Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ali Çeliker, 26
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kazım & Ali
"Lan zibidi, gel la bi buraya."
Ali, mutfakta duyduğu bu sese oflayarak ellerini tezgaha yaslayıp gözlerini kapattı.
Kazım sabahtan beri en az on kere saçma sapan şeylere çağırmıştı ve artık Ali'nin sinir telleri kopmak üzereydi. Dişlerini sıkarak mutfaktan çıkıp onun oturduğu masaya doğru yürüdü.
"Buyur abi."
Kazım çay tablasıyla beraber bardağı yukarı kaldırıp cama doğru tuttu.
"Bu ne la böyle, imamın Cuma namazından önce aldığı abdest suyu gibi" diyip bardağı çay tablasından alıp "Az dem doldur dedim dem" diyerek bardağı masaya koydu.
Ali sinirli bir nefes vererek onun bıraktığı bardağı masadan alıp "Tamam abi tazeleyim hemen" diyerek çay tablasını da alıp masadan uzaklaştı.
Kazım arkasından "Abi de ne yakıştı ha diline" diye seslendi.
Ali tövbe çekerek mutfağa girip çayı olduğu gibi tezgaha bırakarak yeni bir bardak alıp sıcak suyla çalkaladı ve bu defa zift gibi bir çay doldurdu.
Bu sırada Kazım sandalyesine yaslanmış keyif sigarası yakıyordu. Bu çocukla uğraşmak inanılmaz hoşuna gitmişti, cevapta veremiyordu.
Üç gündür eli boşluğundan kahvehaneye geliyordu. Kemal'e ben arada uğrar bakarım demişti ama Ali'yle uğraşmak eğlenceli geldiği için akşama kadar burada oturuyordu.
