38.

2.9K 211 67
                                    

Şarkı: Kaan Boşnak/ Seni Buldum Ya

Şarkıyı söylediğim yerde açınız 🥰

Bugün Aylin'in nişanına Asım amca ben ve çocukları da davet etmişti ama akşama kadar evde bekleyecek toto bende olmadığı için dükkana geldim.

Doğru düzgün arabada gelmeyince taburemde yayıla yayıla çayımı içiyorum. Bendeki keyif paşada yok. Demişken benim paşa ne yapıyor acaba. Dün adamı acılı Adana yemiş gibi kıpkırmızı göndermiştim. Araba tamire de gelmedi acaba feneri nerde söndürdü bu zibidi.

Zati Aytaç yine sabah sabah surat yaptı diye topukladım. İyice ergen bebelere döndü malın fışkırttığı.

İnsan bir hafta sonra İstanbul'a geri döneceğini ilk geldiği günün sabahı söyler mi anasını ya. Neymiş işleri varmış orada kurulu bir düzen oturtmuş, iş de bulmuş e hadi sizde gelin.

Nasıl gelek gardaş bizim yavuklular burda. Erdinç zaten dakikasına

"Abi ben gelemem Cüneyt'in işi burda. Ben de çalışıyorum" deyip kestirip attı.

Kaan desen "Yok lan ben bu şehri sevdim çok eğlenceli" deyip reddetti.

Yılmaz bile olur gibi düşünüp sonra

"Bu uçkursuzların başında kim duracak" deyip bize arka çıktı.

Bana gelince de "Sen gelme zaten, artık gelsen de almıyorum seni İstanbul'a" deyip atar gider yaptı.

Kutay mevzusunu açayım deyim dedim. Demez olaydım.

"Beni ilgilendirmiyor" diyerek lafı ağzıma tıkadı.

Acaba buna yetimhanede yemek değilde ekmek mi yedirdiler. Ekmek beyinli oldu iyice.

Tiribini attı attı sonra da "Ben gidiyorum" deyip evden çıktı mal.

Onun bir karın ağrısı var ama du bakalım çözeriz yakında.

Üçüncü sigarayı yaktığım sırada dükkana bir jip yanaştı ve içinden sarı bol bir gömlek, altına mavi yırtık pantolon, gözlerinde marka bir gözlük yirmili yaşların da bir erkek indi.

Üstündeki kıyafetlere ve arabaya bakacak olursak zengin bebesi belli. Bir ona bak bir bana hayaller hayatlar bro isyanıyla tabureden kalktım.

Gözlüklerini çıkarıp dükkanın içine doğru baktı. Bende burda bostan korkuluğu zati.

"Buyrun kime bakmıştınız?" deme ihtiyacı doğurtuyorlar adama.

"Asım amcaya bakmıştım" dedi ince tiz sesiyle.

Istanbul Türkçe'si bu nerde olsa tanırım. Beyaz tenli, yeşil gözlü, yakışıklı çocuk vesselam. Alımlı ve tatlı da. Şehir çocuğu belli.

"Yok kendisi, kızının nişanı var bugün. Gelmez dükkana."

Bir yandan da üstüme başıma bakma ihtiyacı hissettim. Altımda sabah yerden bulduğum mavi kot üstümde siyah tişört. Bildiğin ben çırağım diye bağırıyorum. Henüz tulumu giymemiştim iyi ki. Yoksa elimde afişler işçi sloganları attığım sırada zengin arabaların caddeden geçerken ay bunlara da yazık diyen 30 yaşında koca parası yiyip jipe binen ablaların sahnesi yaşanacaktı. Gerçi bu çocukta koca parası değil karı parası yiyecek potansiyel vardı.

Ben beynimde yine algoritmamın ebesini sikerken çocuk eline telefonu alıp bir yerleri aradı.

Bir ses duyuyorum. Sanayiye giren tanıdık bir ses. Bu ses evet, evet bildiğiniz Kutay'ın arabasının sesi. Arkamı döndüm ve hafızama bir ara madalya takacağımı tembihleyerek arabanın dükkanın önünde durmasını izledim.

Mahalle Abisi - GAYWhere stories live. Discover now