Mahalle Abisi - GAY

9.

"Yavrum kalk içerde biri var."

"Kedidir kedi."

"Lan manyak senin kedin mi var?"

Gözlerimi ovuşturarak yanımda put gibi yatmış kımıldayamayan Kutay'a baktım.

"Broo ben geldim, aloo. Kimse yok mu?"

"Anayııı Kaan la bu" deyip yerimden fırlayınca dağ gibi mahalle abisi yere kıç üstü düştü.

Kahkaha atmamak için işaret parmağımı ısırdım. Yerde iki seksen yatan Kutay içinden tövbe çeke çeke ayağa kalktı. Valla bu adamın sevgilisi olmasam sonum yine futbol sahasında röveşata olacak. Sevgili kontenjanı sen nelere kadirsin. Pişmiş kelle gibi sırıtarak yataktan kalktım.

İçeride ki azgın tekeyi unutuyordum nerdeyse. Kutay'ı odada bırakıp salona fırladım.

"Lan ırzı kırık sabah sabah ne işin var burda?"

Kaan dağılmış saçlarıma, su görmemiş yüzüme tiksintiyle baktı.

"Sen ne zamandan beri kaçta geldiğimi soruyon kardişim? Sana poğaça getirdim kitapsız" deyip elindeki poşeti havaya kaldırdı.

"Bu izzeti ikramını neye borçluyuz gusülsüz pezevenk? Yine hangisinin kocasına yakalanmamak için kuşlar bokunu yemeden kaçtın?" diyerek türbeye yüz süreyim baabından mutfağa geçtim.

Kaan elindeki poşeti bana uzatıp

"Namusuma dil uzatılıyor diye mahallede cingar çıkartırım bak ona göre."

Elindeki poşeti aldım.

"Lan oğlum mahalleli senin keranenden bıkıp seni kovmak için yer arıyor, bu da mahalleyi arkaya alırım diyor."

Kaan söylene söylene mutfaktan çıktı.

"Olum tişörtlerinden birini alıyorum üstüm leş gibi sigara koktu."

"Tamam."

Poşet elimde havada kaldı.

"Laaannnnn sıçtık abisiiiii" diye poşeti masaya atıp fırladım.

Ama kıyamette böyle bir cuma günü bir anda kopacakmış diyorlardı da inanmazdım.

Açık kapıdan içeri girdiğimde sırtı dönük Kaan'ı elleri havada buldum.

"Abi yemin ederim ben masumum. Ayten ablaya ben çökmedim. O teklif etti ama ben mahallemizin ablasıdır deyip reddettim."

Gitti yirmi dört ayarlık delikanlı, çil çil altınlar pula dönüştü.

"İndir ellerini."

Ama sert sesin bana hiç yardımcı olmuyor ki be emcürdüğüm.

Kaan sanırsınız itaatkar bir köle, hemen masumca ellerini indirdi. Çocuğum benimmm, annem çocuk kalp krizi geçirecek. Ölümüne dayak yediği grubun abisi karşısında kaşlarını çata çata ona bakıyor.

Niye çattın kaşlarını bilmiyom yar suçlarımı diye bir türkü vardı demi?

Yettim gardaşım. Kaan'ın önüne geçip omuzlarından tuttum.

"Bu aslında bir rüya, beyninin sana küçük tatlış bir oyunu. Şu an sen burada değilsin, beşinci katmanda Usta Yoda ile birlikte derin bir meditasyon halindesin" derken arkamda Kutay'ın sen neyin felsefesini yapıyon değişik der gibi bakışlarını hissediyorum.

Kutay kolumdan tutup kendine çekince ellerim Kaan'ın omzundan çekildi. Ona döndüğümde ters ters bana baktı.

Yok anasını şehir eşkıyası, kardeşimden de kıskanmazsın mübarek.

"Sana kaç kere söyledim demi bir daha o zibidi arkadaşın benim mahalleme gelmeyecek diye"

"Hangi mahalle? Hani şu Karagümrük yanıyor polis beni arıyor dedikleri mahalle mi?"

Jeton valla dört köşeli deliğe girmiyor.

"Haaaa şu mahalle" deyip kolumu tutan elini savurarak indirdim.

Hadi göreyim Yakup üç yüz altmış derece dönüşşş.

"Tamam da abisi. Mahalle bekçisi sen misin de iki de bir bizi uyarıyorsun? Kıçında sensör mü var? Kim geliyor kim gidiyor bakıyon."

Kutay dişlerini sıkınca kemikli çenesi yine ortaya çıktı. Yemezler abisi artık. Dün huzurlu bakan gözler şimdi çakırlarını yaksa ne yazar. Yine bir öpücükle söndürürüz o alevi.

Bizim yine çekiştiğimizi sanan Kaan araya girip önüme geçti. Piç miç ama has gardaş.

"Tamam gelmeyiz bir daha senin mahallene, ben uyarırım kardeşimi ama sen de evden gitsen daha iyi olur."

Kaan VS Kutay 1-0

Kutay bunu bekliyor gibi yanımızdan hızla geçip dış kapıya doğru yürüdü. Sonrada kapıyı çarpıp çıktı. Yavrum onun menteşeleri kırık, evi başımıza yıkacan terminatör.

Kaan dizlerinin bağı çözülerek yatağıma oturdu.

"Karar verdim cuma namazlarına başlayacağım."

"Neyyy?"

"Sen de bi gusül falan al bro, cenabetlik var üstümüzde."

Son lafını duyunca bir kahkaha patlattım. Gülmemi yarıda kesip

"Lan asıl cenabet sensin doğuştan abdestsiz. Papaz seni vaftiz etmiş öyle demişti Nermin abla, sen onu da bozdun" deyip gülmeme kaldığım yerden devam ettim.

Kaan şaşırarak bana baktı.

"Yalan söylüyon demi lan ben hristiyan mıymışım?"

Daha da gülesim geliyordu anasını ya. Gülerek odadan çıkıp mutfağa geçtim. Kaan ise hâlâ arkamdan gelip

"Olum doğruyu söyle, bende neden hep Rus hatunlar düşürüyorum diyordum, kan çekiyor demek ki." dedi.

Niye hiç aramızda normali yok?