68

1.9K 130 20
                                    

Ferhat Tunç - Sen Ateş Ol Ben Yanayım

Kazım & Ali

Ali, kahvehaneyi erken açmayı pekte umursamadığı için uyuşuk uyuşuk duşunu aldı, üstünü giyindi, saçlarına şekil verdi. Son dokunuş için parfümünü de üstüne boca edip evden çıktı. Binanın merdivenlerinden inerken alt kattadaki dairenin açılan kapısıyla dün akşam öğrendiği gerçekle bir kez daha ofladı.

Evin kapısından çıkan Kazım merdivenlerde gördüğü Ali'yle kaşlarını çatarak "Lan zibidi daha yeni mi çıkıyorsun, saat kaç oldu?" deyince Ali suçlu bir sırıtışla "Ne yapsaydım, kargalar bokunu yemeden mi kahvehane açayım." derken kalan son basamakları indi. "Zaten gelen giden yok" derken omuz silkmesine Kazım elini onun ensesine koyup hafifçe sıktı.

"Amma gevşek çocuksun ha."

Ali onun elinin ensesinde olmasından huylanıp elinden kurtulup uzaklaştı. Bu hareketi Kazım'ın dikkatini çekmişti. Ali onu beklemeden merdivenlerden inmeye devam ederken Kazım evin kapısını kapatıp arkasından merdivenlerden indi.

Yine Ali önde Kazım onun bir kaç adım arkasında elinde tesbihle kahveye doğru yürüdüler. Ali, onun da kahveneye geleceğini o söylemeden biliyordu artık, adam peşini bırakmıyordu ki. Kahvenin sokağına yaklaştıklarında yolda Ali'yi gören arkadaşları hemen yanına gelip onu mekana çağırdı.

"Oğlum dün bir kız grubuyla tanıştık, görmen lazım üçü de süt gibi hatunlar. Birazdan kafede buluşacağız. Sen de gel, birini sana ayarladık." diyen arkadaşına Ali, arkasını dönüp onları izleyen Kazım'ın sorgulayıcı bakışlarına yutkunup arkadaşına döndü.

"Yok lan siz gidin, benim işim olmaz karıyla kızla."

Bu söylediğine diğer arkadaşı sırıtıp omuz attı. "He he biz de yedik anasını satayım. Daha düne kadar gömlek değiştirir gibi kız değiştiriyordun." deyince Ali kaş göz işareti yaptı. Ama onu anlamayan arkadaşı bir kaç adım arkasındaki Kazım'ı görünce hemen susup başıyla selam verdiler.

"Hayırlı sabahlar abi."

Kazım elindeki tesbihin boncuklarını usul usul çekerek yanlarına gitti. Elini Ali'nin omzuna koyup hafifçe sıkarak "Bak koçum arkadaşların seni çağırıyor, davete icabet etmek gerekir, git hadi." dese de Ali bunun imalı bir öneri olduğunun farkındaydı. Çünkü yanındaki adamın eli hiçte tavsiye verir gibi değildi ve çok sert bakıyordu.

Hızla "Yok yok benim işim olmaz öyle şeylerle valla. Demi lan" deyip arkadaşına baktı.

Elini önünde kavuşturup başını sallayan genç Kazım'ın sert bakışlarıyla yutkunup "Tabi abi, biz de öyle oturup sohbet ederiz dedik, yoksa biz de yanlış olmaz abi." dedi.

Kazım kaşlarını çatarak "Hı demek öyle, oldu o zaman siz gidin uslu uslu sohbetinizi edin kızlarla, sonra da yanıma bir uğrayın. Anlaşıldı mı koçum." dediği sırada elini Ali'nin omzundan çekti.

İki genç hızla selam verip "Saygılar abi, bir saate yanındayız." diyerek kaçar gibi uzaklaştılar.

Geriye Ali ve Kazım kalırken Ali hiç sesini çıkarmadan yürümeye devam etti.

Sabah çayını demleyen Ali masaların eksiklerini tamamlarken kendisini inceler gibi bakan Kazım'a arada bir bakış atıp ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Çünkü adam resmen onu izlemeye gelmiş gibi gözünü bir saniye bile ayırmıyordu. En sonunda dayanamayan Ali, ellerini beline koydu.

"Azarlayacaksan azarla artık, ruhunu teslim etmesini bekleyen Azrail gibi izleyip durma, valla dövsen bu kadar tırsmam."

Kazım tövbe çeker gibi başını çevirip dilini üst dişlerinde gezdirdi. Tam bir şey söyleyecekken içeri giren mahalleli dayılarla susup arkasına yaslandı.

Mahalle Abisi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin