayı sonlandırdım ve kalan kahvemi bitirip işimin başına dönmüştüm.

Masanın üzerindeki telefon çalmıştı ve Livio beni odasına çağırmıştı. "Bugün iş çıkışında yemek yiyelimmi? Yani bir patron ve asistanı olarak. Hem ben sana kendimden sende bana kendinden bahsedersin" Bu adamı daha iyi tanımak için güzel bir şans olabilirdi ama Mete ile buluşmam gerekiyordu. "Teklifiniz benim için çok özel ama bunu üzgünüm ki kabul edemem. Belki yarın olur Bay Livio ama bugün olmaz." İlk günden adama karşı gelmek belkide iyi bir şey değildi. "Sevgilin var mı Sima?" Aniden sorduğu bu soru biraz afallamama neden olmuştu. "Hayır efendim bir sevgilim yok." Söylediklerim sanki adamı mutlu etmiş gibi yüzünde ki gülüşü büyüdü. "Bunu duymak beni sevindirdi. Sen öyle diyorsan öyle olsun. O zaman yarın iş çıkışında diye anlaşalım. Bugünlük işin bitti genç bayan. Evine dönebilirsin. Senin gibi zarif bir hanımefendiyi çok zorlamak bana düşmez." İşte böyle bir şeyi asla beklemiyordum. "Daha yapacaklarım bitmedi efendim."
"Boşver onlarıda yarın halledersin. Çıkışta sekreterden kartını almayı unutma." Livio ile de vedalaştıktan sonra bugün ilk iş günümde işten 5 saat erken ayrılmıştım.

Artık benimde bir çalışan kartım olmuştu. Üzerinde daha bir kaç ay önce çekilmiş olduğum fotoğrafım ve isim soyadım hariç özel asistan yazısı bulunuyordu. Buradaki çoğu kişiden daha üstün seviye bir işe sahip olduğumuda belirtmişti sevimli sekreter kadın.

Mete ile şirketin yakınlarında bir restoranda buluşmaya karar vermiştik. Beni de çok bekletmeden Mete gelmişti bile. "Sana doğru kararı ver derken bundan bahsetmediğimi biliyordun değilmi Sima?" Hayır kızmıyordu ama küçük çocuğu azarlar gibi azarlıyordu. "Bence en doğru kararı verdim Mete. Önce beni bir dinle." Üzerine giydiği deri ceketini çıkardı ve sandalyenin arkasına astı. Beyaz tişörtünden taşıcak gibi duran kasları onu çok heybetli gösteriyordu ve onlara bakarak yutkunmama neden olmuştu. İki elini masanın üzerinde birleştirdi ve gözlerini gözlerimin içine kilitledi. "Seni dinliyorum Sima."

Ona dün bin düşüne düşüne kafamda kurduğum planımı eksiksiz bir şekilde anlatmıştım ve beni asla bölmeden sonuna kadar dinlemişti. Benim planım tam olarak şu şekildeydi ; Livionun arasına sanki bir ajan gibi sızacaktım ve onun hakkında daha fazla bilgi edilecektim. Sonra onu ifşa eder belki çok ileriye gidersek onu çöktürebiliridik.

"Sima bunun çok tehlikeli olduğunun farkındasın değil mi?" Evet farkındaydım. Böyle insanların kimseye acıması olmazdı ve yeri geldiğinde gözünü kırpmadan bir insanın canını alabilirdi. Ama işte bunun yaşanmaması için bana Mete yardımcı olacaktı. Tıpkı buralara gelene kadar yardımcı olduğu gibi. "Sen varsın Mete. Çok tehlikeli elbette farkındayım ama sence de böyle insanlar oksijen israfı yapmıyormu? Onların asıl yeri parmaklıkların arkası değil mi?" İçine asla sinmiyordu. Yüzünü ovalamısından , derin nefesler alıp vermesinden belliydi. "Bu arada Livio hakkında biraz bahsedermisin? Dün internetten biraz dedikoduları okudum ama hiçbiri kanıtlanmış değil. Bide senin ağzından dinleyeyim. Sonuçta adamı benden daha iyi tanıyorsun. Sahi Livio ile nasıl tanıştın? Oo Mete bey sizin hakkınızda hiçbir şey bilmediğimi fark ettim şuan." Söylediklerimden sonra gergin ortam kaybolmuştu ve Mete gülerek bana bakıyordu. Livionun ki kadar derin olmasada gamzeleri vardı ve gülümseyince ortaya çıkıyordu.

"Eh hadi bakalım o zaman biraz da beni tanı güzel kız. Adım Mete soyadım Kiya. Yaşımı zaten biliyorsun. Üniversiteyi burada bitirdim. Livio ile üniversitede henüz çok gençken tanıştık-" Ne? "Livio üniversiteyi İngiltere de okumadı mı?" Mete dudağının kenarından güldü. "O zengin bebeleri parası ile herkesi susturur herkesi konuşturur Sima. Bu onların damarlarında akan kana karışmış bir huy-"

"Yine kesiyorum ama sen zengin değil misin?" Çok saçma bir soru olduğumu biliyordum çünkü adam koca bir otelin başkanıydı ama şuan sanki kendisi beş parasız biri gibi konuşmuştu. "Bende zenginim ama onlar gibi parasıyla insanları kontrol eden türden değil. Baba parası harcayan zenginlerden değil emek parası harcayan zenginlerdenim Simacığım." Soruyu sorduğuma pişman olmuştum. "Neyse işte aynı üniversiteden birlikte mezun olduk. Güzel dostluğumuz vardı ta ki mezun olur olmaz o kötü yollara sapana kadar. Bir çeteye katılmıştı sürekli arka yollardan yasak şeyler yani anlarsın yasaklı madde işleri falan. Beni davet etti ilk zamanlar merakıma yenik düşüp kabul etmiştim. Ama işin içinde ölüm olduğunu gördüğüm an bu yoldan ayrılmıştım. Önce çok düşünüyordum parası vardı her istediğine erişebiliyordu. Peki o zaman neden yapıyordu diye sürekli düşünmüştüm. Zevkmiş Sima o şerefsiz insanlar her şeyi zevk için yapıyormuş. Bir canın gözleri önünde hayattan kopuşu onlara zevk veriyormuş. Nasıl ifşa edebilirim diye çok düşünüyordum o zamanlar ama korkuyordum. Sonra bizim yollarımız ayrıldı. Yıllar sonra babasının vefatından sonra bütün mal mülk ona kalmıştı. O zaman yine karşılaştık. Beni ilk gördüğünde eski dost diye beni otelin başkanı yaptı. Kulağa çok çok saçma geliyor biliyorum ama onda bir şirketi bırak bir bakkalı yönetebilecek zeka yok. Arka yollardan çalışan insanlar olmazsa o şirket bir saniye ayakta duramaz. Şuan ne tür şerefsizlikler yaptığı hakkında pek bilgim yok ama yine eski huyuna devam ettiğini düşünüyorum. Uyuşturucu kaçakçılığı veya karaborsacılık ta yapıyor olabilir."

Metenin anlattığı her kelimeyi beynime kazıyarak dinlemiştim. İnanın Livio'ya baktığınızda ikinci yüzünün bu kadar iğrenç olduğunu tahmin bile edemezdiniz. "Bu adam çok kötü Mete." Anlatmayı durduğunda da diyebildiğim sadece bu olmuştu. Böyle şeyleri filmlerde dizilerde görmüştüm. Oysa ki gerçek hayatta etrafta dönen şeylermiş hepsi. "Sana anlatmak istediğim de buydu zaten Sima." Ne yapmalıydım eğer yakalanırsam acımasızca beni öldürürdü saniye düşünmeden beynimi patlatırdı. "Hâlâ planın konusunda emin misin Sima?"

"Evet Mete Bitirelim şu adamı." Kararımı vermiştim. Neye kalkıştığımın farkındaydım ama finali hakkında tek fikrim yoktu.

"O zaman senin planları şöyle kenara alalım. Dediğim gibi bende bu adamı çökeltmek için hedefimi yıllar önce dikleştirmiştim. Ama başaramadığım o oyunu şimdi başaracağız."

"Yani ne demek istiyorsun?" Ne demekti benim planımı kenara almak?

"Şimdi benim planımı dinle turuncu kafa..."

■○■○■○■○■○■○■○■■○■○■○■○■○

Bölüm Sonu

Çok heyecanlı bir bölüm sonu olmadı sorry ama bu bölümde benim İtalyan mafyamla yakışıklı Metemin hayatını öğrenmiş oldunuz.

Bölümle ilgili yorumlarınız varsa yazmayı unutmayın.

Diğer bölümlerde görüşmek üzere ,

Sevgiyle kalın kitaplarla kalın hoş
Çakalın....

😆🫶🏼

HAYATIN SİMASIWhere stories live. Discover now