11.

7.3K 412 58
                                    

Multimedya: Yakup

Sahnenin önündeki L koltuğun neden boş olduğunu sorduğumda İlhan orası rezerve demişti. Ha işte o rezerve az önce kapıdan içeri girdi. Kısalı uzunlu yedi erkek yanlarındaki oğlanın sırtına patpatlayarak, gülüşürek ön masaya doğru yürüdüler. Arkalarından da elinde tesbih, üstünde kot pantolon,beyaz gömlek ve siyah ceketle mahalle abisi arzı endam etti. Babayııı. Lan adam pavyonlara düşmüş ya la, hem de jilet gibi giyinmiş.

Mekanı kolaçan etmek için etrafına bakınınca göz göze geldik. Tabi benim gözler gömleğinin iki düğmesini açmış bağrını sergilediği yerdeydi.

Babasını anasının üstünde yakalamış gibi bir şaşkınlıkla suratıma bakıyordu. Ta ki yanlarında gelenlerden biri "Abi bura, bura"diyene kadar. Şoktan çıkıp sen hayırdır olum der gibi kaş göz yapıp yanımdan geçerken tesbihini çeke çeke

"Senin burda ne işin var?" diye dişlerinin arasından sordu.

"Kötü yola düştüm"diyerek sırıttım.

Tesbihli elini yumruk yaparak tövbe tövbe deyip diğerlerinin yanına gidip koltuktaki en uca oturdu.

İlhan ve yanındaki eleman ellerinde tepsilerde mezeler ve rakı şişesiyle masalarına gidip masayı donattılar. İlhan'ın Kutay'ın elini sıkıp "Hoşgelmişsin abi" deyişini dudaklarından okuyabiliyordum. Demek ki daimi müşterisin keraneci seni.

L koltukta oturmuş dansözleri izleyen mahallenin bıçkın delikanlıları ortalarına oturttukları, kafası tıraşlı çocuğa dans eden kadınları gösterip hunharca gülüyorlardı.

Kutay ise başı önde tesbihini çekiyordu. Kadınlara bakarsa gözlerini oyacağımı, mahalle mezarlığına öğle namazına müteakip gömeceğimi düşünüyordu heralde.

Yapar mıydım? Allah'ına bile kavuştururdum. Tamam abisi bir erkekten hoşlanabildiğimi yeni fark ettiğim şu günlerde aynı hızda garip bir kıskançlıkta baş göstermiş olabilir.

Çalınan Ankara oyun havaları eşliğinde dansözler coştukça ön masada coşuyordu. Rakı şişesi birken iki oldu, bardaklar sürekli tokuştuluyor, garibim ortalarında ki çocuğa içirdikçe içiriyorlardı.

Anam babam adamlar zıvanadan çıktı. Dansözlere para takmaya da başladılar. Aha gitti tarla. Adamlar altmışından sonra azmış, tarladaki tüm hasılatı karılarla yiyen dayılar gibi para takıyorlardı. Tabi dansözlerde parayı görünce o masaya göğüslerini sallaya sallaya eğilip gülüyorlardı.

Hadi yavrum götün yiyosa kaldır o başını bi diye Kutay'ı izliyordum bende. Aferin adam ol böyle canımı ye. Yavruş Kutay sakin sakin rakısını içerek yanında ki daha sakin olanla sohbet ediyordu. Yanındakine baktığımda onun Erdinç'in üstünde yakaladığım ve sevgilim o benim diye bana artistlik yapan çocuktu.

Ama diğerleri ortama uymuş kalkıp dansöz kadınlarla beraber göbek atıyorlardı. Aralarından biri gelip Kutay'a

"Abi kadın sana yanaşıp duruyor, cebinde akrep mi var, tak sende üç beş" dediğinde Kutay istemeye istemeye cebinden bir kaç tane iki yüzlük çıkartıp konuşana uzattı.

"Abi bana değil dansöze dansöze" diye kahkaha attı beri ki.

Platin sarısı saçlı, koca memeli dansöz kadın Kutay'ın önüne eğilip memişlerini sallaya sallaya bekledi.

Kutay parayı kadına dokunmamaya çalışarak kadının kıyafetinin kopçasına iliştirdi.

Bense tezgaha dayanmış bu muhteşem sahneyi izliyordum. Kutay kafasını arkaya çevirip benim olduğum yere baktı. Bakmaz olaydım der gibisinden hızla önüne döndü. Çünkü az önce selasını okumuştum gözlerimle.

Mahalle Abisi - GAYWhere stories live. Discover now