29. İyi Ki Doğdun Sima

192 22 8
                                    

Selamünaleyküm ey ahali.
Geleceğe ışınlanmaya hazırmısınız? Yani böyle diyince çok büyük şeyler gelmesin aklınıza ama umarım çok güzel olacak.

O zaman size çok keyifli okumalar diliyorum ve bölümle baş başa bırakıyorum.

♡♡♡

8 ay sonra

Arda'nın yeni yıl gecesinde hediye ettiği tavuk şeklindeki saatin rahatsız edici sesiyle gözlerimi açtım yeni bir güne. O saati her sabah kırma isteği oluyordu içimde fakat kıyamıyordum diyelim. Bugün iş çıkışı Metenin tayfasıyla eğlenmeye gitmek için plan kurmuştuk. Bu yüzden eve uğramayacaktım. Ona göre giyinmeliydim. Bir hafta önce Sabrına ile alışverişe çıkıp parça kıyafetlerimi tamamlamıştım. İnce askılı siyah elbise üzerime tam oturmuştu. Dizlerimin biraz üstünde biten kloş eteği gayet rahattı. Kombinimi tamamlayan zarif siyah topuklular boyumu yine olduğundan uzun göstermişti. Artık yakında kestirme kararı aldığım saçlarımı önce düzleştirip salmıştım. Kahve tonlarında ki makyajımla gayet iyi görünüyordum.

Apartmanın önünde çayını yudumlayan Haluk amcaya içtenlikle selam verdikten sonra şirkete doğru gidiyordum. Çok az kalmıştı, bir hafta önce direksiyon sınavını başarılı bir şekilde geçmiştim ve belgelerimin onaylanıp ehliyetimi elime almak için sabırsızlıkla bekliyordum.

8 ay önce yeni evime taşınmamla hayatımda birçok değişiklikler olmuştu. Bu zarf içerisinde tamamen dünya işlerine bürünmüştüm. Kendimi her yönden geliştirmek için her dakikamı olumlu kullanmaya çalışmıştım. Her akşam işten döner dönmez gece saatlere kadar kick boks dersleri almıştım. Evet öncelerde buna gerek olmadığını düşünmüştüm fakat sonradan bu işe bir başlamanın geri dönüşü olmadığını anlamıştım. Hafta sonları ve her çarşamba günü ehliyet kursuna gidip bu yöndende gelişmeye bel bağlamıştım. 8 ay içerisinde bir insanın öğrenebileceği en hızlı sürede İtalyancayı çözmek içinde çok çabalamıştım. Artık anlayabiliyordum ve gayet iyi konuşabiliyordum. Arkadaş çevrem olmuştu yani aslında Metenin fakat, onlarla gerçekten iyi anlaşmıştık. Sabrınanın Meteden hoşlandığını öğrenmiştim. Mete bu durumdan hiç hoşnut görünmüyordu ama bence yakışıyorlardı.

Livio konusuna gelirsek, ona her gün midesine indirttirdiğim Glikizor sayesinde birkaç kez ağır hastalanmıştı ve bütün haber sayfalarını bir almıştı. Bazı günler aksamıştı ama yinede işe yarıyordu. Aynı Metenin bahsettiği gibi hastalanma nedeni hiçbir türlü açıklanamamıştı. Birkaç kere daha onun pisliklerine şahit olmuştum ve şuanlık sessizce hepsini koz olarak biriktiriyordum. Gerçekten asla göründüğü gibi biri değildi. Onu araştırıp dibe indikçe ölmeyi en çok hak eden insana dönüşüyordu gözüme ama şimdilik bunların hepsini içimde biriktiriyordum.

Türkiyedeki ailem ise şuan zorlu bir hayat içerisindeydi. Yaşanan ekonomik kriz yüzünden mahvolmuş durumdaydırlar fakat ben devreye girene dek. Bir gün Dora'nın hesabında paylaştığı bağış toplama anketi içimi çok acıtmıştı. Resmen bir dilenci yerine düşmüştü. Annem babamın hastalandığını öğrenmiştim. O günden sonra anonim olarak Doraya ulaşmış her ay aldığım maaşın bir kısmını onlara ulaştırıp gözlerinde bir Robin Hood olmuştum. Her ay düzenli olarak gönderdiğim para yaralarına az da olsa tuz basmıştı.

Böylece düşüncelerim arasında şirkete gelmiştim. Resepsiyondakilere selam verdikten sonra asansöre binip direk mutfağa girmiştim. Livio henüz 2 hafta önce iyileşip hastaneden çıkmıştı. Her zamanki gibi çayını hazırladıktan sonra ofisine girip günlük selam konuşmamızı yapıyorduk. İtalyancamı geliştirme sürecinde benimle daha çok İngilizce yerine İtalyanca konuşmaya çalışmıştı. Kötü biriydi, mafyaydı, kara kalpliydi, hep kendi adaletini kendisi sağlamak için diğer insanların canını umursamayan cani bir katildi fakat nedense bana iyi davranıyordu. Ama bu yaptığı kötülükleri görmezden gelmek için bir sebep değildi. Belki GZ onu hayattan koparacak kadar güçlü değildi ama elimdeki azıcık kanıt yığını bile onu birçok konuda bitirebilmeye yetebilirdi.

HAYATIN SİMASIOù les histoires vivent. Découvrez maintenant