58

2.4K 172 34
                                    

Kutay elinde kocaman bir demet papatyayla arabanın kapısını açıp "Şunu bir tutsana gülüm" diyerek kucağıma koyduğu papatya buketine baktım. Kapıyı kapatıp önden dolanarak şoför kapısını açıp bindi.

Kucağımdaki buketi göstererek "Ama paşam Yılmaz gül buketi istemişti, yanlış olmuş" dediğimde Kutay yandan bir gülüşle yanağımdan makas aldı.

"Yanlış yok aşkım. Onları benim çiçeğime aldım."

O arabayı çalıştırırken şaşkınlıkla papatyalara baktım.

"Bana mı?" diye sordum safça.

Kutay gülerek yola devam ederken "Senden başka çiçeğim mi var ömrü hayatımda, ha yavrum?" diye bana dönüp göz kırptı.

Hayatımda ilk kez bir erkekten değil ilk kez birinden çiçek alıyordum. İçimde garip bir utangaçlığın yanında, kalbimi tekleten bir mutluluk vardı.

Papatyaları koklayarak sırıtıp yüzümü çiçeklere gömdüm. Lan ben 24 yıllık hayatımda bir çiçeğe tüm ipleri koparır mıydım? Uzanıp Kutay'ın yanağını sıkıca öpüp "Teşekkür ederim paşam" deyip önüme döndüm.

Aklıma gelen şeyle kırmızı ışıkta duran Kutay'a baktım. "Seviyor sevmiyor yapayım mı lan, bakayım beni seviyor musun?"

Kutay başını iki yana sallayarak yeşil ışıkta hareket ettikten sonra bana döndü.

"Sevmiyorum çıkaran papatyayı çöpe atarım yeminle. Bütün çiçekler seni seviyor demek zorunda."

Gülerek tekrar papatyaları koklayıp "Tamam lan sinirlenme, papatya çayı yaparım bak bunlarla" dedim.

Kutay kahkaha atarak caddenin yanındaki kaldırımda durdu. Arabadan inmeden önce çiçeği tutan elimi elinin arasına alıp dudaklarını bastırdı.

"Pastaneden sipariş ettiğimiz çikolatayı alayım yavrum, sen bir şey ister misin?"

"Yok paşam, çabuk gel geç kalmayalım."

Kutay başını sallayarak arabanın kapısını açıp çıktı. O takım elbisesiyle pastaneye girerken arkasından baktım. Ölürüm lan ben bu adama.

Yılmaz iş sözleşmesi imzalandıktan sonra bu güzel haberi Ecem'e söylemişti. Ecem'in babası da sonunda ikna olarak gelsinler istesinler o zaman demiş.

İlk kez bir kız isteme merasimine katılacağım için mal gibi ne yapacağımı bilemeyerek her şeyi Kutay'a bırakmıştım. O ise mahallesindeki gençlerin evlenme işlerine de yardım ettiği için alışıktı bu gibi durumlara. O yüzden her şeyi usulüne göre hallediyordu. Büyükler olarakta Cemal'in annesi ve babası gelecekti kızı istemeye.

Kimsesizlik nedir en iyi biz biliyorduk belki de ama Kutay artık benim için hem anne hem baba gibi olmuştu. Ona nazlanıyor, kendimi kötü hissetsem ona koşuyordum. Arkadaşım, sevgilim, sırdaşım olmuştu. Hatta belki de eşim. Artık kimsesiz değildim. Kardeşlerimin yanında, şimdi o da vardı.

Kutay dükkandan çıkıp elindeki kutuları bagaja koyduktan sonra tekrar arabaya bindi. İstem dışı gözlerimin dolduğunu gördüğünde telaşla bedenini bana döndürerek "Ne oldu yavrum?" diye sordu.

Omuz silkip yüzümü papatyalara gömdüm. Sonra koklayarak ona baktım.

"Hiçç. İyi ki dedim sadece. Birde seni ne kadar sevdiğim aklıma geldi."

Kutay "Oyy kurban olurum sana gülüm, yaşartma gözlerini" diyerek yüzüme ellerini koyup alnımdan öptü. "Ben de seni çok seviyorum yavrum, canımdan çok."

Göz devirip eski halime döndüm. "Canını daha çok sev mal" dediğimde gülerek yanağımdan öpüp önüne döndü. O arabayı çalıştırırken bende toparlanıp derin bir nefes verdim. Bir süredir amma sulu göz olmuştum ha, anasını sattığımın dünyası beni bile bu hale getirdiyse.

Mahalle Abisi - GAYWhere stories live. Discover now