39. Gerçek Katil

100 13 0
                                    


Selam, 2024 yeni yılınız kutlu olsun. Büyük bir gerçekle karşılaşacağınız bu bölümü umarım keyifle okursunuz. O zaman sizi daha fazla tutmadan,

keyifli okumalar diliyorum ...

keyifli okumalar diliyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

♡♡♡

"Abla. Sima abla kalk annem gelmek üzere!" Çok üşüyordum. Yorganın altında olduğumu hissediyordum fakat vücudum sanki kutupta terk edilmiş gibi bir ürpertiye sahipti. Ama çok enteresan daha doğrusu rahatsız edici derecede yapıyordum. Şuan tam anlamıyla her yerim üşümekten uyuşmuşken içim alev alev yanıyordu. "Arda...Ardacığım iyi değilim ablacım." Dedim yorganı sanki mümkünmüş gibi daha çok üzerime çekiştirirken. "Ama annem gelirse ve uyanmadığını görürse dayak yiyebilirsin." Dedi etrafımda yankılan çaresiz ses. Gözümden akan damlaları elimin tersiyle silmek üzereyken tenimde kendi elimden başka bir el hissetmiştim. "Cherry abla ağlama. Neden ağlıyorsun?" Duyduğum bambaşka sesle gözümün önünde ki Arda'nın silueti kaybolurken kapalı gözlerimi açtım. Her şey rüyaydı.

Göz göze geldiğim yeşil gözleri görünce içimi saran sıcaklıkla küçük Aya'ya bakıp samimice sırtmıştım. "Neden uyurken ağladın?" Dedi küçük kız meraklı meraklı gözlerini kamaştırarak. Ne zamandan beri odamdaydı? "Sen neden erken uyandın bakalım?" Dedim yanı başımda ki saate kısacık bir göz atarak. Henüz saat erkendi. "Bilmiyorum uyku tutmadı. Rüyamda seni gördüm ama saçların hani seni ilk gördüğüm günkü gibi kızıllardı. Ama yüzün yoktu. Sadece arkan bana dönüktü ve yeşil bir elbise giyiyordun. Adını seslendim fakat sen arkana bile dönmeden kaçtın. Sonra da kayboldun." Yarım yamalak konuşmasını dinlerken gerçekten çok kötü hissetmiştim çünkü Aya'nın rüyasında gördüğü kişi ben değil öz annesi olduğunu biliyordum. Anne sevgisi almadan büyüyen bir insanın halinden anca onunla aynı duyguları paylaşan biri anlayabilirdi. Benim gibi...Annesini özlüyordu, belki annesi de onu özlüyordu. Benim annemin aksine. Rüyalarında onu ziyaret edecek kadar. Duygusallığa kapılıp gözümden yine yaşlar damlarken küçük kız yumuşak avucuyla yine yaşları silmişti. "Beni duymadan gittiğin için suçluluk mu duyuyorsun yoksa?" Dedi bu kez. "Aynen öyle Aya. Seni duymadığım için suçluluk duyuyorum." Dedim ve kızı kaldırıp kucağıma aldıktan sonra sarılmıştım. Arda'yı çok özlemiştim. Kardeşime sarılmayı gerçekten özlemiştim.

"Cherry," Dedi Aya sarılmama kısa kolları ile karşılık verirken. "Çok sıcaksın ve çok terlemişsin." Dediği şeyle hemen göz yaşlarımı silip Aya'yı yatağa oturtturmuştum. "Ben özür dilerim." Kendimi anın duygusallığına kaptırıp küçücük kızı kullanmıştım. "Bana sarıldığın için özür mü diliyorsun? Biliyor musum Amelia bana hep sarılır. Ama onun sarılması ve senin sarılman bir biriyle benzemiyor." Dedi henüz 6 yaşında ki küçük kız. "Neresi bemzemiyor?" Diye sordum iyice meraklanırken. "Sen çok daha sıcaksın." İçimde bir şeyler kıpır kıpır olmuştu. Küçücük bir insan beni mutlu edebiliyordu.

HAYATIN SİMASIWhere stories live. Discover now